Türkiye limanlarından İsrail’in plastik çöpleri Adana’ya nasıl geldi?

Türkiye limanlarından İsrail’in plastik çöpleri Adana’ya nasıl geldi?

Türkiye ile İsrail arasında ticaretin boyutları, ilginç bir detayı da ortaya çıkardı. İsrail’in Türkiye’ye gönderdikleri bunlarla sınırlı değil. İsrail, aldığı plastik mamuller kullanıldıktan sonra oluşan plastik çöplerini de Türkiye’ye gönderen ülkeler arasında yer alıyor.

Ortadoğu’da İsrail ve Hamas’ı yeniden karşı karşıya getiren çatışmalı süreçte, Türkiye-İsrail ilişkileri tartışmaların merkezinde yer alan konu oldu.

Türkiye ve İsrail, 2018’de ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımasıyla başlayan gerginlik nedeniyle diplomatik ilişkilerini maslahatgüzar düzeyine indirmiş, diplomatik ve siyasi temasları sıfır noktasına çekmişti.

Ancak, ticari ilişkiler bu gelişmelerin dışında kaldı, hatta ekonomik ilişkiler siyasi ilişkilerdeki gerilimin aksine gelişme gösterdi.

2002 yılında 1,41 milyar dolar olan ticaret hacmi 2022’de 9 milyar dolar seviyesine kadar çıktı. Ticaret dengesi, Türkiye’nin lehine bir seyir izledi.

İsrail Merkez Bankası’nın internet sitesinde nisan ayında yayınlanan Türkiye ile ekonomik ilişkileri analiz eden raporda, İsrail’in Ortadoğu’da komşu ülkelerden kopuk bir “ada ekonomisi” olarak geliştiği, bölgedeki tek istisnanın “Türkiye” olduğu kaydediliyor.

Savaş devam ederken Türkiye limanlarından İsrail’e ticaret akışının devam etmesi eleştiri konusu oldu.

Kafası karışık bireyler de yine suçluyu başka yerlerde arayıp “boykot” adı altında colaları yerlere dökerken, kahve zincirinde oturanları taciz edip, hamburgerci taşlıyordu.

Savaşın başladığı günden bu yana yüzlerce gemi Türkiye’den İsrail’e gitti, kargo uçuşları devam etti.

Boykot, kolektif bir bilinçle uzun vadeli kararlılıkla yapıldığında bir anlam ifade eder.

Kahvesini, colasını içen sıradan yurttaşı suçlu ilan edip hedefe koydurtmak ama diğer yanda İsrail’e lojistiğe devam etmek ne ahlaka ne de boykotun özüne uygun bir tavır değil.

İsrail Merkez Bankası’nın raporuna göre, Türkiye’den İsrail’e yapılan ihracattaki artışın büyük kısmı, üretim girdilerinden kaynaklandı.

İsrail, Türkiye’de üretilen malları diğer ticaret ortakları aracılığıyla da ithal ediyor. Bu ticaretin yıllık hacmi 800 milyon doları geçti.

Türkiye’den İsrail’e ihraç edilen malların başında metal, makine, plastik, çimento ürünleri, tekstil ve motorlu taşıtlar geliyor.

Hatta son yıllarda Almanya ve İngiltere’den sonra İsrail, plastik mamullerde Türkiye’nin en büyük ihraç pazarlarından biri haline gelmiş durumda.

İsrail’in Türkiye’ye tohum, gübre ve sera gibi kalemlerle başlayan tarım ihracatı akıllı sulama sistemleri ve diğer tarım teknolojileriyle devam ediyor.

Türkiye ile İsrail arasında ticaretin boyutları, ilginç bir detayı da ortaya çıkardı.

İsrail’in Türkiye’ye gönderdikleri bunlarla sınırlı değil. İsrail, aldığı plastik mamuller kullanıldıktan sonra oluşan plastik çöplerini de Türkiye’ye gönderen ülkeler arasında yer alıyor.

Avrupa’nın plastik çöp tenekesine dönen Adana’da bu yıl yapılan incelemelerde bulunan İsrail etiketli ürün ambalajları da bunun göstergesi. 

(Fotoğraflar Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Sedat Gündoğdu tarafından çekildi)

Siyasi ve diplomatik ilişkileri son derece ince bir gerilim hattında ilerleyen iki ülkeden birinin diğerine çöpünü gönderiyor olması, o ülkenin de bu çöpü alıp kabul ediyor olması neyle açıklanabilir?

Plastik kirliliği İsrail’in en büyük çevre kirliliği sorunlarının başında geliyor. Öyle ki Akdeniz’i en çok kirleten ülkelerin de başında yer alıyor.

Tel Aviv plajları, Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler arasında en yüksek miktarda atık içeren plajlar olarak gösteriliyor. Deniz ve kumda bulunan atıkların yüzde 70 ila 90’ı tek kullanımlık plastiklerden oluşuyor.

Çünkü, ülkede tek kullanımlık plastik kullanımı son derece yaygın.

İsrail, kişi başına tek kullanımlık plastik alanında dünya liderleri arasında yer alıyor. AB ile kıyaslandığında İsrail’deki kullanım oranı AB ülkelerinden neredeyse beş kat daha fazla.

İsrail’den Türkiye’ye gönderilen plastik atık miktarına ilişkin henüz net bir rakamsal veri yok.

Siyasi ve diplomatik ilişkileri son derece ince bir gerilim hattında ilerleyen iki ülkeden birinin diğerine çöpünü gönderiyor olması, o ülkenin de bu çöpü alıp kabul ediyor olması neyle açıklanabilir?

Ancak, İsrail’in yoğun tek kullanımlık plastik tüketimi ve çöp sahalarına gönderilen plastik çöpün çok düşük miktarda dönüştürülüyor olması belli ki dolaylı yoldan bu çöp ihracatının da önünü açmış.

Birileri “cambaza bak cambaza” derken, Türkiye ile İsrail limanları arasında gidip gelen gemileri ve bu gemilerin neler taşıdığını bilmek her yurttaşın hakkı.

International Trade Administration’ın sitesinde yer alan bilgilere göre, İsrail’de atıkların yüzde 80’i çöp sahasına gönderilirken, sadece yüzde 20’si geri dönüşüne gidiyor. Atık depolama sahalarının da kapasitesinin en üst seviyesine ulaştığı belirtiliyor.

Avrupa’nın plastik çöplüğüne dönen Türkiye’de plastik atıkların geri dönüştürülmeden yakıldığı ve yüksek derecede zehirli kimyasalların ortaya çıktığı artık herkesin malumu.

Geçmiş yıllarda Türkiye’de faaliyet gösteren çevre örgütlerinin, özellikle İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya, Hollanda, Belçika ile Kanada ve İsrail kaynaklı plastik atıklarının Türkiye’ye girişini önlemeye yönelik çok yönlü girişimleri oldu.

Hali hazırda Türkiye’nin plastik çöp ithalatı 680 bin tonlar seviyesinde.

Diğer yandan, bu hafta Avrupa Komisyonu önemli bir duyuru yaptı.

Türkiye’nin de aralarında olduğu OECD üyesi ülkelere yönelik plastik atık ihracatına sıkı kurallar getireceğini açıkladı.

AB, OECD dışı ülkelere ise plastik atık ihracatını tamamen yasaklayacağını kaydetti.

Temel hedef, “işlenmek üzere üçüncü ülkelere ihraç edilen atıkların o bölgelerde hasara yol açmasını önlemek için daha katı kurallar getirilmesi” olarak ifade edilebilir.

Bu acaba OECD üyesi olan ve halen plastik çöpün Everest’ine dönmüş Türkiye’nin aleyhine mi işler?

Tam karar metni çıktığında bunu detaylarda göreceğiz. İki yıldır üzerinde tartışılan yeni düzenleme Avrupa Parlamentosu’nda kabul edildikten sonra, AB Komisyonu’nun onayı ile AB ülkelerinde derhal yürürlüğe girecek.

Özetle, birileri “cambaza bak cambaza” derken, Türkiye ile İsrail limanları arasında gidip gelen gemileri ve bu gemilerin neler taşıdığını bilmek her yurttaşın hakkı.

Hakkınıza sahip çıkın, protesto tepkinizi bunlara gösterin…

Pelin Cengiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir