Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ni protesto etmek için iş bırakan 18 sağlık meslek örgütü üyesi, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya geldi.
Konuya ilişkin basın açıklaması yapan SES Ankara Şube Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, "Sağlık Bakanlığı’nın düzenlemeleri hem bizim meslek onurumuzu ve özlük haklarımızı, hem de halkımızın sağlık hakkını hiçe sayıyor" dedi.
Ankara Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş) gibi sendika ve derneklerin de yer aldığı 18 sağlık meslek örgütü, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'ni protesto etmek için Ankara İl Sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.
İş bırakacak olan sağlık çalışanları adına basın açıklamasını okuyan SES Ankara Şube Eş Genel Başkanı İbrahim Kara, şunları kaydetti: "Sağlık Bakanı geçtiğimiz günlerde ‘Sağlıkta Türkiye Yüzyılını Başlatacaklarını’ duyurdu ancak Türkiye sağlık ortamının sorunlarına karşı seyirci kalmaya devam ediyorlar. 44 haftadır vergide adalet için, 10 haftadır ‘Eziyet Yönetmeliği’ne karşı aile hekimleri, hemşireler, ebeler, teknisyenler, sağlık memurları kısacası tüm sağlık çalışanları olarak alanlardayız. Kasım ayının ilk haftasında üç gün, 2-6 Aralık tarihlerinde ise beş gün iş bıraktık. Sesimizi duyurmak için Sağlık Bakanlığı’nın önüne kadar gittik ama kapı duvar. Sağlık Bakanlığı tarafından sorunlarımızın dinlenmesini ve çözüm yolları oluşturmayı planlarken, bizi ve eylemlerimizi küçük gören tavırlarla karşılaştık.
"Bakanlık, hekimlerin mesleki özerkliğini yok eden 'Eziyet Yönetmeliği'ni getirdi"
Bizler; zorlu koşullarda birinci basamakta halkın sağlığı için çalışırken, Bakanlık hekimlerin mesleki özerkliğini yok eden, sağlık emekçilerinin iş ve gelir güvencesini ortadan kaldıran 'Eziyet Yönetmeliği'ni getirdi. Yetmedi; çalışma koşullarımızı daha da ağırlaştıran, birinci basamak sağlık ortamını tümden istikrarsızlaştıran yasa teklifini de yıl bitmeden Meclise getirdi. Sağlık Bakanlığı’nın düzenlemeleri hem bizim meslek onurumuzu ve özlük haklarımızı, hem de halkımızın sağlık hakkını hiçe sayıyor.
"Bakanlık halk sağlığını düşünseydi, bilimsel koruyucu tıp uygulamalarını yaygınlaştırırdı"
Henüz yeterli bilimsel veriler bulunmayan geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) uygulamalarının aile hekimleri birimlerinde mesai dışında paralı olarak yapılmasının önü açıldı. Bakanlık gerçekten halk sağlığını düşünseydi GETAT uygulamalarını değil, birinci basamakta bilimsel koruyucu tıp uygulamalarını yaygınlaştırırdı. Aile hekimliğinde ücretsiz olarak verilen raporlar ücretli hale getirildi. Şimdiden uyarıyoruz; sağlıkta şiddeti artıracak bu durumun mesuliyeti Bakanlıktadır. Aile hekimi arkadaşlarımızı hastalarla karşı karşıya getirecek bu düzenleme birinci basamakta istenmeyen olaylara neden olacaktır.
Bizler; nitelikli ve ücretsiz sağlık hakkı talep ederken, bakanlık katkı ve katılım paylarını artırıyor. Hastalarımız eğer daha az katkı payı ödemek istiyorsa 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşuna aile hekimliğinden sevkle gitmesi gerekecektir. Eziyet Yönetmeliği, 2. ve 3. basamağa yaptığı sevklerden dolayı aile hekimini gelirini keserek cezalandırmaktadır. Bu durumda sevk isteyen hasta ile hekimler yine karşı karşıya gelecektir. Sağlık Bakanlığı bizim de talep ettiğimiz sevk zincirini hastalarla hekimleri karşı karşıya getirerek, hekimlerin kazancı üzerinden kurmaya çalışmaktadır.
67
Sağlık Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz sorun yumağına dönüşmüş sağlık sistemini performansa dayalı, bilimsel yaklaşımdan uzak, keyfi yönetmelikler ile düzeltemezsiniz. Hekimlerin ve sağlık emek örgütlerinin görüşlerini ve önerilerini dikkate almadan hiçbir sorunu çözemezsiniz. Kamusal bir hizmet olan aile hekimliği kamuya ait mekânlarda sunulmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman, ekipman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilinceye kadar Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2 bin nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Birinci basamakta bilimselliği tartışmalı GETAT uygulamalarına son verilmelidir. Aile Hekimliğinde güvencesiz ve kadrosuz istihdamı kabul etmiyoruz. Aile sağlığı merkezlerinde nüfus yapısına göre yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli; aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Aile hekimleri işveren olmamalıdır. Ebe ve hemşirelerin maaş ve teşvik ödeme kriterleri mesleki sorumluluklarının dışında kriterlerden oluşmakta iken, Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışan ebe hemşirelere ödenecek ücret Aile Hekiminin çalışma kriterleri ile değil kendi mesleki sorumluluklarına göre düzenlenmelidir. Aile Sağlığı Çalışanlarının kanun değişikliği gerektiren tavan ücreti katsayısı artırılmalıdır. Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan hekim, ebe, hemşire ve sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Sağlıkta şiddeti artıracak düzenlemeler değil, şiddetin önlenmesini sağlayacak etkin ve caydırıcı tedbirler alınmalı, etkili şiddet yasası çıkarılmalı ve sağlık çalışanlarının can güvenliği sağlanmalıdır."
Yorum Yazın