Ekonomik istikrar için yenilebilir enerji

Ekonomik istikrar için yenilebilir enerji

Enerjide dışarı bağımlılığı ortadan kaldırılması için yenilenebilir enerji kaynağından, enerjinin üretilmesinden, enerjinin tüketilmesine kadar geçen bütün süreçlerin ve tüm girdilerin yurt içinde üretilmesine yönelik çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Türkiye ekonomisi istikrara kavuşmadan, yoksullaştıran büyümeden istihdam sağlayan büyümeye geçiş mümkün değildir. Çünkü, piyasa ekonomisi sisteminde üretimin ve istihdamın temel birimleri, firmalardır. Eğer makroekonomik istikrarsızlıklar nedeniyle, fiyat-kur hareketleri ve girdi maliyetlerinde belirsizlikler oluşursa; üreticiler, üretmeye devam etseler bile, ürettiklerini sattıklarında sağladıkları gelirle, tekrar üretim için gerekli olan girdileri alamayacak duruma gelirler. Bu durum ise, doğal olarak, katma değer kaybına yol açtığı için firmalar üretimden uzaklaşacaklar veya üretim hacimlerini düşüreceklerdir. Bundan dolayı, firmalar istihdam düzeyini düşürecekler veya çalışanların hak ettikleri düzeyde ücret ödeyemeyeceklerdir. Ayrıca, makroekonomik istikrarsızlıkların yol açtığı ekonomik dengesizlikler sonucu, krediye ulaşabilen varlıklı kesimler ve firmalar, sabit faizli kredilerle borçlanarak, alınan kredileri finansal araçlarda değerlendirerek; diğer faaliyetlerden gelir ve kar sağlayarak, üretimsiz kazanç sağlama yolu olan, finansallaşma sürecinin yaşanmasına yol açacaklardır. Bu durum ekonomik büyüme sağlar; ancak enflasyon da sağlıklı ölçülmediği takdirde, büyüme nominal gerçekleşmiş olacaktır. Diğer bir ifade ile, ekonomik büyüme istihdam sağlamayan, yoksulluğu azaltmayan bir büyüme olacaktır.

Buna ek olarak, ekonomik istikrarsızlığın neden olduğu kur artışı sonucu, ülkenin ürettiği ürünler ve sağladığı katma değer, yabancıların sömürüsüne açık hale gelecektir. Çünkü yabancılar için ürünler ucuzlamış olacağı için, Türkiye ucuz pazar haline gelecektir. Böyle bir dış ticaret ilişkisinde, katma değer yabancılara akacağı için, büyüme olsa bile, üretenler yoksullaşacağı ve yurtiçi tüketiciler ise ürünleri talep edecek güçlerini kaybedeceklerinden dolayı yoksullaştıran bir büyüme yaşanacaktır.

Bu yazıların temel amacı, kesinlikle eleştirmek değil; tespitlerde bulunmak ve yol gösterici olmaktır. Bu nedenle yapılan tespitlere çözüm öneriler sunulmaktadır. Peki, bu bağlamda, çözüm önerisi nedir?

Türkiye ekonomik büyümeye ağırlık verdiğinde, cari açık artmaktadır, cari açık artışı döviz kurunu arttırmakta, ekonomik büyüme yoksullaştıran bir büyümeye dönüşmektedir.

Türkiye ekonomisi, cari açık ve döviz kuru ile mücadele ettiğinde, ekonomik büyüme düşmekte, istihdam düşmekte ve yoksullaşma artmaktadır.

Bu sarmaldan çıkış için, Türkiye’nin önünde önemli bir fırsat var:

Türkiye her yıl yaklaşık 100 milyar dolar enerji ithalatı gerçekleştirmektedir; eğer yenilebilir enerji kaynaklarından etkin bir şekilde yararlanılırsa, cari açık problemi önemli ölçüde finanse edilecektir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarından etkin yararlanılması için, enerji piyasasının sadece özel sektöre bırakılması yeterli çözüm üretmeyecektir. Çünkü bazı sektörlerde piyasa başarısızlığının yaşanması doğaldır; bu durumda kamu otoritesinin düzenleyici rolünü yerine getirmesi gerekmektedir.

Özelleştirme ile tüm sorunların üstesinden gelineceği tezinin doğru olmadığı; enerji piyasasında yapılan özelleştirme de hedeflenen; “enerji maliyetlerin düşürülmesi, elektrik enerjisi arz güvenliğinin sağlanması ve arz kalitesinin artırılması, kayıp ve kaçak oranlarında azaltma sağlanması, yenileme ve genişleme yatırımlarının özel sektör tarafından yapılması” gibi amaçlara tam olarak ulaşılmadığında da anlaşılmaktadır.

Bunun tersine, enerji piyasasında oligopol hatta gayri resmi tekellerin oluşmasına yol açacak gelişmelere neden olmuştur. Enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların kullanılması ve enerji üretiminin daha geniş halk kitlelerine açılması ve tüketicilerin sağlıklı bir şekilde enerji üretebilecek noktaya getirilmesi önem arz etmektedir.

Enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların kullanılması ve enerji üretiminin daha geniş halk kitlelerine açılması ve tüketicilerin sağlıklı bir şekilde enerji üretebilecek noktaya getirilmesi önem arz etmektedir.

Daha açık bir ifadeyle, her meskenin, her kuruluşun, her binanın kendi enerjisini kendi üretebileceği bir modelin kurgulanması gerekmektedir. Bu sürecin piyasada kendi haline bırakılması başarı getirmeyecektir.

Bu nedenle kamu otoritelerinin yerel düzeyde de yetkilendirilmesi, her hanenin çatısında yenilenebilir enerji kaynaklarına uygun şekilde enerji üretim sistemlerinin kurulması ve bu sistemlerin neticesinde ısınma aydınlanma ve her türlü enerji ihtiyacının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması, artan enerjinin ise kamu otoritesi tarafından satın alınıp ihracatının gerçekleştirilmesi mümkündür.

Bu adımların hızlı bir şekilde atılması ve gerçekleşmesi için mevcut düzenlemeler yeterli değildir. Yeni düzenlemelerin yapılması ve kamu eliyle bunların gerçekleştirilmesi elzemdir.

Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji üretiminde kullanılması için, gerekli olan araç ve gereçlerin yurt içinde üretilmesi amacıyla kamunun öncü ve destekleyici olması gerekmektedir.

Aksi takdirde enerji kaynaklarının işlenmesi üretilmesi ve tüketilmeye hazır hale getirilmesi süreci maliyetli olacaktır. Yenilenebilir enerji üretim, depolama, dağıtım için gerekli araç ve gereçlerin yurt dışından ithal edilmesi ise, dışa bağımlılığın bir başka boyutunu oluşturacaktır.

Enerjide dışarı bağımlılığı ortadan kaldırılması için yenilenebilir enerji kaynağından, enerjinin üretilmesinden, enerjinin tüketilmesine kadar geçen bütün süreçlerin ve tüm girdilerin yurt içinde üretilmesine yönelik çalışmaların yapılması gerekmektedir.

Erdem Bağcı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir