Siyaseti sanatla buluşturan kampanyalar: Yeni bir seçim kültürüne doğru

Siyaseti sanatla buluşturan kampanyalar: Yeni bir seçim kültürüne doğru

Aday kampanyalarının sanatsal bakış açışıyla yeniden yapılandırılması kent estetiğine katkıda bulunmanın yanı sıra yerel sanatçıların çalışmalarını da ön plana çıkarabilir. Bu şekilde adayların kültür sanatla ilgili vaatleri de daha somut bir zemine oturabilir.

31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kala, adayların afişleri yerine sokaklar sanat eserleri ile donatılmış olsa nasıl bir fotoğraf olurdu diye yapay zekaya sordum. O da aşağıdaki görselleri hazırladı.

Outdoor reklamlar, gösterim başına maliyeti açısından bakınca düşük bütçeli medya olanağı sağlaması, oradan geçen herkese ulaşma potansiyeli ve sadece yerel kitleye hitap etmesi açılarından yerel seçim kampanyalarının vazgeçilmezi. Şehirler belediye başkanı ve muhtar adaylarının fotoğraflarıyla dolu billboardlar, posterler, afişlerle kaplanmış durumda. Bu durum hem görsel kirlilik, hem de kargaşaya yol açıyor. Sosyal medya platformu X’te seçim afişlerinin yarattığı görüntü kirliliği üzerine birçok yorum yapıldı. Aralarında en dikkat çekici olanlarından biri Mustafa Sandal’ın “yurtdışından biri gelip bu afişleri görse erkek güzellik yarışması var zannedebilir” şeklindeki espri dolu sözleriydi. Açık hava reklamcılığının en büyük dezavantajı kısa gösterim süresi nedeniyle kısa ve net mesaj vermek isteyen adaylar bir fotoğrafları, adları, kısa bir mesaj ve parti logosundan (İzmir’de Akp adayı Hamza Dağ parti logosu kullanmadı) oluşan afiş ve posterleriyle karşımıza çıkıyor. Bu sene her partinin kendi adayıyla seçime girmesiyle oluşan aday enflasyonuyla da sokaklar adayların poster sergisine dönüşmüş durumda. (1)

Eğer aday kampanyalarının bu afiş sergisinin zorunlu bir parçası isek, neden hayal gücümüzü sınırlayalım ki? diye düşündüm. Aklımdan geçen, afişlerin yerini alacak sanatsal çalışmaların harika olacağıydı. Van Gogh, Picasso, Monet, Matisse gibi ressamların eserlerinin hayalimde canlandığı bir an oldu; bu, adeta bir şölendi. Yerli sanatçıların eserleriyle süslenmiş afişler, duvar sanatları, grafitiler veya adayların anlık canlı portre çalışmaları… Acaba fazla mı hayalperestim? Internet reklamcılığı gibi sınırsız yaratıcılık olanağı sunan mecralarda bile sanatın pek dahil edilmediği, (İstanbul BB kültür sanata dair yapılan belediye çalışmalarını ön plana çıkararak kentin kültür sanatına katkıda bulunuyor) kent kültürü ve sanatına dair vaatlerinden akılda kalan çok az şey olduğu bir dönemde, canlı performanslar, yerel sanatın desteklenmesi ve estetik zevklerimizin artırılmasına yönelik bir kampanya beklemek gerçekten abartılı mı olurdu?

Aklımdan geçen, afişlerin yerini alacak sanatsal çalışmaların harika olacağıydı. Van Gogh, Picasso, Monet, Matisse gibi ressamların eserlerinin hayalimde canlandığı bir an oldu; bu, adeta bir şölendi.

ADETA BİR ŞÖLEN

Eğer aday kampanyalarının bu afiş sergisinin zorunlu bir parçası isek, neden hayal gücümüzü sınırlayalım ki? diye düşündüm. Aklımdan geçen, afişlerin yerini alacak sanatsal çalışmaların harika olacağıydı. Van Gogh, Picasso, Monet, Matisse gibi ressamların eserlerinin hayalimde canlandığı bir an oldu; bu, adeta bir şölendi. Yerli sanatçıların eserleriyle süslenmiş afişler, duvar sanatları, grafitiler veya adayların anlık canlı portre çalışmaları… Acaba fazla mı hayalperestim? Internet reklamcılığı gibi sınırsız yaratıcılık olanağı sunan mecralarda bile sanatın pek dahil edilmediği, (İstanbul BB kültür sanata dair yapılan belediye çalışmalarını ön plana çıkararak kentin kültür sanatına katkıda bulunuyor) kent kültürü ve sanatına dair vaatlerinden akılda kalan çok az şey olduğu bir dönemde, canlı performanslar, yerel sanatın desteklenmesi ve estetik zevklerimizin artırılmasına yönelik bir kampanya beklemek gerçekten abartılı mı olurdu?

Bu düşüncelerle yapay zekaya aday afişleri yerine sanat eserleriyle donatılmış sokak tasviri fotoğrafı istedim. O da bazı görseller hazırladı. Eminim bu konuda çalışmalar yapan arkadaşlarımız çok daha iyilerini hazırlayacaktır. Bu bize siyasi kampanya stratejilerinin nasıl sanatla içiçe geçirilebileceği ve seçim sürecinin böyle bir vizyonla estetik ve yenilikçi platforma dönüştürülebileceği konusunda önemli bir perspektif sunuyor. Sanatsal yaklaşımların kullanılması, mesajların daha yaratıcı ve etkileyici bir şekilde sunulmasını sağlayabilir ve bu da seçmenlerin dikkatini çekebilir ve daha kalıcı bir izlenim bırakabilir. Bugüne kadar yapılmış çalışmaları incelediğimizde sanattan faydalanıldığını görüyoruz.

Barack Obama’nın 2008 kampanyasında kullanılan Shepard Fairy imzalı “Umut” posteri, siyasi sanatın ne kadar güçlü ve ikonik olabileceğinin mükemmel bir örneği. Bu stilize portre, sadece seçmenlerin ilgisini çekmekle kalmamış, aynı zamanda umut ve değişim gibi evrensel değerleri simgeleyen bir sanat eseri olarak kültürel bir fenomen haline gelmiş durumda. (2)

Latin Amerika’da yerel siyasi adayların kültürel ve tarihi simgelerle iç içe geçmiş imajlarını kullanması, yerel kimlik ve değerlerle bağ kurarak seçmenlerle daha samimi bir iletişim kurmayı mümkün kılıyor. Bu tür duvar resimleri, sadece bir reklam aracı olmaktan öte, topluluk sanatının bir parçası olarak değerlendiriliyor ve bölgesel kimliği güçlendiriyor. Her ne kadar bir seçim süreci örneği olmasa da fikir vermesi açısından, Gezi sürecinde hazırlanan zeka dolu grafik sanat afişler, sanatsal yaklaşımlı sosyal medya içerikleri, piyano resitalinden, dans gösterilerine bizzat sanatın kendisinin kullanımı da en iyi örneklerden gösterilebilir.

Sanat, siyasi ifadenin güçlü bir aracı olarak kullanıldığında, seçim sürecini görüntü kirliliğinden bir sanat festivaline dönüştürme potansiyeline sahip olabilir.Dünya genelinde, demokrasiyi güçlendirmek ve seçmenleri daha etkin bir şekilde katılıma teşvik etmek amacıyla taban hareketleri ve yerel adaylar tarafından “Demokrasi için Sanat” kampanyaları hayata geçirildi.

GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ YERİNE SANAT FESTİVALİ

Bu yaklaşımlar, siyasi kampanyaların sadece siyasi mesajlar iletmekle kalmayıp, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir diyalog başlatma ve topluluğun estetik değerlerini zenginleştirme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Sanat, siyasi ifadenin güçlü bir aracı olarak kullanıldığında, seçim sürecini görüntü kirliliğinden bir sanat festivaline dönüştürme potansiyeline sahip olabilir.

Dünya genelinde, demokrasiyi güçlendirmek ve seçmenleri daha etkin bir şekilde katılıma teşvik etmek amacıyla taban hareketleri ve yerel adaylar tarafından “Demokrasi için Sanat” kampanyaları hayata geçirildi. Bu girişimler, sanatçıların demokratik süreçleri, oy verme katılımını ve özel konuları desteklemek üzere yarattıkları görsel olarak çekici eserleri ön plana çıkarıyor. Geleneksel siyasi reklamcılık metodlarından çok daha derin bir etkileşim sağlayarak, toplumu sanat aracılığıyla meşgul ediyorlar. (3)

Sanatçıların bu süreçlere dahil edilmesinin elbette dezavantajları da var. Çoğu kez kampanya şarkısı veya konser yoluyla sürece dahil olan sanatçıların politik kimlikleriyle bir parti aparatına dönüşmesi olumsuz bir durum yaratıyor. Sadece ülkemizdeki müzik camiasındaki sanatçıların değil, geçmişte Picasso gibi dünyaca ünlü ressamların da politik süreçlere dahil olmasının sanatçıya negatif etkilerini biliyoruz. Ancak görsel sanat yaklaşımının sanatçıları aparata dönüştürmeden de işbirlikleriyle toplumsal katkı sağlayacak estetik değer katacak açıdan değerlendirilmesi mümkün.

Aday kampanyalarının sanatsal bakış açışıyla yeniden yapılandırılması kent estetiğine katkıda bulunmanın yanı sıra yerel sanatçıların çalışmalarını da ön plana çıkarabilir. Bu şekilde adayların kültür sanatla ilgili vaatleri de daha somut bir zemine oturabilir. Kampanya süresince sergilenen sanat eserleri adayların sanatı destekleme konusundaki sözlerinin canlı bir örneği olmuş olur. Seçim kampanyaları için adayların sadece politik mesajlarını değil, aynı zamanda kentsel estetiğe ve kültürel zenginliğe olan katkılarını da vurgulayan bir yaklaşım, seçmenler üzerinde olumlu bir etki bırakabilir.

Sanat aracılığıyla seçmenle duygusal bağ kurulabilir. Adayların bu tür bir yaklaşımı benimsemesi seçmenlerin gözünde onları sadece birer politik figür olmaktan çıkarıp, onlara toplumun kültürel ve estetik değerlerini koruma ve geliştirme konusunda gerçek bir paydaş olarak bakılmasını sağlayabilir. Bu tür bir yaklaşım sadece bir seçim dönemine özgü olmak yerine uzun vadede toplumsal ve kültürel bir gelişmeye de katkı sağlayabilir mi diyerek yazımı tamamlıyorum. Belki gerçekleşmesi zor ancak denenmeye değer. Seçim süreçlerini sadece bir politik yarış olmaktan çıkarıp seçmenin de politik sürece daha anlamlı ve estetik şekilde katılımını sağlayabilir.


(1) Clow,E.K, Baack,D.(2002), “Integrated Advertising, Promotion and Marketing Communications”
(2) https://en.wikipedia.org/wiki/Barack_Obama_”Hope”_poster
(3) artists4democracy.com

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir