Sokaktaki tehlikeli her canlıyı öldürelim!

Sokaktaki tehlikeli her canlıyı öldürelim!

Demek ki insan denen acımasız yaratık, kendisine en çok zarar vereni değil, kendisinin zarar verebileceği canlıları ortadan kaldırmaya niyetleniyor. Güçlünün güçsüzü ezmesi bu. Altta kalanın canı çıksın sözü boşuna söylenmemiş. 

Son genetik keşfimiz, hiçbir bilim insanının buluşundan kaynaklanmıyor: bizim meclisin icadı. Sokak köpeği diye bir hayvan türü icat ettiler ve acımasızlığın şahına çıkarak “sokak köpekleri”ni zehirleyerek öldürmeye karar verdiler.

Oysa herkesin bildiği ama söylemek istemediği gerçek; onların sokak köpeği değil, terkedilmiş çeşitli cins köpekler olduğu. İnsanlara bağımlı olarak yaşama başladıklarından bu yana binlerce yıl geçmiş bir canlı türü olan köpek, kendi kendine yiyecek ve barınma sağlayamaz. Ama insan denilen acımasız canlı bu hayvanları güvenlik, av, eğlence ve oyuncak olarak kullanıp canı sıkıldığı zaman sokağa terk ettiği için bilinçsizce üreyen ve çoğalan köpekler bir süre sonra yaşadıkları yerde bakılmadıkları için sürüleşiyor ve kendilerini ve alanı korumak için saldırganlaşabiliyor. Bu gereksiz ve bakımsız çoğalma yüzünden özellikle tenha yerlerde insanlar ve diğer köpekler için tehlike yaratan köpeklerin zehirlenerek öldürülmesini içeren bir karar tasarının çözüm olduğunu düşünen caniler var!

Bu çözümden ve akıl yürütmeden hareketle bazı zarar veren canlıları ortadan kaldırmaya devam edebiliriz; işte önerilerim:

Sokak insanlarını öldürelim! Sokakta yaşayan bazı insanlar diğer insanlar ve canlılar için tehlike oluşturmakta. Bunlar uyuşturucu madde kullanıyor. Kendilerinde değil, şiddet eğilimli. Demek ki ortadan kaldırılmaları gerek. Sokakta dilenenler. Bunlar halk sağlığını ve asayişi tehdit ediyor. Küçük çocuklarını gece yarılarına kadar sokaklarda süründürerek onların yararlı, eğitimli, sağlıklı olmalarını engelliyor. Çöpten toplayıp yedikleri görüntüsü verdikleri yiyeceklerle rahatsız edici görüntü veriyor, sokakları ve turistik mekanları kirletiyor. Turistlerden para toplayıp turizme zarar veriyor. Onların da iğneyle uyutulması çözüm olabilir!

Trafik magandaları bir başka tehlikeli insan türü. Trafikteki her sıkışıklıkta, her olayda araçlarından inerek diğerlerine saldıran, onların malına ve canına şiddet uygulayarak zarar veren bu arıza tipler asla düzelmiyor ve insan varlığı için tehlikeli. Bunların da toplanarak iğneyle uyutulması düşünülmeli.

Halka hizmet için ortalıkta dolaşan ve sürekli yalan söyleyerek sadece kendilerine hizmet eden bir grup siyasetçi de halkın zararına çalışıyor. Halkı kandırarak sürekli siyaset sahnesinde kalan bu tiplerden kurtulmak da onları barınaklara kapatarak mümkün olamaz.

HALKI KANDIRARAK SİYASET SAHNESİNDE KALAN TİPLERDEN KURTULMAK BARINAKLARA KAPATARAK MÜMKÜN OLAMAZ

Aile içi şiddeti önlemek için de bu iyi bir çözüm olabilir. Eşlerine, çocuklarına, birlikte oldukları kadınlara şiddet uygulayan, hatta bu şiddeti vahşi cinayete dönüştüren çok tehlikeli insan türleri var. Bunlar genellikle hap ya da uyuşturucu kullanan, kimi zaman alkolik, şiddet bağımlısı, erkekler. Kadına uyguladıkları şiddet, terk edilmek istendiklerinde cinayete dönüşüyor ve çoğunlukla sadece kadını ve varsa olan çocuklarını değil, kadının ailesinden olanları da hedef alıyor. Engellenmesi mümkün olmayan bu çok tehlikeli erkek türünü de, kimse barınaktan sahiplenmeyeceğine göre iğneyle uyutmak, toplum sağlığı ve kadınların can güvenliği açısından şart gözüküyor!

Halka hizmet için ortalıkta dolaşan ve sürekli yalan söyleyerek sadece kendilerine hizmet eden bir grup siyasetçi de halkın zararına çalışıyor. Halkı kandırarak sürekli siyaset sahnesinde kalan bu tiplerden kurtulmak da onları barınaklara kapatarak mümkün olamaz. Olsaydı hiç kuşkusuz sahiplenen çıkardı. Çünkü halkın çoğunluğu saf ve iyi niyetli!

Bu listeyi birkaç sayfa uzatabilirim. Bu toplumun içinde yaşayan, diğer insanlara, canlılara, hayvanlara, doğaya, yaşadıkları mekana, kente, yeşile, her yere zarar veren o kadar çok İNSAN var ki! Yasalar ve düzen ne yazık ki onları diğerlerine zarar vermelerini engelleyemiyor. Ceza da verseniz, hapse de atsanız, onlar öyle güçlü, öyle yenilmez ki, hacıyatmaz gibi düştükleri yerden tekrar kalkıyor ve zarar vermeye devam ediyor. Kimse dokunmuyor, dokunamıyor onlara! Kimse onları ortadan kaldırmaya niyet bile edemiyor. Oysa onların verdikleri zarar, sokakta yaşamak zorunda bırakılan köpeklerin verdikleri zararın yanında o kadar çok ve geri dönülemez ki.

Belediyeler ve devlet görevlileri bu hayvanları sağlıklı koşullarda kısırlaştırarak popülasyonun artmasını önlemek zorundalar. Bununla kalmıyor ve bitmiyor. Ticari üretimin de çok ciddi biçimde önlenmesi gerekiyor.

GÜÇLÜNÜN GÜÇSÜZÜ EZMESİ

Demek ki insan denen acımasız yaratık, kendisine en çok zarar vereni değil, kendisinin zarar verebileceği canlıları ortadan kaldırmaya niyetleniyor. Güçlünün güçsüzü ezmesi bu. Altta kalanın canı çıksın sözü boşuna söylenmemiş.

Terkedilmiş ve plansızca çoğalmış sokakta yaşamak zorunda bırakılan köpekleri öldürmek çözüm değil vahşettir. Belediyeler ve devlet görevlileri bu hayvanları sağlıklı koşullarda kısırlaştırarak popülasyonun artmasını önlemek zorundalar. Bununla kalmıyor ve bitmiyor. Ticari üretimin de çok ciddi biçimde önlenmesi gerekiyor. Ne üretim, ne satış. Böylece bu canların, mal değil, can olduğu kabul edilmiş olur, yasa da ona göre düzenlenir. Sokakta yaşamak zorunda kalıp bir lokma yiyeceğe muhtaç olan bu canları istismar edenler, şiddet uygulayanlar, kuytu köşede bağlayıp ırzına geçen sapıklar cezalandırılır. Bunları düşünmeden, yapmadan, benim çocuğumu ısırdı, Zafer Mutlu’yu da ısırmıştı gibi tuhaf gerekçelerle on binlerce canı zehirleyerek öldürmek caniliktir.

Veterinerler de reddetti

Buna karşı olarak Veterinerler Birliği’nin yaptığı açıklama yüreğimi ısıttı: Hiçbir hayvanı zehirleyerek öldürmeyeceklerini bir bildiriyle açıkladılar! Sağlıkçının yapması gerektiği gibi!

Yeni bir Sivri Ada vakası mı?

Ne yapacaklar peki Devlet görevlileri? 1910’da Osmanlının yaptığı gibi hepsini gemiye doldurup Sivri Ada’ya mı atacaklar yine? Aç susuz kaya parçasının üzerinde birbirlerini parçalayarak ölsünler diye!  Yoksa gaz mı sıkacaklar üzerlerine? Kıyma makinesine mi atacaklar? Eğer yeniden bir gündem değiştirme ve şehirleri geri kazananları çileden çıkarma siyaseti değilse, AKP, itlaf yasasını gündemden kaldırmalı, tarihine bir kara leke daha sürmemelidir. Baksanıza Bahçeli bile neyin niye yapılacağını anlamamış! Sorup duruyor?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir