Tayfun Kahraman’ın eşi “yeter” dedi, İmamoğlu RT’ledi
Gezi tutuklusu Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir, X hesabından “Adalet Çağrısı” isimli bildiriyi paylaştı. İBB başkanı Ekrem İmamoğlu, Demir’e destek verdi: “Haklı çağrısına ses veriyorum”
Gezi Parkı Davası’nda 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Tayfun Kahraman‘ın eşi Meriç Demir Kahraman “Gezi Davası İçin Adalet Çağrısı” isimli çağrıyı alıntıladığı paylaşımında, “Türk Milleti Adına verdiğiniz kararı içine sindiren tek bir insan bulamıyorum. Yeter” diye isyan etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Yol arkadaşım Tayfun Kahraman’ın eşi Meriç Demir’in haklı çağrısına ses veriyorum” diyerek destek verdi.
Eski milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde, birçok yazar, akademisyen ve insan hakları savunucusunun imzacı olduğu, “Gezi Davası İçin Adalet Çağrısı” isimli bildiriyi paylaştı.
Meriç Demir Kahraman, bu çağrıyı alıntılayarak, yaşadıkları haksızlıkları dile getirdi:
“20 aydır bir kişi bile bana ‘Tayfun Kahraman, senin eşin, çocuğunun babası suçlu, bak burada delil var’ demiyor, çünkü yok. Olmadığını herkes biliyor. Ben de #AdaletÇağrısı’na ses veriyorum; Türk Milleti Adına verdiğiniz kararı içine sindiren tek bir insan bulamıyorum. Yeter.”
- Süper Lig’de son hafta maçlarının programı belli oldu - 20 Mayıs 2024
- Özgür Özel: Yerinde sayanı yerinde tutmayacağız - 20 Mayıs 2024
- CHP’li Halıcı’dan Bakan Tekin’e: “Mülakatı kaldırın” - 20 Mayıs 2024
Gezi’yi bir siyasal partinin. ya da özel bir kuruluşun düzenlediği bir etkinlik, hareket gibi görmek tamamen hatalı. Osman Kavala gibi sivil alanda çalışan bir çok insan kamusal alanı koruma faaliyeti olarak gerçekleşen Gezi’ye uzaktan ya da yakından ilgi duydu, katıldı. Ama kimseyi temsil etmediler, böyle bir görev üstlenmediler. Gezi’yi kriminalleştirme aşaması Beştepe’ye çağrılan-davet edilen ilk heyetin linç edilmesi ile başladı. Böylece Gezi, hiç olmadığı bir şekilde, sanki bir örgüt tarafından düzenleniyormuş gibi anlaşıldı ve gösterildi. Bu algının yaratılmasında Ankara’ya görüşmeye giden ilk heyete “siz Gezi’yi temsil etmiyorsunuz, biz ediyoruz” diyen, her olaydan siyasal rant elde etmeye çalışan, alternatiflerin filizlenmesini engelleyen, gelişmeleri sürekli 28 Şubat formatına taşıyan, kamu gücünü ve imtiyazlarını kullanan kesimlerin önemli bir rolünün olduğunu da unutmamak lazım. Gezi’yi bu şekilde şartlandıranlar ve bu şekilde algılanmasına ve silinmesine neden olanlar onlar oldu.