İYİ Parti’de Kurultay günü: Meral Akşener veda konuşması yaptı

İYİ Parti’de Kurultay günü: Meral Akşener veda konuşması yaptı

İYİ Parti, bugün (27 Nisan Cumartesi) 5. Olağanüstü Kurultayı’nda yeni genel başkanını belirleyecek. Meral Akşener, “Bu kürsüden son kez konuşuyorum” diyerek “Bedel ödeme sırasında da en ön sıradayım” ifadelerini kullandı.

31 Mart seçimlerinde Türkiye geneli belediye başkanlığında yüzde 3.76, il genel meclislerinde yüzde 4.59 oy alan İYİ Parti’de yeni genel başkan belirlenecek.

İYİ Parti’nin 5. Olağanüstü Kurultayı, Ankara’daki ATO Congresium’da gerçekleşiyor.

Kurultay’da konuşan Meral Akşener, “Seçim sonuçları doğrultusunda aldığımız riskin farkındaydım. Söz söyleme sırasında değil, bedel ödeme sırasında da en önde karşınızda duruyorum” dedi.

Akşener, kürsüden son kez seslendiğini belirterek “İYİ Parti’yi ben kurdum, bu evi artık siz koruyacaksınız” diye konuştu.

Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“ZAMAN BENİ HEP HAKLI ÇIKARDI”

Her zaman, kısa vadede olmasa da; zaman beni, en nihayetinde, hep haklı çıkardı. Mesela 28 Şubat’ta; herkes korkudan susup otururken; ölümle tehdit edilmeme rağmen; vesayetçilere karşı, tutum aldım. Ve haklı çıktım. Mesela, 2001 yılında; Herkes makam mevki hayalleri kurarken; “Türk demekten korkanlarla, yol yürünmez.” diyerek, bir karar aldım. Yıllarca sürecek bir iktidarın parçası olmamayı; ben daha, yolun en başında seçtim. “Devletle milleti barıştıracağız.” diye gelenlerin; milleti birbirine küstüreceklerini, ben daha en başında gördüm. Ve haklı çıktım. Mesela, 2010 yılında; herkes, “Yetmez ama evet.” diye diye; demokrasi havarisi havalarında, ortalıkta gezinirken; Türkiye, göz göre göre, ateşe atılmasın diye; iktidarın, en tepesi de dahil olmak üzere, önde gelenlerine; bizzat gittim, söyledim; “Yapmayın, etmeyin. Bu garabet sizi de vuracak.” dedim. Sonucunda ise, maalesef ki milletimiz; devletini, sokaktan toplamak zorunda kaldı. Ve haklı çıktım. Mesela, 2017 yılında; Devletimizin, “kerim” anlayışını, ortadan kaldıran; Milletimizi de, ucube bir sisteme mahkûm eden, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandumuna; “Hayır” demek için, il il gezdim. “Bu sistem, Türkiye’yi uçuruma sürükler.” dedim. Ve maalesef, haklı çıktım.

“BENİM İÇİN ESAS MESELE TÜRKİYE’NİN 5 YIL DAHA KAYBETMEMESİYDİ”

2018’de, 2019’da, 2020’de, ve en nihayetinde, 2023 yılında da; “milletle inatlaşılmaz” diyerek; hem iktidarı, hem de ana muhalefeti defalarca uyardım. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, Türkiye’ye nefes aldırmak için; Yeri geldi, feragatte; yeri geldi, fedakarlıkta bulundum. Yeri geldi; Herkes sustuğunda bile; milletin sesini haykıran oldum. Çok değil, daha geçen yıl söylediklerimi; O günlerde, hararetle reddedenler; şahsıma, her türlü hakareti edenler; hırsından hızını alamayıp, iftiraya sarılanlar; bugün, benimle aynı şeyleri, söylemeye başladılar. Hatta bazıları, kısık sesle de olsa; “haklıymış” bile diyorlar… Ne diyeyim? Sabah şerifleriniz hayrolsun… Rahmetli İnönü’nün, bir sözü vardır: “Tarih kürsüsünden, hâlinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz…” İşte ben de, bugün, bu arkadaşların hâlini; acıyarak seyrediyorum… Çünkü benim için, esas mesele; Benim haklı çıkmam değil, milletimizin çırak çıkmamasıydı. Memleketimizde yokluğun, yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun; 5 yıl daha, hüküm sürmemesiydi. Türkiye’nin, 5 yılını daha, kaybetmemesiydi.

“BEDEL ÖDEME SIRASINDA EN ÖNDE DURUYORUM”

Bildiğiniz gibi, yetkili kurullarımızın, kararı doğrultusunda; 31 Mart yerel seçimlerine, hür ve müstakil olarak girdik. Bu karar aslında, bizim için, fabrika ayarlarımıza dönmek demekti. Çünkü biz, İYİ Parti’yi; İki kutba mahkûm edilen Türk siyasetinin; yaşam odası olması için kurmuştuk! Çünkü biz İYİ Parti’yi; Kavgalara, korkulara, mecburiyetlere, mahkûm edilen milletimize; yeni bir seçenek sunmak için kurmuştuk! Çünkü biz İYİ Parti’yi; bir kişiye, bir zümreye, bir gruba, ya da bir başka partiye kaldıraç olmak; imkân sağlamak; kariyer basamağı olmak için değil; milletin istiklali, memleketin istikbali için kurmuştuk! Dolayısıyla ben de, bugüne kadar; hem kendimin, hem de partimizin; aldığı tüm kararların, arkasında durduğum gibi; bu kararın da, elbette arkasında durdum. Ne kadar zorlu bir yola çıktığımızın, farkındaydım. İftiralarla, karalamalarla, çirkin oyunlarla, üzerimize gelineceğinin, farkındaydım. Satın alınmışlara karşı; yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım. Taşın altına, elini, gövdesini koyanların, farkında olduğum gibi; O taşın, bizi ezmesi için çalışanların da; iştahla el ovuşturanların da, farkındaydım. Rz cümle; Seçim sonuçları doğrultusunda, aldığımız riskin, elbette farkındaydım. İşte bu yüzden; bugüne kadar olduğu gibi, bugün de Türkiye’nin, alıştırılmış normallerinin dışında sadece söz söyleme sırasında değil bedel ödeme sırasında da, en önde duruyorum.

“İYİ PARTİ’Yİ SİZE BİR YUVA YAPTIM”

İYİ Parti’nin ve İYİ Partilinin fedakârlığını, taşıyamayanlara mani oldum. “Tek kişi kalsam da, bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim.” dedim, asla da vazgeçmedim. “Gerekirse bedelini ödeyeceğim.” dedim; Ve bugün de karşınızda aziz milletime ve sizlere karşı, bir kez daha söylemek isterim ki; Ben, bu bedeli ödemeye razıyım. Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları Kennedy’nin, çok meşhur bir sözü vardır “Zaferin bin babası vardır, mağlubiyet yetimdir” der. İşte ben, o bin babanın, kaçıştığı yerde o yetim mağlubiyeti, öksüz bırakmadım! Haksız olduğumuz için değil söz verdiğim için bırakmadım! Başarısızlığı ben aldım artık başarıyı, siz yakalayacaksınız. Bedeli ben ödedim artık hesabı, siz tutacaksınız. Kiminiz “abla”, kiminiz “kardeş”, kiminiz “anne” diye geldiniz. Benden bir ev, bir yuva istediniz. Ben de İYİ Parti’yi, sizlere bir ev, bir yuva yaptım. Ocağını tüttürdüm, içini ısıttım, sofrasını kurdum, bahçesini genişlettim. Yıkmak isteyenlere, dağıtmak isteyenlere, çökmek isteyenlere, müsaade etmedim.”

Akşener, konuşmasının ardından kurultayın yapıldığı salondan ayrıldı.

HANGİ ADAYLAR YARIŞIYOR?

Grup Başkan Vekili Müsavat Dervişoğlu, Grup Başkanı Koray Aydın, Göç Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Kurucular Kurulu Üyesi Günay Kodaz, genel başkanlık için yarışacak.

1.302 kayıtlı delegenin bulunduğu kurultayda, genel başkan seçilebilmek için adaylardan birinin delegelerin salt çoğunluğun oyunu alması gerekiyor.

İlk turda sonuç alınamazsa, ikinci turda en fazla oy alan iki aday yarışacak.

Ayrıca genel başkanlık adaylığı için parti tüzüğüne göre, delegelerin yüzde 5’inin imzasını almak gerekiyor.

Kurultayda birden fazla aday olduğu için tüzük çerçevesinde her aday için ayrı oy pusulası kullanılacak. Buna göre, kurultayda, Koray Aydın sarı, Müsavat Dervişoğlu mavi, Tolga Akalın beyaz ve Günay Kodaz ise kırmızı renkli pusula ile temsil edilecek.

Adayların konuşma sırasının kurayla belirleneceği kurultayda, her adayın konuşması en fazla 40 dakika olacak.

Kurultayda, delegeler önce genel başkanı seçecek daha sonra yetkili kurulları belirlemek için sandığa gidecek. Bu kapsamda da delege 50’si asıl 25’i yedek 75 Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi ile 11’i asıl 7’si yedek 18 Merkez Disiplin Kurulu üyesini belirleyecek.

Kurultayda genel başkan seçilen kişi ilk olarak GİK içinden Başkanlık Divanını oluşturacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir