Ekonominin falı

Ekonominin falı

Türkiye ekonomisinin 2024 yılında nasıl bir performans göstereceği, ekonomi politikalarının başarısına, küresel ekonomik koşullara ve jeopolitik gelişmelere bağlı olacak. OECD, Türkiye ekonomisinin 2024’te yüzde 2,9 büyüyeceğini, enflasyonun yüzde 44,59 olacağını ve işsizliğin yüzde 10,7 seviyesinde kalacağını tahmin ediyor. Bu tahminler, Türkiye’nin ekonomik büyümede yavaşlama, enflasyonda yükseklik ve istihdamda zorluk yaşayacağını gösteriyor.

İnsanoğlu zamanı dilimlere bölmüş. Bu zaman dilimlerinden biri de yıl. Her yeni yıl bazı beklentileri de beraberinde getiriyor. Yeni bir yıl, insanlarda umut doğurur. Çünkü yeni bir başlangıç, yeni bir fırsat, yeni bir değişim anlamına gelir. İnsanlar, hayatlarında istedikleri değişiklikleri yapabileceklerine, hedeflerine ulaşabileceklerine, sorunlarını çözebileceklerine, mutlu ve sağlıklı olabileceklerine inanırlar. Yeni bir yıl, insanlara geçmişi geride bırakma, geleceğe umutla bakma ve kendilerini yenileme şansı verir. Aynı zamanda insanların sevdikleriyle bir araya gelerek, sevgi ve dayanışma duygularını paylaşmalarına da vesile olur. Yeni bir yıl, insanlara umut veren birçok şeyi içinde barındırır. Bu nedenle, insanlar yeni yıl dilekleri, planları ve hayalleri ile umut dolu olurlar.

Bizi nelerin beklediğini merak ettiğimiz için, bazılarımız falcıya gider. Gelecek için sorular sorar, yaşamımızda ne değişikler olacağını sorarız. Ben de bu yazıda 2024 yılının Türkiye ekonomisi açısından falına bakmaya çalışacağım. 2023 yılı maalesef çoğumuz için olumsuzluklarla dolu oldu. 6 Şubat depremi bizim için büyük bir yıkımdı. Binlerce insanımızı kaybettik. 11 kentimiz çok büyük zarar gördü.

Ekonomide de bir deprem yaşadık. Yüksek enflasyon gelir dağılımını bozdu. Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu. Orta direk neredeyse buhar oldu. Asgari ücret, ortalama ücret haline geldi. TÜİK’in araştırmasına göre halkımızın yüzde 27’si maddi yoksunluk çekiyor. OECD ülkeleri arasında gıda enflasyonunda şampiyonuz. Hala Mali Eylem Görev Gücü’nün gri listesindeyiz. Vergi cennetleri listesi bir türlü imzalanamıyor. Merkez Bankası’nın rezervleri eridi. Kur Korumalı Mevduat başımızın belası oldu. Hazine ve Maliye bakanımız başta olmak üzere birçok yetkili dış kaynak bulabilmek için ülke ülke dolaşıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası ekonomi yönetiminde ve politikalarında değişiklikler yaşadık. Ülkemizin bir ödemeler dengesi krizinin sınırında olması bu değişikliği zorunlu kıldı. Yeni ekip “rasyonele dönmek dışında çaremiz yok” diyerek kolları sıvadı. Bir dezenflasyon programı başlattıklarını söylediler. (Aslında buna program demek zor, daha çok politika sepeti denebilir.)

Bu program, maliye politikası, para politikası ve ücret politikası gibi çeşitli araçları kullanarak, enflasyon oranını düşürmeyi ve fiyat istikrarını sağlamayı amaçlamalı. Dezenflasyon, enflasyon hızının azalmasıdır. Bu, ekonomi genelinde fiyatların artış hızının yavaşladığını gösterir.

Türkiye ekonomisi, 2024 yılında izlenen ekonomik politikaların etkisiyle bazı olumlu gelişmeler yaşayabilir, ancak bu gelişmelerin kalıcı olması için daha fazla çaba ve işbirliği gerekmektedir

İzlenen ekonomi politikasının 2024 yılında da devam edeceği öngörülüyor. Ancak bu süreçte bazı zorluklar ve riskler de bulunuyor. Merkez Bankası raporları enflasyonun Mayıs 2024’de zirve yapacağını söylüyor. Temmuz ayından itibaren enflasyonda baz etkisiyle bir düşüş göreceğiz. Baz etkisi, bir önceki yılın ilgili dönemindeki enflasyonla ilgilidir. Eğer enflasyon oranı bir önceki yılın ilgili döneminde çok düşükse, fiyat endeksindeki daha küçük bir artış bile aritmetik olarak yüksek bir enflasyon oranı verir. Türkiye’de 2023 yılında enflasyon oranı çok yüksek olduğu için, 2024 yılının ortasından itibaren baz etkisi nedeniyle enflasyon oranında düşüş görülebilir. Ancak bu, fiyatların düştüğü anlamına gelmez, sadece fiyatların daha yavaş bir hızda arttığını gösterir.

Türkiye ekonomisinin 2024 yılında nasıl bir performans göstereceği, ekonomi politikalarının başarısına, küresel ekonomik koşullara ve jeopolitik gelişmelere bağlı olacak. OECD, Türkiye ekonomisinin 2024’te yüzde 2,9 büyüyeceğini, enflasyonun yüzde 44,59 olacağını ve işsizliğin yüzde 10,7 seviyesinde kalacağını tahmin ediyor. Bu tahminler, Türkiye’nin ekonomik büyümede yavaşlama, enflasyonda yükseklik ve istihdamda zorluk yaşayacağını gösteriyor. 2023 yılının son çeyreğinde büyüme rakamının önceki çeyreklerden düşük geleceğini ve bunun 2024 yılında da devam edeceğini göreceğiz. İşsizlik ve iflaslar artacak.

31 Mart 2024’de bizi beleyen bir yerel seçim var. Bu yerel seçime doğru izlenen ekonomi politikalarında bir gevşemeye gidileceğini bunun da önümüze daha yüksek bir fatura getireceğini tahmin ediyorum. Nisan 2024 ekonomik olarak daha sert önlemlerin alınacağını ve Türk Lirası’nın devalüe edileceğini görmemiz muhtemel.

Türkiye’nin ekonomik istikrarı sağlamak ve kırılganlıklarını azaltmak için, dezenflasyon programını kararlı bir şekilde uygulaması, mali disiplini koruması, Merkez Bankasının bağımsızlığını güçlendirmesi ve yapısal reformları hayata geçirmesi gerekiyor. Ayrıca, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacını azaltması, rezervlerini artırması ve dış ticaret açığını düşürmesi için de ekonomik dönüşüm programını başlatması şart. Bütün bunları yaparken sosyo-ekonomik olarak daha düşük gelir grupları, gelir transferi yapılarak korunmalılar.

Sonuç olarak, Türkiye ekonomisi, 2024 yılında izlenen ekonomik politikaların etkisiyle bazı olumlu gelişmeler yaşayabilir, ancak bu gelişmelerin kalıcı olması için daha fazla çaba ve işbirliği gerekmektedir. Türkiye’nin ekonomik büyümesini sürdürülebilir kılmak, enflasyonu düşürmek ve istihdamı artırmak için, iktidarın, Merkez Bankası’nın, işçi ve işveren örgütlerinin ve tüm toplumun ortak sorumluluk alması ve işbirliği yapması şarttır.

Umutlar gerçek, kötümser tahminler yanlış olsun.

Turgay Bozoğlu
Latest posts by Turgay Bozoğlu (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir