Prof. Serap Yazıcı: 153. madde açıktır, AYM hükümleri kesindir!

Prof. Serap Yazıcı: 153. madde açıktır, AYM hükümleri kesindir!

Anayasa hukuku profesörü, Gelecek Partisi İnsan Hakları Başkanı ve Yeni Arayış yazarı Serap Yazıcı, TİP Milletvekili Can Atalay’ın cezaevinde tutulmasıyla başlayan ve Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi üyelerini kınamasıyla süren yargı krizi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı.

Saadet Partisi Antalya Milletvekili sıfatıyla söz alan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünde yaklaşık 5 dakika kadar konuşan Prof. Serap Yazıcı, Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının geciktirilmeksizin yerine getirilmesi gerektiğini söyledi. Yazıcı, yeni anayasa konusunda iktidar partisini uyarmayı da ihmal etmedi: “Lütfen bizleri tuzağa düşürmeyiniz. Yeni bir anayasa iddiasıyla mevcut anayasadan daha beter bir anayasayla bizleri karşı karşıya getirmeyiniz. Gölge etmeyiniz başka ihsan istemeyiz.”

Yazıcı’nın konuşmasının tam metnini paylaşıyoruz:

 

YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI, ANAYASAYA UYMAK ZORUNDADIR

“Değerli milletvekilleri,

Türkiye dün itibarıyla ciddi bir yargı krizine sahne olmuştur. Bu bağlamda grubumuzun verdiği önergenin gerekçesini açıklamak üzere karşınızdayım.

Bildiğiniz gibi Türkiye 1946’da, emsaline rastlanmamış biçimde çok partili siyasi hayata geçmiştir. Anayasa düzeninde hiçbir kopma olmamıştır. Buna rağmen, aradan geçen bunca yıla rağmen Türkiye, yaşanabilir, pekişmiş, sağlam bir demokrasi yaratamamıştır. Bunun önündeki en büyük engellerden biri Türkiye’de gerçek anlamda bir hukuk devleti yaratılmamış olmasıdır.

Aslını ararsanız, Türkiye ilk defa 1961 Anayasası’yla hukuk devleti ilkesini kabul etmiş ve bu anayasanın çeşitli hükümleriyle de bu anayasanın tüm hükümlerini yürürlüğe koymuştur. Öte yandan 1982 Anayasası da bütün kusurlarına rağmen 2. maddesinde hukuk devleti hükümlerine yer vermiş ve Anayasa’nın çeşitli hükümleri hukuk devletinin bütün unsurlarını düzenlemiştir.

Bu bakımdan aslında anayasa koyucunun bütün devlet organlarına vermiş olduğu emir açıktır. Nedir o emir? Yasama, yürütme, yargı organlarıyla, idari makamlar bütün fonksiyonlarını anayasanın üstünlüğüne ve hukukun üstünlüğüne uygun olarak yerine getireceklerdir. Aslında bu zımni bir emir değildir. Nereden anlıyoruz? Çünkü, Anayasa’nın üstünlüğünü düzenleyen 11.madde, ayrıca ve açıkça anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idari makamlarını bağladığını ifade etmiştir.

 

TÜRKİYE BİR ANAYASASIZLAŞTIRMA SÜRECİNDEN GEÇMEKTEDİR

Konuyu uzatmadan özellikle yargı fonksiyonuna ilişkin hükümlere getirmek istiyorum. Bilindiği gibi, bir hukuk devleti yaratabilmenin en önemli teminatı, yargı fonsiyonunun hukukun sınırları çerçevesinde cereyan etmesidir. Ve anayasamız, 138. maddesinde yargı kuruluşlarına açık bir emir vermiştir. Bu maddeye göre mahkemeler ve hâkimler görevlerinde bağımsızlardır. Anayasaya, kanunlara, hukuka ve vicdani kanaatlerine göre karar vermek zorundalardır. Bu madde aynı zamanda hiçbir organ veya makamın yargı kuruluşlarına emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını düzenlemiştir.

Öte yandan 141. madde son fıkrasında yargı fonksiyonunun icrasına ilişkin çok önemli bir maddeyi düzenlemiştir. Yargı fonksiyonu mümkün olan süratle ve en düşük maliyetle yerine getirilecektir. Bundan başka vatandaşların en önemli anayasal teminatı, yargı fonksiyonunun icrası olduğu için 36. maddede adil yargılanma hakkı düzenlenmiştir.

Nihayet bütün bunlara ek olarak anayasa koyucu 2004’te yapılan değişiklikle 90. maddeye temel hak ve hürriyetlere ilişkin milletlerarası anlaşmaların kanunların üzerinde olduğu hükmünü eklemiştir. Ve 2010 anayasa değişikliğiyle, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruları inceleme yetkisi tanınmıştır. Ve anayasamızın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 153. maddesinin ilk fıkrasında çok açık bir hüküm yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve aynı maddenin son fıkrasında, bu kararlar yasama yürütme ve yargı organlarını bağlar, idari makamları bağlar, bu kararların gereği geciktirilmeksizin yerine getirilmek zorundadır der.

Dün yaşadığımız yargı garabetine dikkat çekmek istiyorum. Aslında anayasamız, yargı fonksiyonunun nasıl icra edileceği konusunda çok açık hükümlere yer veriyor. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, anayasa değişikliği değildir. Türkiye çok uzun bir süreden beri sistematik bir biçimde bir anayasasızlaştırma sürecinden geçmektir. Oysa bizim ihtiyacımız, anayasa hükümlerinin harfiyen uygulanmasıdır. Buradan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin değerli milletvekillerine seslenmek istiyorum. Lütfen bizleri tuzağa düşürmeyiniz. Yeni bir anayasa iddiasıyla mevcut anayasadan daha beter bir anayasayla bizleri karşı karşıya getirmeyiniz. Gölge etmeyiniz başka ihsan istemeyiz.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir