Maden oligarşisi: İliç’ten sonra Artvin’e SSR Mining zehiri

Maden oligarşisi: İliç’ten sonra Artvin’e SSR Mining zehiri

Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, Artvinde Cerattepede Cengiz Holdingi ve Hod Köyü’nde SSR Miningi frenlemeye çalışıyoruz. Yerel seçimlerde buraları kazanırlarsa artık fren tutmaz” diyor.

Erzincan’ın İliç ilçesindeki Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde liç yığın alanının kayması sonucu toprak altında kalan dokuz işçinin bulunmasına ilişkin bir arpa boyu yol alınamazken, bölgedeki çevresel riskler de bertaraf edilebilmiş değil.

Yaşanan facianın ardından şirketin çevre izinleri ve üretim lisansı iptal edilirken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin çeşitli açılışlara katılmayı tercih ederek maden bölgesine dokuz gün sonra teşrif etmesi de meseleye yaklaşımı gösteriyor.

Facia tüm boyutlarıyla gözümüzün önünde dururken, madenci şirketin ortaklık yapısına ve Türkiye’de diğer projesine de mercek tutmakta fayda var. Zira, bu ortalık yapısı ve diğer projeler gelecekte bizleri nelerin beklediğinin habercisi.

Kamuoyunda bu aralar sıkça yer aldı ancak yine de şirketlerin ortaklık yapısını hatırlayalım.

  • Anagold Madencilik, 2000 yılında kuruldu. Anagold Madencilik, faaliyetlerine yüzde 80 ortağı olan ABD-Kanada ortaklığındaki SSR Mining ve Çalık Holding şirketlerinden biri olan Lidya Madencilik ortaklığında devam ediyor.
  • Lidya Madencilik, Çalık Holding’in Kanadalı Alacer Gold ile 2009 yılında işbirliğini gerçekleştirmesinden sonra 2010 yılında faaliyetlerine başlayan bir şirket olarak biliniyor.
  • Kanada-Vancouver merkezli SSR Mining’in (https://www.ssrmining.com/operations/) 2020 yılında satın aldığı ABD-Denver merkezli Alacer Gold üzerinden Çalık Holding ile birlikte ortak dört projesi daha bulunuyor.
  • SSR Mining, Türkiye’deki altın arama ve üretim faaliyetlerini Alacer Gold üzerinden yürütürken, Çalık Grubu’na bağlı olan Lidya Madencilik Türkiye’deki diğer operasyonlarını (https://www.lidyamadencilik.com/portfoy) Anagold Madencilik, Artmin Madencilik, Polimetal, Bakırtepe, Tunçpınar şirketleriyle gerçekleştiriyor.

30 yılı aşkın süredir Artvin’de Cerattepe’de önce Kanadalı İnmet Mining’e daha sonra Cengiz Holding’e karşı direnenler bir yandan da SSR Mining’in altın madenciliğine karşı mücadele veriyor.

Kanada-ABD ortaklığındaki SSR Mining, Çalık Holding bünyesindeki Artmin Madencilik üzerinden Artvin’deki altın-bakır cevherleşme projesi Hod Maden’in de sahibi.

Şu anda şirket, köy okuluna yerleşmiş durumda, yolları ve trafo merkezlerini inşa ediyor. Yukarı Maden ve Aşağı Maden köyleri tehdit altında. İlk ruhsatı 2015te 1,93 hektar için “ÇED Gerekli Değildir” kararıyla aldılar. Daha sonra toplam proje alanı 8 bin 600 hektara çıkarıldı.

SSR Mining’in (https://www.ssrmining.com/operations/development/hod-maden/) sitesinde yer alan bilgilere göre, 8 Mayıs 2023’te Hod Maden Projesi’nin yüzde 40’a kadar hissesi ve operasyonel kontrolü Lidya Madencilik’ten SSR Mining tarafından satın alındı. Böylece, Artvin’deki projenin kontrolü ve çoğunluk hissesi SSR Mining’e geçmiş oldu.

Lidya Madencilik’in (https://www.lidyamadencilik.com/projeler/hod-maden) sitesinde yer alan bilgilere göre, 2018 yılında yayınlanan Ön Fizibilite Raporu yeraltı madencilik yöntemiyle 11 yıl maden ömür boyunca yüksek tenörlü altın içeren bakır konsantresi üretileceğini öngörüyor.

SSR Mining’in Hod Maden Projesi’yle ilgili, “yüksek getirili, kısa vadeli ve risksiz büyüme projesi” ifadelerinin yer alması epeyce manidar. Dünyanın maden oligarşilerinin Türkiye’nin doğasına, yaşam alanlarına, emekçilerine bakış açısını gayet net şekilde özetliyor.

Artvin’de uzun yıllardır insanüstü bir çabayla Cerattepe’de altın madenciliğinin yanı sıra diğer talan ve rant projelerine karşı mücadele veren Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan’a, Hod Maden ile ilgili son durumu sordum.

Karahan, “Artvin’de Cerattepe’de Cengiz Holding’i ve Hod Köyü’nde SSR Mining’i frenlemeye çalışıyoruz. Yerel seçimlerde buraları kazanırlarsa artık fren tutmaz” diyor.

Peki, Artvin’de şu sıralarda neler oluyor, Karahan’ın anlatımlarından aktaralım:

“Cerattepe’de şu anda tünel sistemiyle bakırı çıkarıyorlar. Altın yüzeyde olduğu için açık kazıya geçmek istiyorlar, bunun için turizm alanını daralttılar. Şehirle bağlantılı şekilde özellikle üst mahallelerde patlatmalar sebebiyle yüzeyde hareketlenmeler var, heyelan riski taşıyor. Turizm alanının daraltmasına ilişkin dava açtık, Danıştay yürütmeyi durdurma verdi, süreç bir üst mahkemede devam ediyor.

Türkiye’nin emeği de doğası da emperyalist şirketler ve yerli işbirlikçileri eliyle yıllarca yağmalandı, daha da yağmalanmak isteniyor. Ülke topraklarının yerli ve yabancı sermayeli maden şirketleri arasında paylaştırılması, emperyalist sermaye güçlerinin taleplerine göre yasal düzenlemeler, ayrıcalıklar ve teşvikler sunulması ciddi bir kaynak transferi ve mülksüzleştirme stratejisinin temelinde yer alıyor.

Hod’da ise durum şöyle: Burada ortadan bir nehir geçiyor, yanında Deriner Barajı var. Burada siyanürlü madencilik yapıldığında Deriner Barajı, Artvin, Borça, Karadeniz derken kirlilik uluslararası sulara taşınacak. Burası ekoloji açıdan çok zengin bir vadi ancak, şu ana kadar sıyırdıkları toprağı bu vadiye doldurdular.

Şu anda şirket, köy okuluna yerleşmiş durumda, yolları ve trafo merkezlerini inşa ediyor. Yukarı Maden ve Aşağı Maden köyleri tehdit altında. İlk ruhsatı 2015’te 1,93 hektar için “ÇED Gerekli Değildir” kararıyla aldılar. Daha sonra toplam proje alanı 8 bin 600 hektara çıkarıldı. 700 küsür araziyi kamulaştırmaya çalışıyorlar, bir kısmı sahipleri tarafından verildi, diğerlerinin davaları sürüyor.”

Türkiye’nin emeği de doğası da emperyalist şirketler ve yerli işbirlikçileri eliyle yıllarca yağmalandı, daha da yağmalanmak isteniyor.

Ülke topraklarının yerli ve yabancı sermayeli maden şirketleri arasında paylaştırılması, emperyalist sermaye güçlerinin taleplerine göre yasal düzenlemeler, ayrıcalıklar ve teşvikler sunulması ciddi bir kaynak transferi ve mülksüzleştirme stratejisinin temelinde yer alıyor.

Buna ideolojiler üzeri bir yerden dayanışma ve birlik içinde “dur” demek zorundayız.

Erzincan’da çok içimiz yandı, Artvin’de aynı acıların yaşanmaması için zararın neresinden dönülürse tüm ülke için kârdır.

Pelin Cengiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir