Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Bağlar'ın Tavşantepe köyünde öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran'a ilişkin konuştu. Zorluoğlu, 1 başsavcı ve 4 savcının görevlendirildiğini belirterek " Bu adli sürece herkesin sabırla saygı göstermesi gerekiyor. Titiz bir çalışma yürütülüyor. Dolayısıyla burada çok aceleci davranmamak lazım" dedi.
Vali Murat Zorluoğlu, kent sorunları üzerine görüş alışverişinde bulunmak üzere Yenişehir ilçesindeki Diyarbakır Büyükşehir Öğretmenevi'nde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Vali Zorluoğlu, Diyarbakır Stadyumu'nun zemininden dolayı Amed Sportif Faaliyetleri'nin maçlarını dışarıda oynamaması için çalışmalar yürütüldüğü ve 27 Ekim'de oynanacak maç için hazır olacağını söyledi.
Stadyum ile ilgili yaşananları anlatan Zorluoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok eski olmayan yeni bir stadyumumuz var. Gerçekten güzel bir stadyum. Bakanlık, çok güzel bir stadyum kazandırmış. Bu sene zeminiyle ilgili sorunlar yaşandı. Bu sene sezonun bitiminden itibaren Valiliğimiz ve İl Gençlik Spor Müdürlüğü bir süreç başlattı. İlk maça geldiğimizde baktık ki bu süreç çok da başarılı olmamış. Futbol oynamaya müsait bir zemin olmadığı görülüyor. Bu kabul edilemez. Biz de meseleye daha fazla müdahil olduk meseleye. Ankara'dan buraya heyetler ve uzmanlar geldi. Yapılması gereken çalışmaların yönlendirilmesi anlamında gereken uzmanların desteği sağlandı. 27 Ekim'e kadar oranın artık hazır hale getirilmesini düşünüyoruz. İnşallah artık maçlarımızı burada oynamaya devam edeceğiz. Bu sahada daha kalıcı çalışmalar yapmak lazım. Burada bir hibrit çim uygulamasına geçilmesinin bu tür sıkıntıları ortadan kaldıracağımızı düşünüyoruz."
NARİN GÜRAN CİNAYETİ
Zorluoğlu, Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın ölümüne ilişkin açıklama yaptı.
Narin Güran ile ilgili idari soruşturmanın cenazenin bulunmasıyla sona erdiğini ifade edeN Zorluoğlu, "O andan itibaren süreç, adli bir süreçtir. Dolayısıyla Cumhuriyet Başsavcılığımızın koordinasyonunda bir başsavcı vekili ve 4 tane savcımızın çalıştığı, yoğun gayret gösterdiği, jandarmamızın ve emniyet güçlerimizin destek verdiği bir adli süreç devam ediyor. Bu adli sürece herkesin sabırla saygı göstermesi gerekiyor. Titiz bir çalışma yürütülüyor. Cinayetin bütün yönleriyle açığa çıkartılması için arkadaşlarımız gayretle çalışıyor. Dolayısıyla burada çok aceleci davranmamak lazım. Sağlıklı bir şekilde, bu adli sürecin tamamlanmasını da beklemek lazım. Konu, adli bir konudur. Adli sürecin devam ettiği bir konuyla ilgili çok fazla bir şey söylememiz doğru olmaz" dedi.
"YETKİLERİ KULLANARAK YASAKLADIK"
DEM Parti tarafından pazar günü yapılmak istenen mitingin yasaklanması ile ilgili de konuşan Vali Zorluoğlu, şunları söyledi:
"Hafta sonu Diyarbakır'da yapılması istenen, bizim de valilik olarak yasakladığımız konuya gelince yanlış hatırlamıyorsam DEM Parti'nin bir müracaatı valiliğimize oldu. 13 Ekim'de Diyarbakır'da, İstasyon Meydanı'nda bir miting yapma başvurusu. Valilik olarak ilgili kurum ve kuruluşlarımızla, güvenlik bürokrasisiyle beraber ayrıntılı bir şekilde bu müracaatı değerlendirdik. Bunun kamu güvenliği ve huzuru bakımında ciddi riskler oluşturduğu ve Diyarbakır'da uzun bir süreden beri var olan huzur ortamına bu manada tehdit oluşturacağı, somut birtakım delillerle desteklendiğinden böyle bir mitingin 13'ünde şehirde yapılmasını güvenlik, toplum huzuru anlamında, kamu düzeni anlamında sakıncalı bulduğumuzdan yasakladık. Türkiye, bir hukuk devleti. Karar beğenilir, beğenilmez. Zaten bu kararı, muhatapları idari yargıya götürdü. Süreç devam ediyor.
"YARGININ VERECEĞİ KARAR BAĞLAYICI"
Yargının vereceği karar, hepimiz için bağlayıcıdır. Hukuk devleti içerisinde çalışıyoruz, hukuka son derece saygılı bir yönetim anlayışımız var. Kanunların bize verdiği yetkileri kullanarak bunu yasakladık. Kendi kafamıza göre aldığımız bir karar değil. Bu şekilde aldığımız bu karara, muhataplarımızın ve tüm vatandaşlarımızın saygı göstermesi, bunu anlayışla karşılaması ve buna uyması gerekir. Bütün vatandaşlarımızdan beklentimizdir. Kendi güvenlikleri için aldığımız bu karara uymalarını istiyoruz. Ama bakıyorum ki sosyal medyada, bu yasaklama kararı yokmuş gibi ilgili siyasi partinin ve partililerinin, insanları bu mitinge davet ettiklerini görüyorum. Bu, doğru bir yaklaşım değildir. Hukuk devletinde, demokratik bir ülkede olmayacak davranışlardır. Herkes bu manada yaptığı eylemin sorumluluğunu da taşır. Tekrar ifade ediyorum, bunu Diyarbakır'daki huzur ortamına ciddi tehdit ve risk oluşturacağı gerekçesiyle somut verileri de dikkate alarak yasakladık."
Yorum Yazın