Real Madrid: Şampiyonlar Ligi ve gerçek bir futbol efsanesi

Real Madrid: Şampiyonlar Ligi ve gerçek bir futbol efsanesi

Real Madrid son dönemde gençleştirdiği kadrosunda son derece yetenekli oyunculara sahip ve 2024-25 sezonu için de hem La Liga hem de Şampiyonlar Ligi’nin yine en büyük favorisi. 2023-24 sezonunda La Liga’nın en iyisi seçilen Bellingham, Şampiyonlar Ligi’nde en iyi oyuncu ödülüne layık görülen Vinicius’un yanısıra, Rodrygo, Brahim Diaz, Camavinga, Valverde, Arda Güler gibi genç ve oldukça kaliteli ayaklara sahipler.

Futbolda kulüpler bazında dünyanın en önemli sahnesi kabul edilen Şampiyonlar Ligi, 1 Haziran akşamı oynanan Real Madrid – Borussia Dortmund karşılaşmasıyla nihayet buldu ve Real Madrid bir kez daha mutlu sona ulaşmayı başardı. İspanyol takımı futbolda dünyanın en iyi kulübü tartışmasız bir şekilde, basketbolda da –bu sezon her ne kadar finalde Panathinaikos’a finalde kaybetse de- Euroleague seviyesindeki en dominant takım konumunda.

Bu hafta, Real Madrid’in futboldaki bu dominant karakterini bazı ilginç veriler ve istatistikler üzerinden vurgulamak istiyorum.

Real Madrid, tarihinde 15. kez Avrupa futbolunun bir numaralı kupasını kaldırırken, Alman futbolunun köklü kulübü Borussia Dortmund ise 11 yıl sonra çıktığı bu seviyedeki ikinci finalinde yine kaybetti. 

REAL MADRİD, 15. KEZ AVRUPA FUTBOLUNUN BİR NUMARALI KUPASINI KALDIRDI

-Bu sezonki finalle Real Madrid, tarihinde 15. kez Avrupa futbolunun bir numaralı kupasını kaldırırken, Alman futbolunun köklü kulübü Borussia Dortmund ise 11 yıl sonra çıktığı bu seviyedeki ikinci finalinde yine kaybetti. Dortmund 2012-13 sezonunda da bir başka Alman kulübü Bayern Munich’e kaybetmişti; 1996-97 sezonunda ise Juventus’u 3-1 ile geçerek tek şampiyonluğuna ulaşmıştı.

-1955-56 sezonundan beri oynanan Kupa-1 veya 1992’den itibaren yenilenen formatı ve adıyla Şampiyonlar Ligi’nde en fazla finale çıkan ve kupayı en fazla kazanan takım Real Madrid. Toplam 18 kez finale çıkan Madrid ekibi, bu finallerin 15’inde sahadan zaferle ayrıldı.

-Madrid’in sadece 1950-60’lı yıllarda finallere ambargo koyan Puskas’lı, di Stefano’lu efsane kadrosu değil, modern dönemdeki kadroları da kupalara ambargo koymayı başardı. Örneğin 1656-1966 arasında toplam 8 final oynayan o meşhur kadro 6 şampiyonluk kazanırken, sadece 1962’de Benfica ve 1964’te Inter’e finali kaybetmişlerdi.

Buna karşılık 1997-98 sezonundan itibaren çıktığı hiçbir finali kaybetmedi Real Madrid. Bu dönemdeki 9 finalin tamamında sırasıyla Juventus (1998 ve 2017), Valencia (2000), Bayer Leverkusen (2002), Atletico Madrid (2014 ve 2016), Liverpool (2018 ve 2023) ve Borussia Dortmund (2024) karşısında hiçbir finali kaybetmeden, net bir üstünlükle kupaya uzanmasını bildiler.

-Bu muazzam dominasyon bir yönüyle de şu anlama geliyor: Guardiola, Klopp, Mourinho, Wenger, Ferguson, Benitez, Conte, Pellegrini, van Gaal, Simeone gibi yetenekli ve usta teknik direktörlerin etkili olduğu son çeyrek asırda, Real Madrid tek başına bu 25 kupanın 9’unu kazanmış. Tek başına baş döndürücü bir başarı bu bir kulüp için.

-Real Madrid’in 1980-81 sezonunda Liverpool’a karşı kaybettiği finalin ardından çıktığı toplam 9 finali de kazandığını ve 43 yıldır Avrupa’daki hiçbir finali kaybetmediğini de vurgulamakta fayda var.

Ayrıca Real Madrid’in 2000 yılından önce toplam 7 şampiyonluğu varken, 2000’den sonra tek başına 8 şampiyonluğu var.

Bu noktada ilginç bir istatistik de; 2000 yılından sonraki 24 yılda toplam 8 şampiyonluk yaşayan Real Madrid’in, arkasından gelen üç büyük takımın tüm kulüp tarihleri boyunca elde ettiği kupa sayısını sadece 2000 sonrası performansıyla geride bırakmış olması: Milan (7), Liverpool (6), Bayern Munich (6).

-Avrupa’nın bu en büyük turnuvasında son 70 yıllık kulüpler bazındaki tabloya, yani uzun dönemli karneye baktığımızda karşımıza çıkan şampiyonluk sayıları şöyle:

Real Madrid – 15

AC Milan – 7

Bayern Munich – 6

Liverpool – 6

Barcelona – 5

Ajax – 4

Inter – 3

Manchester United – 3

Benfica – 2

Chelsea – 2

Juventus – 2

Nottingham Forest – 2

2002’den beri oynanan Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi finallerinde İspanyol takımları, finalde karşılaştıkları tüm takımları yenerek ve hiç final kaybetmeden şampiyon olmayı başardı.

 2002’DEN BERİ İSPANYOL TAKIMLARI HİÇ FİNAL KAYBETMEDEN ŞAMPİYON OLMAYI BAŞARDI

Bu tabloda Real Madrid (15), hemen arkasında gelen Milan (7) ve Bayern Munich’in (6) toplamından daha fazla Şampiyonlar Ligi kupası kazanmış.

-Bir başka ilginç istatistik ise İspanyol futbolunun 21. yüzyılda diğer Avrupalı dev kulüplere karşı kurduğu hâkimiyete işaret ediyor: 2002’den beri oynanan Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi finallerinde İspanyol takımları, finalde karşılaştıkları tüm takımları yenerek ve hiç final kaybetmeden şampiyon olmayı başardı.

Bu dönemde oynanan ve bir İspanyol takımının her iki kupada finale çıktığı toplam 23 karşılaşmada, Real Madrid (7), Sevilla (7), Barcelona (4), Atletico Madrid (3), Villareal (1) ve Valencia (1) rakiplerine üstünlük kurdu ve Avrupa futbolunda İspanyolların en başarılı ülke olduğunu ortaya koydu.

-Bu sezon oynanan Avrupa kupaları finallerinde dikkat çeken bir tablo da, yaşça tecrübeli teknik direktörlerin genç rakipleri karşısında kurdukları hâkimiyet:

Şampiyonlar Ligi: Real Madrid / Carlo Ancelotti (64) – B. Dortmund / Edin Terzic (41)

Avrupa Ligi: Atalanta / Gian Piero Gasperini (66) – B. Leverkusen / Xabi Alonso (42)

Konferans Ligi: Olympiacos / J. Luis Mendilibar (63) – Fiorentina / Vincenzo Italiano (46)

-İtalyan futbolunun önemli orta saha oyuncularından biri olan Carlo Ancelotti, 1992’de son verdiği aktif futbolculuk kariyerinde iki Şampiyonlar Ligi kupası kazanmıştı. Efsaneleştiği Milan ile 1989 ve 1990’da üstüste iki kez bu kupayı futbolcu olarak kazanan Ancelotti, teknik direktörlük kariyerinde de yine Milan’la 2003 ve 2007’de aynı başarıya ulaştı. Toplamda 7 Şampiyonlar Ligi kupası bulunan Ancelotti, Real Madrid’le de bu başarıyı üç kez daha tekrarladı (2014, 2022, 2024)

-Son dönemde Avrupa kupalarında İtalyan ve İspanyol teknik direktörlerin başarılı performansı da keza dikkatimi çeken bir başka veri sunuyor:

2020’deki son Avrupa Şampiyonası’nda, yarı finalde İspanya ve finalde İngiltere’yi geçerek şampiyon olan İtalya’nın hocası İtalyan Roberto Mancini’ydi. İtalya önümüzdeki günlerde oynanacak 2024 Avrupa Şampiyonası’nın da büyük favorilerinden biri ve başlarında İtalyan teknik adam Luciano Spalletti var.

2024 yılında Şampiyonlar Ligi’ni kazanan Real Madrid’in hocası İtalyan Ancelotti olurken, Avrupa Ligi’ni kazanan Atalanta’yı da bir başka İtalyan teknik adam Gasperini çalıştırıyor. Konferans Ligi’nin kazanan Olympiacos’un hocası ise Avrupa kupalarının başarılı ismi İspanyol teknik adam Mendilibar. Bu isimlerin yanısıra Guardiola, Xabi Alonso, Arteta, Conte, Benitez, Luis Enrique, Allegri gibi isimler İtalyan ve İspanyol teknik adamlar geleneğinin başarılı örnekleri olarak dikkat çekiyor.

***

Sözün burasında bir parantez de Arda Güler’e açmak istiyorum. Son yıllarda çok başarılı kaleci, stoper ve orta sahalar yetiştiren Türk futbolunun parlayan yıldızı Arda, 2024 yılında Real Madrid’le hem La Liga hem Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Aldığı kısıtlı süreleri çok iyi değerlendirdi ve piyasa değerini 68 milyon Euro seviyelerine kadar çıkarmayı bildi.

TÜRK FUTBOLUNUN PARLAYAN YILDIZI ARDA

Real Madrid son dönemde gençleştirdiği kadrosunda son derece yetenekli oyunculara sahip ve 2024-25 sezonu için de hem La Liga hem de Şampiyonlar Ligi’nin yine en büyük favorisi. 2023-24 sezonunda La Liga’nın en iyisi seçilen Bellingham, Şampiyonlar Ligi’nde en iyi oyuncu ödülüne layık görülen Vinicius’un yanısıra, Rodrygo, Brahim Diaz, Camavinga, Valverde, Arda Güler gibi genç ve oldukça kaliteli ayaklara sahipler. Üstelik bu armadaya Mbappe gibi ikonik bir yıldız ve Endrick gibi Brezilya futbolunun büyük ümitler beslenen bir başka yıldızı da katılıyor bu yaz.

Sözün burasında bir parantez de Arda Güler’e açmak istiyorum. Son yıllarda çok başarılı kaleci, stoper ve orta sahalar yetiştiren Türk futbolunun parlayan yıldızı Arda, 2024 yılında Real Madrid’le hem La Liga hem Şampiyonlar Ligi’ni kazandı. Aldığı kısıtlı süreleri çok iyi değerlendirdi ve piyasa değerini 68 milyon Euro seviyelerine kadar çıkarmayı bildi. Şimdi önünde Avrupa Şampiyonası’nda kendini gösterme ve sonrasında Real Madrid’de Kroos ve Modric sonrası takımın değişmez oyuncusu olma fırsatı var.

Geçtiğimiz günlerde Mbappe’nin de katılımıyla iyice güçlenen bu takımda kendini kabul ettirir ve istikrarlı şekilde verimli olabilirse, sakatlıklarla gölgelenen ilk sezonunun ardından oldukça parlak bir gelecek kendisini bekliyor. Bütün Türkiye kendisinden bunu istiyor ve bekliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir