DEVA’dan Yargıtay’a çok sert tepki: Bu bir darbe girişimidir!

DEVA’dan Yargıtay’a çok sert tepki: Bu bir darbe girişimidir!

“Yargıtay bugüne kadar görülmemiş bir karar verdi. Evet evet Yargıtay, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Müşteki Yargıtay, şüpheli Anayasa Mahkemesi üyeleri… Gerçekten ağlanacak halimize gülecek durumdayız”

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, “Yargıtay’ın Can Atalay Kararı” hakkında DEVA Partisi Ankara Milletvekili İdris Şahin ile birlikte basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya DEVA Partisi Milletvekillerinden Cem Avşar, Ertuğrul Kaya, Evrim Rızvanoğlu, Hasan Karal, Medeni Yılmaz, Mehmet Emin Ekmen ve Seda Kaya Ösen de katıldı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını “Darbe girişimi” olarak niteleyen Yeneroğlu, “Bu darbe girişimi mutlaka sonlandırılmalıdır! Yürütme gücünü kendine kalkan edinerek takınılan bu küstahça kalkışmanın hesabı mutlaka sorulmalıdır!” dedi.

 

‘GELİNEN NOKTA, ADETA HUKUK DEVLETİNE KARŞI BİR KALKIŞMA HAREKETİDİR’

“Yaşanan süreç ve özellikle dün akşam itibariyle gelinen nokta herhangi bir hukuksuzluğun çok ötesinde adeta hukuk devletine karşı bir kalkışma hareketidir. Mahkemeler eliyle hukuk devletini yok saymaktır. Devleti yönetenlerin baskısıyla bir yüksek yargı makamı olan Yargıtay’ın hukuk devletini yok etme girişimidir. Konu Can Atalay’ı çoktan aşmış durumda… Bu sebeple lütfen yaşanan hukuk cinayetini dikkatle dinleyin… Önce Can Atalay, yasama dokunulmazlığı kazanmasına rağmen yargılama Anayasa’ya aykırı şekilde devam ettirildi. Yargıtay, Anayasa’nın açıkça kanunla düzenlenmesini emrettiği bir konuda kuvvetler aykırılığını hiçe sayarak TBMM yerine geçti ve Can Atalay için dokunulmazlığın istisnalarını belirledi. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi Can Atalay dosyası hakkında açıkça Anayasa’ya aykırı işlem yapıldığından hareketle hak ihlali kararı verdi ve gereğini yapması için dosyayı ilgili ağır ceza mahkemesine gönderdi… İşte hukuk devletine şimdiye kadarki en büyük darbeyi vuracak olan son perde tam da bu noktada başladı.”

 

‘AYM KARARLARINA UYMAK ZORUNDASINIZ’

“Normal şartlarda, ortalama bir hukuk devletinde Anayasa’nın 153. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi olan ağır ceza mahkemesinin AYM’nin kararına uyması ve Can Atalay hakkında tahliye kararı vermesi gerekirdi. Çünkü Anayasanın 153. maddesi hukukçu olsun olmasın, aklı çalışan ve kendi kişiliğini ayaklar altına almamış olan herkesin anlayabileceği bir açıklıkta şunu söylüyordu: “Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Yani beğenmeseniz de eleştirseniz de hiç hoşunuza gitmese de çok canınızı sıksa da eğer burası bir hukuk devletiyse Anayasa Mahkemesi kararlarına uymak zorundasınız.

Ama maalesef ilk derece mahkemesi olan ağır ceza mahkemesi Anayasa Mahkemesi kararına uymadı. Belki de uymak istedi ama bağımsız ve tarafsız mahkeme olarak karar vermeye cesaret edemedi. Ve dosyayı bir hakimin üst yazısı ile Yargıtay’a gönderdi… Yargıtay çok daha nitelikli hakimlerden müteşekkil zannediyorsanız yanılıyorsunuz… Belki de birçok hakim laf dinler diye özel olarak bu günler için seçildi… Yargıtay hukuksuzluklara bir yenisini eklemenin de çok ötesine giderek adeta Anayasa’ya paralel bir hukuk normu ortaya koyarcasına Anayasa Mahkemesi kararını tanımadığını ilan etti. Aklı, vicdanı, onuru ve dürüstlüğü olan herkesi şoka uğratan bugüne kadar görülmemiş bir karar verdi: Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Evet evet Yargıtay, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Müşteki Yargıtay, şüpheli Anayasa Mahkemesi üyeleri… Gerçekten ağlanacak halimize gülecek durumdayız.”

 

‘BU DARBE GİRİŞİMİ DAHA BERTARAF EDİLMİŞ DEĞİL!’

“Hukuku ayak bağı olarak gören ve hakka ve adalete uymanın devlet ve toplum hayatındaki önemini kavrayamamış bir iktidar ve üzerindeki cübbenin, oturdukları makamın önemini ve sorumluluğunu bilmeyen yargıçlar eliyle güzel ülkemiz maalesef bir kabile devletine dönüştürülmeye çalışılıyor.

Dün akşam itibariyle de Türkiye’de söz adeta tükendi, hukuk devleti çok ağır bir darbe girişimi ile karşı karşıya. Ve bu darbe girişimi daha bertaraf edilmiş değil!  Hukuken yorum yapılabilecek, siyaseten izah edilebilecek seviyenin çoktan geçildiği bir noktadayız.”

 

‘CUMHURBAŞKANI’NIN BİLGİSİ DAHİLİNDE’

“Bu eşi benzeri görülmemiş hukuksuzluklara cesaret veren, iktidarın hukuk devletini devamlı zayıflatan tutumudur. İktidarın özgül ağırlığı büyük ortağının zaten yıllardır söylediği malum: ‘Kapatın gitsin Anayasa Mahkemesini!’ Adalet Bakanı günlerdir Anayasa Mahkemesi’ni hedef alan iddialarda bulunmakta ve Anayasa’yı çiğneyerek Yargıtay’a adeta talimat vermekteydi. Kaldı ki Anayasa’ya yönelik bu darbe girişiminin Cumhurbaşkanı’nın bilgisi dahilinde, yani kendisi ikna edilerek geliştirilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.”

 

‘ADALET BAKANI İSTİFA ETMELİDİR’

Bu nedenle, Anayasa’yı ihlal eden ve kendisine verilen yetki sınırlarını yasal olmayacak şekilde kullanan Yargıtay üyeleri derhal istifa etmeli, eğer istifa etmiyorlarsa bu karara imza atan tüm Yargıtay üyeleri görevden el çektirilmeye davet edilmelidir! Yargıtay’ı bu kararı vermeye cesaretlendiren Adalet Bakanı Sayın Yılmaz Tunç da görevinden istifa etmelidir.

Sn. Cumhurbaşkanı, Başdanışmanlık sıfatını kullanarak hukuk devletinin temel ilkelerine meydan okuyan yanındaki malum kişiyi de derhal görevden almalı!

‘Milli Yargı’ saçmalığı ile suçu örtbas etmeye ve tiran devlet fantazisine milleti yutturmaya çalışan, eski Sovyet uydu devletlerinde gördüğümüz bu üçüncü dünya reaksiyonerliğine mutlaka hemen dur demeli ve Türkiye’yi anayasasızlaştırma teşebbüsüne kalkışanların tamamı istisnasız bir biçimde yetkilerinden uzaklaştırılmalıdır!”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir