Suç ekonomisi: Saklanan gerçekler-2

Suç ekonomisi: Saklanan gerçekler-2

Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca stopaj yapılabilmesi için gerekli olan vergi cennetleri listesini 17 yıldır açıklamayan iktidar, ülkemizden her yıl milyonlarca doların 1 kuruş vergi ödemeden göz göre göre ve rahatlıkla vergi cennetlerine kaçırılmasına, ülkemizin milyonlarca dolar vergi kaybına uğramasına neden oluyor.

“Vergi cennetleri”, düşük vergi oranları, gizlilik politikaları ve sermaye hareketliliğini kolaylaştıran düzenlemeleriyle tanınan bölgelere verilen isim. Buralarda mükelleflere ilişkin finansal bilgiler diğer ülkelerle paylaşılmaz. Gelirlere çok düşük ya da sıfır vergi oranı uygulanır.

Vergi cennetleri, uluslararası birçok alanda offshore yani kıyı ötesi finans merkezleri olarak da bilinir. Bunlara offshore yani kıyı ötesi denilmesinin asıl nedeni, bu yerlerin Karayip Denizi’ndeki irili ufaklı adalardan oluşmasından kaynaklanıyor. Ancak bu kavram Karayip’teki yerleri de aşarak denizi ve dolayısıyla kıyısı olmayan yerlerde de kullanılınca bu kavramın içeriğinde ilk etapta deniz ve kıyı aramak yerine, vergi avantajı olan yerler anlaşılmaya başlandı. Böylece bir yer, denizi ve kıyısı olmasa da vergi cenneti dolayısıyla offshore sayılıyor.

Dünyada bilinen offshore merkezleri yani vergi cennetleri olarak; Appleın 55 milyar dolarlık vergi hilesine konu işlem yaptığı İrlanda’yı, Google’ın 45 milyon dolardan fazla para tuttuğu Bermuda, Lüksemburg, İsviçre, Monaco, Virgin Adaları, Man adaları, Cayman Adaları, Malta, Şeyseller, Bahreyn, Mauritius Cumhuriyeti, Jersey’i (Manş Adaları) sayabiliriz.

Vergi cennetleri, hem vergi kaçırmak isteyen şirketler ve bireyler hem de kara para aklamak isteyen suçlular için cazip bir seçenek sunar. Vergi cennetleri, aynı zamanda uluslararası finansal sistemin istikrarını, vergi adaletini, gelir dağılımını ve hukukun üstünlüğünü tehdit eder. Bu nedenle, vergi cennetleri ile mücadele hem ulusal hem de uluslararası düzeyde öncelikli bir konu.

Büyük bölümü ada devletlerinden oluşan ve gizliliğin esas olduğu vergi cennetlerinde çoğunlukla;

  • Kendi devletinden parasını saklayan,
  • Vergi ödemek istemeyen,
  • Yasadışı yollardan sağladıkları “kara para”yı aklamak için uygun fırsat bekleyen, kişi ve örgütler işlem yapıyor.

Vergi cennetleri ile mücadele etmek üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin yedinci fıkrası ile Cumhurbaşkanı’nca (9 Temmuz 2018 öncesi için Bakanlar Kurulu’nca) ilan edilen vergi cennetlerinde yerleşik kurumlara yapılan her türlü ödemeler üzerinden %30 oranında stopaj (vergi kesintisi) yapılması öngörülmüştü.

Kanunun 21/06/2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olmasına karşın vergi cennetleri listesi 9 Temmuz 2018 tarihine kadar Bakanlar Kurulu’nca, bu tarihten sonra da günümüze kadar Cumhurbaşkanı’nca belirlenerek ilan edilmedi.

Vergi cennetleri listesinin yayınlanmamasının en önemli sonuçlarından biri, Türkiye’nin uluslararası kamuoyu ve yatırımcılar nezdinde şeffaflık konusundaki imajının zedelenmesi. Bu durum, yatırımcı güvenini etkiler ve potansiyel olarak ülkeye olan yatırımları azaltır.

Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca stopaj yapılabilmesi için gerekli olan vergi cennetleri listesini 17 yıldır açıklamayan iktidar, ülkemizden her yıl milyonlarca doların 1 kuruş vergi ödemeden göz göre göre ve rahatlıkla vergi cennetlerine kaçırılmasına, ülkemizin milyonlarca dolar vergi kaybına uğramasına neden oluyor.

Geçimini güçlükle sağlayan dar gelirli vatandaşlarımız hem gelirleri hem de harcamaları üzerinden alınan ağır vergiler altında ezilirken, vergi cennetlerinde saklanan milyarlarca dolardan 1 kuruş bile vergi alınmıyor. Bütçenin açığını kapatmak her zaman bize düşüyor…

Vergi cennetlerinin “Varlık Barışı” uygulamalarından yararlanmasına olanak sağlamak suretiyle de iktidar, vergi cennetlerinde vergi ödememek için tutulan paralar ile yasadışı yollardan elde edildiği için devletten gizlenen kara paranın ülkeye hem vergisiz hem de sorgusuz sualsiz serbestçe girmesine izin verdi.

Listenin yayınlanmaması ve varlık barışı yoluyla off-shore merkezlerde saklanan paraların Türkiye’ye girmesine izin verilmesiyle;

  • Vergisini dürüstçe ödeyen, yasalara saygılı vatandaşlar cezalandırıldı,
  • Vergi kaçakçılarını ve suç işleyerek kazanç elde edenleri, parasını ve şahsi çıkarını ülkesinden ve devletinden üstün görenleri korunarak, ödüllendirildi.

Vergi cennetleri listesinin yayınlanmamasının en önemli sonuçlarından biri, Türkiye’nin uluslararası kamuoyu ve yatırımcılar nezdinde şeffaflık konusundaki imajının zedelenmesi. Bu durum, yatırımcı güvenini etkiler ve potansiyel olarak ülkeye olan yatırımları azaltır. Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası ekonomi yönetimi değişmiş, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini üstlenen Mehmet Şimşek, Türkiye’nin rasyonelliğe dönmekten başka çaresi olmadığını söylemişti. Rasyonelliğe dönmenin yollarından biri de, vergi cennetleri listesini Cumhurbaşkanı’nın imzalaması ve yayınlaması. Yoksa bugün fellik fellik aranan yabancı kaynakların ülkemizi gelişi kolay olmaz. Ayrıca Türkiye’nin vergi cennetleri ile işbirliği yapması, vergi kaybına, vergi adaletsizliğine, yolsuzluğa, kara para aklamaya, finansal istikrarsızlığa ve rekabet gücü kaybına yol açar.

Bu yazı dizisinin ilk bölümünü buradan okuyabilirsiniz.

Turgay Bozoğlu
Latest posts by Turgay Bozoğlu (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir