Altına bak, tazıya tut!

Altına bak, tazıya tut!

Enflasyonun kontrol altına alındığını söylemek için henüz çok erken. Türkiye’de enflasyonun en büyük tetikçisi döviz kurları. Kur artışını engellemek için döviz girişi gerekiyor. Yeterli döviz girişi ne yazık ki görünmüyor.

ABD seçimleri ve faizler: Kasım 2024 tarihinde yapılacak olan ABD başkanlık seçimleri şimdiden ABD’yi ve dolayısıyla tüm dünyayı germeye başladı. Teksas eyaleti göçmen sorunu yüzünden kazan kaldırdı. Türkiye’de hemen “ABD parçalanıyor, iç savaş çıkıyor” geyiği başladı ama, ABD yaşayan vatandaşlarımızdan öğrendiğimiz kadarıyla durum farklı.

Kasım ayında 80 yaşında iki adamdan hangisinin ABD yi ve dolayısıyla dünyayı yöneteceğine ABD seçmeni karar verecek. İki adayın yaşları beni ilgilendirmez ama al birini vur ötekine.

Gün geçtikçe Fed ve ECB verileri piyasa faiz indirimi beklentileri ile daha uyumlu hâle geliyor. Merkez bankalarının faiz indirime başlayacağı beklentisi hem tahvillere hem hisse senetlerine alış getiriyor. Yine de merkez bankalarının faizlerini yaz başına kadar sabit tutma eğiliminde olacağını düşünüyorum.

Kızıldeniz’deki çatışmanın ticaret yollarında ve tedarik zincirinde enflasyonist etkileri olacağını geçen hafta yazmıştım. Sorun devam ediyor ve gemi taşıma maliyetleri, sigorta ve zaman sorunu artmaya devam ediyor. ABD ekonomisinin yumuşak iniş yapması enflasyonda sertr düşüşü engelleyecek gibi duruyor.

TCMB faiz kararı:

MB faizi 250 baz daha artırıp %45 yaptı. Faiz artışının sonuna gelindiğinin ve ekstra bir olay olmazsa artık sabit bırakacağını ilan etti. Faiz artışının, likitide fazlasının çekilmesi, kamu tasarruf harcamalarının kısılması gibi mali tedbirlerle desteklenmedikçe işe yaraması zor. Önümüzde seçim varken bunların yapılacak iradenin gösterilmesi bence imkansız. Enflasyonun kontrol altına alındığını söylemek için henüz çok erken. Türkiye’de enflasyonun en büyük tetikçisi döviz kurları. Kur artışını engellemek için döviz girişi gerekiyor. Yeterli döviz girişi ne yazık ki görünmüyor.

TCMB ve BDDK: 19 Ocak 2024 verileri açıklandı.

Bu verilere göre ilgili hafta;
Yabancı Portföy: Hisse senedinde 145 milyon dolar alış, tahvilde 40 milyon dolar satış var.

Merkez bankası rezervi: İlgili hafta brüt rezerv 1,7 milyar dolar, yılbaşına göre 3 milyar dolar, 22 Aralık 2023 haftasına göre 7,4 milyar dolar azalmış. 22 Aralık tarihine göre net rezervler 16,4 milyar düşerek 40 milyar dolardan 23,7 milyar dolara indi. Swap hariç net rezerv ise eksi 36,8 milyardan eksi 41,8 milyar dolara yükseldi. 5,4 milyar erimiş.Son iki yılın en yüksek kaybı. Toz pembe bulutlar dağılmaya başlıyor olabilir.

Mevduat ve DTH: İlgili hafta üç aylık mevduat faizleri bir puan daha gevşedi. TL bolduğu ve bankaların kredi verememesi mevduat faizlerini aşağı itiyor.Bankaların döviz mevduatı hesaplarında iki aydır neredeyse değişim yok. Sanırım %45 için dövizini bozan, bozdu. Bu faize daha fazla döviz bozmaya niyetleri yok. Zaten hedef enflasyon %36, dolar beklentisi 40 lira kaldığı müddetçe dolar pozisyonunu bozmaz kimse. Üstelik her iki tahminde fazla iyimser görülüyor.

Bireysel kredi faizleri 1,34, ticari kredi faizleri 0,59 puan gevşemiş. Ticari kredi artışı hemen hemen aynı kalıp tüketici kredi azalışı devam ederken ilgili hafta süpriz bir şekilde kredi kartı borçlanması %1,7 azalmış. Kredi kartları borçlanmasında eksiyi en son ne zaman gördüğümü hatırlayamıyorum.

Krediler: Bireysel kredi faizleri 1,34, ticari kredi faizleri 0,59 puan gevşemiş. Ticari kredi artışı hemen hemen aynı kalıp tüketici kredi azalışı devam ederken ilgili hafta süpriz bir şekilde kredi kartı borçlanması %1,7 azalmış. Kredi kartları borçlanmasında eksiyi en son ne zaman gördüğümü hatırlayamıyorum.

İktidar uzun zamandır kredi hacmini daraltmak için uğraşıyor. Bugüne kadar bu uğraşa kredi kartları ısrarla baş kaldırıyordu. Kredi kartları da durdu mu göreceğiz. Hem zamlı maaşlar hem şirketlerin indirimli satışları Ocak ve şubat ayında kredi kartı harcamalarını tetikler gibi geliyor bana. Kredi kart harcamaları engellenemezse ek polisiye tedbirler gelir.

Dolar/TL:

Son haftalardaki hareketlerini dikkate alırsak bu hafta desteği 29,70, dirençleri ise 30,65 ve 31 seviyesinde. Bu kadar değer kaybına rağmen TL’nin hâlen değerli olduğunu unutmamanızı öneririm. Doların gevşemesini ihracatçılarda istemiyor. Oysa doların artışı ihracattan çok ithalatı etkiliyor.

Bist100:

Merkez bankalarının faiz indirimine yakın olması hisse fiyatlarını yukarı itiyor. Dünya borsaları çoşkulu alışlarına devam ediyor. Türkiye borsası ise faizde sona gelindiği haberine belki bu hafta tepki verir. Ama Türkiye’nin 2024 yılında daralıp daralmayacağı endişesi borsaları etkilemeye devam edebilir. Teknik olarak geçen hafta test edeceğini düşündüğüm 8600 puanı bu hafta deneyecek sanırım. 8600 üstüne çıkması iki ile dört haftayı bulabilir. Cuma günü alış yapılmış, 8600 puandan kar satışı gelecektir.

Dolar endeksi ve ABD (10 yıl) Tahvil: Endeks 103,90 puana yaklaştı. Ama burayı geçmesi için ABD ekonomisinin yumuşak iniş yapacağı beklentisi bile yetersiz kalır bence.

Major merkez bankalarının faiz indirimine yakın olması ABD tahvillerine alış getirdi. Uluslararası finans kuruluşları tahvil alımı öneriyorlar artık. %3,90 ile %4.30 arasında sıkışma biraz daha devam edecek sanki.

Bitcoin:

42.250 doların altından ikinci hafta kapanışını yaptı. 37.350 dolar önemli destek oldu. Buranın altında kapanış 33.000 hatta 29.000 doları yeniden hedefe sokar.

Eur/USD:

1.0780 seviyesi destek. Altını görmesi 1,0635 seviyesini hedefe sokar.

Brent Petrol:

Son beş haftadır hem ham hem brent petrol tutunmaya çalışıyor. Haftalar önce petrol fiyatlarının daha fazla gevşemesine izin vermeyeceklerini tahmin etmiştim. Ham petrol 73 dolar, brent petrol 78 dolar desteğinden sert yukarı döndü. Teknik olarak “AL” a dönmek üzereler.

 Altın hakkında çok fazla artış beklentisi ve senaryo var. Öncelikle altının fiyatının ne zaman artacağı konusunda genel inanış söyle; 1- Altın en güvenilir limandır. 2- Dolar endeksi ve ABD on yıllık tahvil faizleri gerilerse altın değer kazanır.3- Jeopolitik riskler altın fiyatını artırır. 4- Emtia fiyatlarının artışı altın fiyatını yükseltir.

Altın/ons:

Altın hakkında çok fazla artış beklentisi ve senaryo var. Öncelikle altının fiyatının ne zaman artacağı konusunda genel inanış söyle; 1- Altın en güvenilir limandır. 2- Dolar endeksi ve ABD on yıllık tahvil faizleri gerilerse altın değer kazanır.3- Jeopolitik riskler altın fiyatını artırır. 4- Emtia fiyatlarının artışı altın fiyatını yükseltir.

Son üç yıla baktığımızda hemen hepsi gerçekleşti. Bu süre içinde altın ana hatlarıyla 1800 dolar ile 2100 dolar arasında kaldı. Son bir buçuk yıldır emtia fiyatları düşüyor, dolar endeksi ve ABD on yıllık tahvil faizleri ise artıyordu. Buna rağmen jeopolitik riskler altının dramatik düşmesine izin vermedi. Son altı aydır jeopolitik riskler artarken diğer faktörler sabit kaldı. Bu seferde altın 2100 doların üstüne çıkamadı.

Altının geçmişine bakarsak iki yükseliş trendi görüyoruz. 1970 ile 1980 arası, 2005 ile 2012 arası. Bunların ortak özelliği 1- Merkez bankaları altın topluyor, 2- altın üretimi düşüyor, 3- Enflasyonist baskı, 4- Emtiaya talep.

Bugün emtiaya talep dışında hepsi mevcut. Enflasyonist tehdinin sonuna gelmiş gibi duruyor. 2005 sonrası artışın en büyük sebebi Çin’in emtia talebiydi. Bugün öyle bir talebi yok. Ne zaman olacak, olur mu belli değil.

Bir de altının çıkarma maliyeti ile piyasa fiyatı arasındaki ilişkiye baktım. 2005 yılında altının çıkarma maliyeti 250 dolar iken piyasa fiyatı %75 üstünde 435 dolarmış. 2028 yılında çıkarma maliyeti 950 dolar iken piyasa fiyatı %26 üstünde 1200 dolarmış. Bugün çıkarma maliyeti 1400 dolar iken fiyatı %44 üstünde 2018 dolardan işlem görüyor. Kısaca altın zirvede iken çıkarma maliyetinin %74 üstünde, altın göreceli olarak dipte iken çıkarma maliyetinin %26 üstündeymiş. Bugün %44 üstünde. Altının 1760 dolar ile 2450 dolar arasında bir yerde olması gerekiyor geçmişine bakarsak zaten. Ama ne 1980 ne 2005 dönemi kadar veriler bir tarafa doğru net değil.

Biraz da teknik olarak bakalım. 1630 doların altına gelmediği müddetçe altının üçüncü trende girmesi oldukça yüksek olasılık. Üçüncü uzun vadeli trendin hedefi 3800 dolar. Orta vadede ise 2075 doların üstünde kapanış yapabilmesi çok önemli. Buranın üstünde kapanış 2450 doları hedefe sokar. Kısa vadede ise 1980 civarını kesin görür gibi geliyor bana.

Sonuca gelecek olursak, piyasa boğaları hisse senedinde ve tahvilde kâr realizasyonu yapıp altına geçmeden altında uzun vadeli trende gireceğimizi zannetmiyorum. Borsalara sert satışlar, tahvile sert alışlar gelmesi gerek. ABD on yıllık tahvilleri % 3,20 altına geldikten sonra altına dikkat etmek gerekir. Altın da yukarı hareketin en erken 2024 sonunda başlamasını bekliyorum. 2026 ya kadar 2500 doları 2030 yılı civarında da 3800 doları görürse şaşırmayacağımı söyleyebilirim. Ama aylardır yazdığım gibi 2075 doların üstünde bir iki hafta kapanış yapması şart bana göre. 2075 altında kaldıkça 1800 dolar hedefte kalır. 1800 ile 1900 dolar arasından bence risk alınır. 2075 dolar üstünde kapanış yaparsa da risk alınır.

Murat Kartalkaya
Latest posts by Murat Kartalkaya (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir