İktisat Bankası Koleksiyonu ve Erol Aksoy

İktisat Bankası Koleksiyonu ve Erol Aksoy

Osman Erden 2000 ve 2001 yılında yaşanan ekonomik krizin sanat dünyasındaki sonuçlarını yazmaya devam ediyor. Daha önce Demirbank, Cıngıllıoğlu ailesini yazan Erden bugün de, Erol Aksoy’u yazıyor.

Türkiye’de 2000 Kasım krizinde faiz riski, Şubat 2001 krizinde ise hem faiz hem de kur riski ile karşı karşıya kalan bankacılık sektörü ülke ekonomisini çıkmaza sürükleyen bir dönemi yaşamıştı. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’nun el koyduğu bankaların bazıları kötü yönetildikleri bazıları ise “hortumlandıkları” için tasfiye edildiler. 5 Kasım 2023 günü Yeni Arayış’ta yayınlanan “Demir Bank, Cıngıllıoğlu Ailesi ve Dünya Sanat Piyasası” başlıklı yazı söz konusu ekonomik krizlerin sanat alanına nasıl yansıdığına dair bir vakaya değiniyordu.

1972 yılında Dünya Bankası’nda çalışırken tesadüfen Turgut Özal ile tanışan Erol Aksoy ilerleyen yıllarda Anavatan Partisi’nin kurucularından oldu. 1983 Seçimleri’ne katılması Güvenlik Konseyi tarafından reddedilince Turgut Özal’ın danışmanı olarak siyasette yer aldı. Özal’ın 80’li yıllar boyunca sürdürdüğü yeni bir zengin zümre yaratma politikası doğrultusunda Erol Aksoy banka yöneticiliğinden banka sahipliğine giden yolda hızlıca ilerledi.

Erol Aksoy’un sahibi olduğu İktisat Bankası’nın koleksiyonu etrafında gelişen olaylar, ekonomik krizlerin sanat alanına yansımasına dair en ilginç örneklerdendir. Devletin bu dönemde tamamen tasfiye ederek veya başka bankalarla birleştirerek ortadan kaldırdığı 24 banka arasında İktisat Bankası sahip olduğu koleksiyon açısından diğerlerinden farklı bir yere oturuyordu.

TMSF tarafından 15 Mart 2001 tarihinde el konulan, 7 Aralık 2001’de ise tasfiye edilen İktisat Bankası’nın sanat koleksiyonu üzerine daha önce yoğun bir çalışma yaptığını belirten Yahşi Baraz 2000 resimden oluşan koleksiyona dair hazırladığı dosyanın kaybolduğunu belirtmiştir. Konu hakkında ayrıntılı bilgi için Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün’ün Hayalperest Yayınevi tarafından basılan “Türkiye’de Çağdaş Sanat Koleksiyonculuğu” isimli kitabına başvurulabilir. Yahşi Baraz 2000 eserden bahsetmekle beraber TMSF’nin el koyduğu koleksiyonda 415 resim bulunuyordu. İki farklı bilirkişi heyeti koleksiyonda on civarında sahte eser olduğunu tespit etti.

9 Mayıs 2006 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile İktisat Bankası T.A.Ş. hâkim ortağı Erol Aksoy Grubu arasında bir protokol imzalandı. Erol Aksoy devlete 1 milyar dolar civarında borcu olduğunu kabul etti ve 12 seneye yayılan bir program ile borcunu kapatacağına dair imza attı. Attığı imzaya karşın Erol Aksoy protokole uymadı ve mal varlıklarına devlet tarafından yeniden el koyuldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu koleksiyonu 27 Ocak 2002 tarihinde düzenlenecek bir müzayede çerçevesinde satışa çıkaracağını duyurunca sanat çevresinde bir tartışma şekillendi. Bir görüşe göre koleksiyon parçalanmamalı ve devletin himayesi altına girmeliydi. Diğer bir görüş ise koleksiyonun dağılmasında bir sakınca olmadığını bilakis bunun sanat piyasası açısından olumlu sonuçlara yol açacağını iddia ediyordu. Şüphesiz ki koleksiyonun parçalanmasını savunanların arasında müzayedeyi düzenleyecek olan, Antik A.Ş.’nin sahibi Turgay Artam başı çekiyordu. Antik A.Ş. yapılan anlaşmaya göre eserlerin alıcılarından yüzde beş komisyon alacaktı ve toplam yarım milyon dolar bir gelir söz konusuydu. Sevgi Gönül, Murat Bardakçı gibi isimler kaleme aldıkları yazılarda söz konusu olayı bağlamından tamamen çıkararak devlet gücünün özel mülkiyete yönelik bir gasp girişimi anlamına gelebilecek yorumlarda bulundular. Koleksiyonun parçalanmadan devlet himayesine girmesini savunanların arasında ise Galeri Nev’in sahibi Haldun Dostoğlu, ressam Burhan Doğançay gibi isimler bulunuyordu. Evrim Altuğ’nun Aralık 2001 tarihinde Radikal Gazetesi’nde yayınlanan haberleri bu konuya dair tarihe not düşmüştür. Kamuoyu baskısı üzerine dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay’ın devreye girdi BDDK müzayededen vazgeçti.

AKP’nin 3 Kasım 2002 tarihinde iktidara gelmesiyle şüphesiz ki farklı bir kültür politikası yürürlüğe girdi. Nitekim yeni hükümetin Kültür Bakanı Hüseyin Çelik bakanlığının koleksiyon için bütçe ayırmayacağını belirtti. İktisat Bankası’nın koleksiyonu artık parçalanabilirdi.

12 Aralık 2004 tarihinde Antik A.Ş.’nin düzenlediği müzayedede şüphesiz ki en dikkat çeken eser Osman Hamdi Bey’in ‘Kaplumbağa Terbiyecisi’ydi. Söz konusu resim için İstanbul Modern ve Pera Müzesi devreye girdi. Avrupa Birliği ile doğrudan üyelik müzakerelerinin gündemde olması nedeniyle Türkiye’nin Batılı bir ülke olduğuna dair imaj oluşturmak için dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Eczacıbaşı Ailesi’nden İstanbul Modern’in planlanandan erken açılmasını talep etmişti. Nitekim müzayededen bir gün önce müze açıldı. Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait Pera Müzesi ise henüz faaliyete geçmemişti. Pera Müzesi dönemin parasıyla 5 trilyon Türk Lirası teklif ederek Türkiye’nin sanat piyasası tarihinde uzak ara bir rekora imza attı. Henüz açılmamış bir kurum olarak 5 trilyon Türk Lirası karşılığında yaratılan sansasyon ile günlerce gündelik basında yer alan Pera Müzesi ülkenin en bilinen sanat kurumlarından biri oldu.

TMSF’nin Erol Aksoy’un yurtdışına çıkartmış olduğu sanat eserlerine yönelik diğer bir somut kazanımı ise 2014 yılında Paris’te gerçekleşti. Paris’te bir depoda Erol Aksoy ve İnci Aksoy adına otuz tane eser tespit eden TMSF resimlere tedbir konması için Fransız yargısına başvurdu ve talebi kabul edildi.

9 Mayıs 2006 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile İktisat Bankası T.A.Ş. hâkim ortağı Erol Aksoy Grubu arasında bir protokol imzalandı. Erol Aksoy devlete 1 milyar dolar civarında borcu olduğunu kabul etti ve 12 seneye yayılan bir program ile borcunu kapatacağına dair imza attı. Attığı imzaya karşın Erol Aksoy protokole uymadı ve mal varlıklarına devlet tarafından yeniden el koyuldu.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu farklı ülkelerde anlaştığı hukuk bürolarıyla Erol Aksoy’un yurtdışındaki mal varlıklarını izleme yöntemi, New York’ta somut bir sonuca ulaştı. TMSF, New York’ta Erol Aksoy’a ait 18 sanat eserini tespit ederek haciz koydu. Söz konusu eserler arasında Burhan Doğançay, Selim Turan, Mehmet Melih Devrim Nejat, Zeki Faik İzer’in resimleri yer alıyordu.

Türkiye ile New York Eyaleti arasında yabancı mahkeme kararlarının tenfizine dair Erol Aksoy ile ilgili dosyanın ayrıntıları için Yrd. Doç. Dr. Zeynep Çalışkan’ın “New York Eyalet Mahkemesi TMSF / Erol Aksoy Tenfiz Kararının Karşılıklılık Şartı Bağlamında Değerlendirilmesi” başlıklı makalesine göz atılabilir. (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/333877)

TMSF’nin Erol Aksoy’un yurtdışına çıkartmış olduğu sanat eserlerine yönelik diğer bir somut kazanımı ise 2014 yılında Paris’te gerçekleşti. Paris’te bir depoda Erol Aksoy ve İnci Aksoy adına otuz tane eser tespit eden TMSF resimlere tedbir konması için Fransız yargısına başvurdu ve talebi kabul edildi. T24 haber sitesinin 21 Temmuz 2014 tarihli haberinde bu konuya dair ayrıntılara ulaşılabilir. Söz konusu haber TMSF’nin Londra’da da 11 eser tespit ettiğine dair bir bilgi içeriyor. (https://t24.com.tr/haber/erol-aksoyun-kacirdigi-tablolar-pariste-yakalandi,265024 )

İktisat Bankası’na TMSF tarafından el konulmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma açmış ve Erol Aksoy’un İktisat Bankası’nın envanterine kayıtlı bulunan toplam 67 adet resim ve 78 adet sanat eserini zimmetine geçirdiğine yönelik bir dosya hazırlayarak “nitelikli zimmet” suçunun işlendiğine dair bir iddiayı mahkemeye taşımıştı. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Aralık 2015 tarihinde oybirliği ile Erol Aksoy’a 8 yıl 4 ay hapis cezası verdi. Yargıtay 7. Ceza Mahkemesi Ekim 2016 tarihinde oybirliği ile onama kararı aldı. Erol Aksoy halen yurtdışında yaşıyor.

 

 

Osman Erden
Latest posts by Osman Erden (see all)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir