AYM’nin 4 Haziran 2024 tarihli kararı yönünden merak edilenler (2)

AYM’nin 4 Haziran 2024 tarihli kararı yönünden merak edilenler (2)

Yüksek Mahkeme, 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin Merkez Bankası’na ilişkin düzenlemelerini, Anayasanın kanun hükmünde kararnameyi düzenleyen mülga 91’inci maddesinin ilk fıkrasına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. Buna karşılık Yüksek Mahkeme, kanun hükmünde kararnamenin 135’inci maddesinin (b) bendiyle yapılan değişiklikleri, Yetki Kanununa aykırılığı sebebiyle iptal etmiştir. Sözün kısası, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararına hukukî anlamı dışında siyasî bir anlam yüklenmesi doğru değildir.


ℹ️ Dizinin ilk yazısını okumak için buraya tıklayınız.


Önceki yazımda değindiğim gibi Anayasa Mahkemesi’nin 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin çeşitli hükümlerini iptal eden kararının bir bölümü, Anayasamızın 91’inci maddesinin ilk fıkrasının ihlâl edildiği gerekçesinden kaynaklanmıştır. Bu iptal kararının bir bölümü ise 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin dayandığı 7142 sayılı Yetki Kanununun 1’inci maddesine aykırılıktan kaynaklanmıştır. 

Kamuoyunun en çok merak ettiği husus, 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 25 ve 29’uncu maddelerine değişiklik getiren 151’inci maddesinin (h) ve (j) bentlerinin hangi nedenle iptal edilmiş olduğudur. Öte yandan kamuoyu, bu kanun hükmünde kararnamenin üniversitelere ilişkin düzenlemelerinin de hangi gerekçeyle iptal edildiğini merak etmektedir. 

Bu iptal kararlarının gerekçeleriyle bu gerekçelerin hukukî mi yoksa siyasî mi olduğu aşağıda ele alınacaktır. 

Burada özellikle vurgulamak istediğim husus, Anayasa Mahkemesi’nin 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 151’inci maddesinin (h) ve (j) bentlerini iptal ederken gerçek bir hukukilik denetimi yaptığı meselesidir. Diğer bir deyişle, Anayasa Mahkemesi, bu hükümlerin iptalinde siyasî saiklerden beslenen bir yerindelik denetimi yapmamış; Anayasanın kendisine tanıdığı yetkilerin sınırları içinde kalarak tam bir anayasaya uygunluk denetimi gerçekleştirmiştir.

I. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda Yapılan Değişikliklerin İptali 

  1.  703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 151’inci Maddesinin (h) Bendinin İptali

703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 151’inci maddesi, 20 bentten oluşmaktadır. Madde, (h) bendinde şu hükme yer vermiştir: 14/1/1970 tarihli ve 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun; “25 inci maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.”

1211 sayılı Kanunun 25’inci maddesinin ilk fıkrasında şu hüküm yer almaktaydı: “Başkan (Guvernör), Bakanlar Kurulu kararıyla beş yıllık bir dönem için atanır. Bu sürenin sonunda yeniden atanabilir.”

703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 9 Temmuz 2018’de yürürlüğe girmesiyle 1211 sayılı Kanunun yukarıda aktardığım 25’inci maddesinin ilk fıkrası ilga edilmiştir. 

Anayasa Mahkemesi ise 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 151’inci maddesinin (h) bendinin 1211 sayılı Kanunun 25’inci maddesinin ilk fıkrasını yürürlükten kaldıran düzenlemesini iptal etmiştir. Mahkemenin iptal gerekçesi şöyledir: 

Merkez Bankası başkanının görev süresini düzenleyen hükmün yürürlükten kaldırılmasını öngören kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Dördüncü Bölümü’nde yer alan kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin düzenleme içerdiğinden Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca KHK ile düzenlenemeyecek yasak alanda kalmaktadır.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın mülga 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 912, 913.)

  1. 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 151’inci Maddesinin (j) Bendinin İptali

703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 151’inci maddesinin (j) bendi, 1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununun 29’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında değişiklikler yapmıştır. 29’uncu maddenin değişiklikten önceki ilk fıkrası şöyledir: “Başkan (Guvernör)a yardımcı olmak üzere dört Başkan (Guvernör) Yardımcısı atanır. Başkan (Guvernör) Yardımcıları hukuk, maliye, ekonomi, işletme, bankacılık ve finans alanlarından birinde lisans veya lisansüstü öğrenim görmüş, yeterli bilgi ve deneyime sahip ve meslekleri ile ilgili olarak en az on yıl çalışmış kişiler arasından Başkan’ın (Guvernör) önerisi üzerine müşterek kararla beş yıl süre ile atanırlar. Başkan (Guvernör) Yardımcıları bu sürenin sonunda yeniden atanabilirler. Başkan (Guvernör) Yardımcıları hakkında da 27’nci maddenin birinci fıkrası ve 28’inci maddenin ikinci fıkrası uygulanır.”

703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 151’inci maddesinin (j) bendi, yukarıda aktardığım hükümde koyu puntoyla gösterdiğim ifadeleri yürürlükten kaldırmıştır. 

Anayasa Mahkemesi ise yukarıda aktardığım maddenin ikinci cümlesinde yer alan koyu puntoyla gösterdiğim ifadeleri şu gerekçeyle iptal etmiştir:

“… kural, kamu hizmetine girme hakkına yönelik bir düzenleme niteliği taşımaktadır. Bu itibarla kural, KHK ile düzenlenemeyecek yasak alan içinde kalmaktadır. 

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın mülga 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 917-918.)

Yüksek Mahkeme, yukarıda aktardığım hükmün koyu puntoyla gösterdiğim üçüncü cümlesini ise şu gerekçelerle iptal etmiştir: 

“Merkez Bankası başkan yardımcılarının görev süresi ve görev süresi dolanların yeniden atanmalarına yönelik hükümlerin yürürlükten kaldırılmasını öngören kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Dördüncü Bölümü’nde yer alan kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin düzenleme içerdiğinden Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca KHK ile düzenlenemeyecek yasak alanda kalmaktadır.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın mülga 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 923, 924)

Burada özellikle vurgulamak istediğim husus, Anayasa Mahkemesi’nin 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 151’inci maddesinin (h) ve (j) bentlerini iptal ederken gerçek bir hukukilik denetimi yaptığı meselesidir. Diğer bir deyişle, Anayasa Mahkemesi, bu hükümlerin iptalinde siyasî saiklerden beslenen bir yerindelik denetimi yapmamış; Anayasanın kendisine tanıdığı yetkilerin sınırları içinde kalarak tam bir anayasaya uygunluk denetimi gerçekleştirmiştir. Üstelik 151’inci maddenin (h) ve (j) bentlerinin iptal kararı, mahkeme üyelerinin oybirliğiyle alınmıştır.

II. Yükseköğretim Kanununda Yapılan Değişikliklerin İptali 

  1. 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 43’üncü Maddesinin İptali

703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 43’üncü maddesi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 34’üncü maddesine aşağıdaki hükmü eklemiştir: 

Bu madde ve 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 16 ncı maddesine göre yükseköğretim kurumlarında sözleşme ile görevlendirilecek yabancı uyruklu öğretim elemanı sayısı dolu öğretim elemanı kadrosu sayısının %2’sini geçemez. Bu kapsamdaki yabancı uyruklu öğretim elemanının yükseköğretim kurumları itibariyle dağılımı, isim, ücret ve sözleşme örneğinin vizesi, sözleşme süresinin uzatılması ve sona erdirilmesi, Yükseköğretim Kurulu tarafından yapılır.

Anayasa Mahkemesi ise yukarıda aktardığım düzenlemeyi, 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin dayandığı 7142 sayılı Yetki Kanununun 1’inci maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. İptal kararının gerekçesi şöyledir: 

“…kuralın 6771 sayılı Kanun ile Anayasa’da yapılan değişikliklerle ilgisinin olduğu söylenemez. 

Bu itibarla kural 7142 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen Anayasa’da yapılan değişikliklere uyum sağlamak amacı taşımadığından Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca verilen KHK çıkarma yetkisinin amaç ve kapsamı içinde değerlendirilemez. 

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın mülga 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 215-217.)

  1. 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 135’inci Maddesinin Yaptığı Değişikliklerin İptali

2.1. 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 135’inci maddesinin (b) bendi, 2547 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin (b) fıkrasının 5’inci bendini değiştirmiştir. Değişiklik, Yükseköğretim Kurulu’nun yedi üyesinin seçimi esasıyla ilgilidir. Düzenleme, Yükseköğretim Kurulu’nun yirmi bir üyeden oluşacağını, Kurulun on dört üyesinin, vasıfları kanunda belirtilen kişiler arasından Cumhurbaşkanı tarafından doğrudan doğruya seçileceğini öngörmektedir. Kanun hükmünde kararnamenin 135’inci maddesinin (b) bendinin değiştirdiği düzenlemenin önceki metninde yedi üyenin Üniversitelerarası Kurul tarafından seçileceği ve bu üyelerin seçimlerinin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmak suretiyle kesinleşeceği hükme bağlanmaktaydı.  

Kanun hükmünde kararnamenin 135’inci maddesinin (b) bendi, Kurulun yedi üyesinin Üniversitelerarası Kurul tarafından seçilip Cumhurbaşkanı tarafından atanacağı şeklinde bir düzenlemeye yer vermiştir. Evvelce Cumhurbaşkanının sahip olduğu onay yetkisi, bu değişiklikle atama yetkisine dönüşmüştür. 

Anayasa Mahkemesi ise bu değişikliği, 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin dayandığı 7142 sayılı Yetki Kanununun amaç ve kapsamını düzenleyen 1’inci maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. Yüksek Mahkeme’nin kararı şöyledir: 

“…kuralın 6771 sayılı Kanun ile Anayasa’da yapılan değişikliklerle ilgisinin olduğu söylenemez. 

Bu itibarla kural 7142 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen Anayasa’da yapılan değişikliklere uyum sağlamak amacı taşımadığından Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca verilen KHK çıkarma yetkisinin amaç ve kapsamı içinde değerlendirilmemektedir. 

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın mülga 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 578-580.)

2.2. 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 135’inci maddesinin (b) bendi, 2547 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin (b) fıkrasının 2’nci paragrafını şu şekilde düzenlemiştir: Üniversitelerarası Kurulca seçilenlerden bir ay içinde Cumhurbaşkanı tarafından atanmayanların yerine yeni adayların seçimleri iki hafta içinde yapılmadığı takdirde, Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılır.

Anayasa Mahkemesi ise bu değişikliği 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin dayandığı 7142 sayılı Yetki Kanununun 1’nci maddesine aykırı bularak iptal etmiştir. Mahkeme’nin kararı şöyledir: 

“…kuralın 6771 sayılı Kanun ile Anayasa’da yapılan değişikliklerle ilgisinin olduğu söylenemez. 

Bu itibarla kural 7142 sayılı Kanun’un 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasında belirtilen Anayasa’da yapılan değişikliklere uyum sağlamak amacı taşımadığından Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca verilen KHK çıkarma yetkisinin amaç ve kapsamı içinde değerlendirilmemektedir. 

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın mülga 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 585-587.)

Görüldüğü gibi Anayasa Mahkemesi, 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 135’inci maddesinin (b) bendiyle yapılan değişiklikleri iptal ederken aynı gerekçeye dayanmıştır. Mahkemeye göre bu değişiklikler, kanun hükmünde kararnamenin dayandığı 7142 sayılı Yetki Kanununun 1’inci maddesini ihlâl etmektedir. Bu iptal kararları oybirliğiyle alınmıştır. Burada özellikle vurgulamak istediğim husus, Yüksek Mahkeme’nin bu iki iptal kararında da hukukilik denetiminin sınırları içinde kalmasıdır. 

Önceki yazımda belirttiğim gibi, kanun hükmünde kararnamelerin anayasaya uygunluk denetiminin iki boyutu vardır. Bunlardan biri, kanun hükmünde kararnamenin Anayasanın 91’inci maddesine uygunluğu meselesidir. Diğeri ise kanun hükmünde kararnamenin dayandığı Yetki Kanununa uygunluğu meselesidir. 

Yüksek Mahkeme, 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin Merkez Bankası’na ilişkin düzenlemelerini, Anayasanın kanun hükmünde kararnameyi düzenleyen mülga 91’inci maddesinin ilk fıkrasına aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. Buna karşılık Yüksek Mahkeme, kanun hükmünde kararnamenin 135’inci maddesinin (b) bendiyle yapılan değişiklikleri, Yetki Kanununa aykırılığı sebebiyle iptal etmiştir. Sözün kısası, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararına hukukî anlamı dışında siyasî bir anlam yüklenmesi doğru değildir. 

2.3. 135’inci Maddenin Rektör Atama Usulünü Değiştiren Kuralının İptali

703 sayılı kanun hükmünde kararname, 135’inci maddesinin (d) bendiyle 2547 sayılı Kanunun rektör atama usulünü düzenleyen 13’üncü maddesini değiştirmiştir. 

Maddenin önceki hali şöyledir: “Devlet üniversitelerinde rektör Yükseköğretim Kurulu tarafından önerilecek, profesör olarak en az üç yıl görev yapmış üç aday arasından Cumhurbaşkanınca atanır. Bir aylık sürede önerilenlerden birisinin atanmaması ve Yükseköğretim Kurulu tarafından, iki hafta içinde yeni adaylar gösterilmemesi halinde Cumhurbaşkanınca doğrudan atama yapılır. Rektörün görev süresi 4 yıldır. Süresi sona erenler aynı yöntemle yeniden atanabilirler. Ancak aynı Devlet üniversitesinde iki dönemden fazla rektörlük yapılamaz. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör, mütevelli heyetinin Yükseköğretim Kuruluna teklifi ve Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanır.”

703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 135’inci maddesinin (d) bendiyle getirilen düzenleme ise şöyledir: “Devlet ve vakıf üniversitelerine rektör, Cumhurbaşkanınca atanır. Vakıflarca kurulan üniversitelerde rektör ataması, mütevelli heyetinin teklifi üzerine yapılır. Rektör, üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eder.”

Yüksek Mahkeme’ye göre “dava konusu kuralla YÖK’ün rektör atama sürecinde; devlet üniversiteleri yönünden aday gösterme, vakıf üniversiteleri yönünden mütevelli heyetinin teklifine olumlu görüş verme şeklindeki rolüne son verilmek suretiyle rektör atama usulü değiştirilmiş ayrıca atanma şartları, görev süresi gibi rektör atanmasına ilişkin hükümler madde metninden çıkarılmıştır.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 593.)

Anayasa Mahkemesi bu değişikliği şu gerekçeyle iptal etmiştir: 

“Bu itibarla devlet üniversitelerine rektör atanma şartlarında değişiklik öngören kural, Anayasa’nın İkinci Kısmı’nın Dördüncü Bölümü’nde yer alan kamu hizmetlerine girme hakkına ilişkin düzenleme içerdiğinden Anayasa’nın mülga 91. maddesi uyarınca KHK ile düzenlenemeyecek yasak alanda kalmaktadır.

Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın mülga 91. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 595-596.)

Burada vurgulanması gereken husus, Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal hükmüyle de hukukilik denetiminin sınırları içinde kalmış olmasıdır. Yüksek Mahkeme, bu kararında da mülga 91’inci maddenin 1’inci fıkrasının ihlâl edildiği gerekçesine dayanmıştır. Dolayısıyla kanun hükmünde kararnamenin rektör atama usulünü değiştiren hükmünün iptalinde herhangi bir siyasî saik aramak, doğru değildir. Bu karar da oybirliğiyle alınmıştır. 

  1. 703 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 160’ıncı Maddesinin Yaptığı Değişikliğin İptali

703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 160’ıncı maddesi, Milli Savunma Üniversitesi’nin rektörünün atama usulünü değiştirmiştir. Değişiklik öncesinde “Millî Savunma Üniversitesi rektörünün Millî Savunma Bakanının önereceği ve Başbakanın uygun göreceği üç aday arasından Cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi hükme bağlanmıştır.” (E: 2018/117, K: 2023/212, Karar Tarihi: 7/12/2023, R.G. Tarih – Sayı: 4/6/2024 – 32566, p. 930.) Kanun hükmünde kararnameyle rektörün doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı tarafından atanması usulü getirilmiştir. 

Anayasa Mahkemesi, bu değişikliği de 703 sayılı kanun hükmünde kararnamenin dayandığı Yetki Kanununun amaç ve kapsamını düzenleyen 1’inci maddesine ve mülga 91’inci maddeye aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etmiştir. 

Anayasa Mahkemesi’nin 703 sayılı kanun hükmünde kararnameye ilişkin iptal hükümlerinin yürürlüğünü on iki ay sonraya ertelemekte bir ölçüde haklı olduğu düşünülebilir. Çünkü “hukukun genel teorisinde kabul edildiği üzere, bir kanunu ilga eden kanun başka bir kanunla ilga edilirse, ilk kanun tekrar yürürlüğe girmez.” Bu temel ilke karşısında iptal edilen hükümlerin yürürlükten kaldırdığı kanunî düzenlemelerin kendiliklerinden yürürlüğe girmeyeceği açıktır. O nedenle kanun koyucunun iptal edilen her hükmün yürürlükten kaldırdığı kural yerine yeni bir düzenleme yapması gerekecektir. Bunun zaman alacağı açıktır.

İptal Kararı Neden Bir Yıl Sonra Yürürlüğe Giriyor?

Anayasa Mahkemesi, yukarıda aktardığım iptal kararının yürürlüğünü on iki ay sonrasına ertelemiştir. Bu erteleme kararı, Anayasamızın 153’üncü maddesinin 3’üncü fıkrasına dayanmaktadır. Bu fıkraya göre, “Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez.”

İptal kararının yürürlüğünü erteleme yetkisinin 1961 Anayasasında yer almadığını, bu yetkinin ilk kez 1982 Anayasasıyla tanındığını belirtmek gerekir. Ergun Özbudun’un konuya ilişkin yorumu şöyledir: “Şüphesiz, Anayasa Mahkemesi, hiçbir durumda iptal kararının yürürlüğünü erteleme zorunda değildir. Ertelemeye karar verip vermemek ve verdiği takdirde bunun süresini, bir yılı aşmamak üzere saptamak, tamamen Mahkemenin takdirine bırakılmıştır. Kanımızca Anayasa Mahkemesi, bu yetkisini ancak çok istisnai olarak ve iptal kararının derhal yürürlüğe girmesi ile kamu düzeni bakımından gerçekten tehlikeli bir boşluğun doğabileceği durumlarda kullanmalıdır.” Ergun Özbudun’un iptal kararlarının ertelenmesine ilişkin olarak yukarıda aktardığım görüşü fevkalade isabetlidir. 

Anayasa Mahkemesi’nin 703 sayılı kanun hükmünde kararnameye ilişkin iptal hükümlerinin yürürlüğünü on iki ay sonraya ertelemekte bir ölçüde haklı olduğu düşünülebilir. Çünkü “hukukun genel teorisinde kabul edildiği üzere, bir kanunu ilga eden kanun başka bir kanunla ilga edilirse, ilk kanun tekrar yürürlüğe girmez.” Bu temel ilke karşısında iptal edilen hükümlerin yürürlükten kaldırdığı kanunî düzenlemelerin kendiliklerinden yürürlüğe girmeyeceği açıktır. O nedenle kanun koyucunun iptal edilen her hükmün yürürlükten kaldırdığı kural yerine yeni bir düzenleme yapması gerekecektir. Bunun zaman alacağı açıktır. Bu bakımdan Yüksek Mahkeme’nin erteleme kararı, ortaya çıkması muhtemel bir güçlüğü bertaraf etme niyetinden kaynaklanmıştır.  


[1] Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2014, s. 262.

[2] Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2021, s. 431.

[3] Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2014, s. 262.


AYM’nin 4 Haziran 2024 tarihli kararı yönünden merak edilenler (1)

Serap Yazıcı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir