Aziz Yıldırım, Fenerbahçe kongresi öncesinde konuştu

Aziz Yıldırım, Fenerbahçe kongresi öncesinde konuştu

Aziz Yıldırım, kongre öncesinde Fenerbahçe hakkında konuştu. Seçilmesi halinde stadın kapasitesini 3 yılda 70 bin kişiye çıkaracağını söyleyen Aziz Yıldırım, önemli noktalara değindi.

Aziz Yıldırım, tarihi kongreye sayılı saatler kala FANATİK’ten Zafer Büyükavcı’ya konuştu.

Yönetimin, Fenerbahçe’nin gücünün farkında olması ve bu gücü doğru yönetmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, Jose Mourinho’nun transferiyle ilgili de konuştu.

2004 yılını işaret eden Yıldırım, ayrıca Başkan Ali Koç’un İsmail Kartal görevdeyken Mourinho’yu gündemlerine almasını eleştirdi, “İsmail Kartal görevdeyken, onlar da araştırmaya girmiş. Utansınlar kendilerinden. İsmini zikrettim, Galatasaray’ın şampiyonluğu unutuldu! Ben amacıma ulaştım; Fenerbahçe’nin üzerindeki ölü toprağı kalktı!” dedi.

“Rövanş derdim yok”

“Ne şikesi! Memleket elden gidiyor” demiştik. O günlerde bu sözümü anlamayanlar, birkaç yıl sonra acı gerçeklerle yüzleşti. Şimdi “Fenerbahçe elden gidiyor” diyorum. Çünkü bildiklerim, gördüklerim var. Ali Bey, kulüplerin satılmasına olumlu bakıyormuş! Öngörüm, Fenerbahçe tehlikeli yerlere gidiyor. İşte bu yüzden aday oldum. Yoksa zaten 20 yılın üzerinde başkanlık yapmışım. Fazlasını neden isteyeyim? Kaybedersem, hayatıma normal devam ederim. Ama Fenerbahçe için sorun başlar. Benim rövanş almak gibi bir derdim yok. Tek derdim Fenerbahçe.

Geçmişte FETÖ, Fenerbahçe’yi ele geçirmek için her şeyi yaptı. Ben, kamuoyu oluşturma adına en büyük güçtüm o dönem. Bu yüzden önce beni yok etmek istediler. Bugünlerde de Fenerbahçe’nin gücünü eline geçirmek isteyen değişik odaklar var. Peki Fenerbahçe Yönetimi buna karşı ne yapıyor? Bu sorunun yanıtı önemli. Bana göre hiçbir şey yapmıyor.

Yönetimin, Fenerbahçe’nin gücünün farkında olması ve bu gücü doğru yönetmesi gerekiyor. Bakın, Trabzonspor maçından sonra ‘ligden çekileceğiz’ beklentisine soktukları insanları statta biraraya getirdiler. 30 bin kişi geldi Dünya’nın dörtbir yanından. O kadar kişi ‘aldatılmışlık duygusu’ ile ayrıldı stattan. O kadar insanı stada topladıysan, takımı ligden çekeceksin ve bunun sorumluluğunu da alacaksın. Ne yaptı Ali Koç? Topu, kongre üyelerine attı! Sen güçlü bir yönetimsen, basarsın karara imzayı, çekersin ligden takımı. Sadece uzun ceza alacağını bildiği için takımı ligden çekmekten kaçtı.

Hangi Fenerbahçeli tatmin oldu? Hiç kimse… Fakat yönetim, ne yapacağının kararını önceden vermişti. Neymiş karar: Şanlıurfa’da 19 yaşındaki genç çocukları sahaya sürmek! Sonra onları maçın başında sahadan çekmek. O çocukların anılarında da kötü bir iz bıraktılar. Fenerbahçe’yi korkak duruma düşürdüler. Oraya A Takım’la gidecektin, oynayacaktın, kazanacaktın.

“Fenerbahçe başkanı kuru sıkı ateş etmez”

Aziz Yıldırım; “Fenerbahçe Başkanı, kuru sıkı ateş etmez. Yapacağı şeyi yapar, yapamayacağı şeyin de blöfünü yapmaz. Bu tutumun ardından sporcular ve camia, tüm direncini kaybetti. Fenerbahçe gibi büyük bir kulübü yönetmek için Ali Bey’in pozisyonu yeterli değil. Kurumsal temsil, farklı bir sorumluluk ve dirayet gerektirir. Fenerbahçe’ye, gücünün farkında olan kurumsal bir temsil gerekir.

Ali Koç, Fenerbahçe’yi 632 milyon Dolar borçla bıraktığımı söylüyor sürekli. Kabul etmiyorum, yalan… Bankalar Birliği ile yaptıkları anlaşmada, kulübün bütün borçlarını göstermeleri şarttı. Peki ne kadarlık bir anlaşma yaptılar? 330 milyon Dolar’lık. Üstelik bu rakamın içinde, Ali Koç’un kendi bankasından (Yapı Kredi) alınmış 50 milyon Dolar’lık borç da var. Bu durumda hesap çok basit değil mi? 600 milyon Dolar’dan fazla borç var diyorsun, Bankalar Birliği ile nasıl 330 milyon Dolar’lık anlaşma yapıyorsun?” ifadelerine yer verdi.

“50 milyon dolar gelir var”

“Başkan olduğumda, Sayın Ali Şen’den 28 milyon Dolar borç ile devralmıştım kulübü… Bugünkü kur ile hesaplamak gerekirse, 80 milyon Dolar civarında bu rakam. Bunu da hesaba katmıyorlar. Bir de borçları söyleyip gelirleri gözardı ediyorlar. Stadımızı büyüttük kendi imkanlarımızla. O stadyumdan bugün yıllık 50 milyon Dolar gelir var. Ülker Arena’yı yaptık. Oradan gelen geliri konuşan yok. Bugün Ülker Arena’nın tahmini bedeli 200-250 milyon Dolar arasında… Stadımızın değeri 100 milyon Dolar’ın üzerinde…”

“60 milyon dolar kaybedildi”

“Rakiplerimiz (Galatasaray, Beşiktaş) dolar kuru 5,30 iken döndüler. 2020’de Ali Koç yönetimi ise kurun 6,70’e yükseldiği dönemde borçları Türk Lirası’na çevirdi. Neden bu kadar beklendi? Çünkü Bankalar Birliği, Yapı Kredi’den alınan 50 milyon Dolar’ın kulübün borçlarında gösterilmesini istemedi. İşte bu uzlaşmazlık yüzünden 60 milyon Dolar daha kaybedildi.

Bankalar Birliği’ne borcun karşılığı 3.2 milyar TL idi. Şu ana kadar 48 milyon TL ana para ödemesi yapmışlar. Faizleri ödememişler, 3.2 milyar TL 4’e çıkmış. 4 milyar TL’yi kura bölersen 110 milyon Dolar borç var. Bunun dışında borç varsa, onlara ait. 29 Şubat itibariyle 12 milyar TL borç var diyorlar. Mart, Nisan, Mayıs belli değil. 8 milyar TL tamamen kendi borçları.”

“Taşınmazların hepsini biz kazandırdık”

“Fenerbahçe’nin bugün 70’in üzerinde tapulu taşınmazı var. Ben geldiğimde bir tane tapusu yoktu. Bugün bu taşınmazların mali değeri minimum 600 milyon Dolar… Bu taşınmazların hepsini biz kazandırdık Fenerbahçe’ye. Bıraktığım borcun iki katından fazlası ediyor taşınmazlar. Onların mantığına göre borçlar Aziz Yıldırım’ın, gelirler kendilerinin… Böyle bir mantık olabilir mi? Her şey yazılı resmi defterlerde.

Ben Fenerbahçe için bu kadar mal varlığı yapmasaydım, sıfır borçla başkanlığı devrederdim. Arazilerin değeri her geçen gün artıyor. 550 dönüm arazi aldım. Bunları da dağıttım, değerlensinler diye. Her zaman söyledim; mal varlığınız borcunuzu karşılıyorsa korkmayın. Keşke arsayı bin dönüme çıkarsaydık.”

“Bunlar panik transferi”

“Ali Bey’in doğru yaptığı hiçbir şey yok. Tek bir çivi çakmadı. Doğru yapsa, neden karşısına çıkayım? 6 yılda 93 transfer yapmışlar, 194 milyon Euro para ödemişler. Üstelik bazı özel anlaşmalar, menacerlere verilen komisyonlar da yok burada. Onlarla birlikte 250 milyon Euro ediyor transfere harcanan para. 2 Sportif Direktör, 11 farklı teknik adam. Gönderdikleri 14 ismi yeniden çağırdılar. Transferin son haftalarında 27 futbolcu aldılar, hepsi panik transferiydi, verimli olamadılar.

Bu arada değinmeden geçemeyeceğim. Biz Fenerbahçe’yi bildiğiniz komplolar ile teslim almaya çalışanlara karşı malımızla değil canımızla mücadele ederken, ‘dört yıldız taktık, beşinci yıldızı takacağız’ diye böbürlenen rakibimizin; Türkiye’yi teslim almaya çalışan hainlerin kucağına oturup bu kumpasların oyuncağı olmasını da unutmadık.

3 Temmuz’dan bugüne kadar süregelen bu ‘fevkalâde müsadeye mazhar kulüp’ imtiyazının keyfini süren bu işbirlikçi lobinin saltanatını yıkmak ancak Fenerbahçe’nin tarihinin bilincinde olan bir yönetim anlayışı ile mümkün olabilir. Ama bu yönetim Fenerbahçe’yi bir futbol kulübü sandığı için o gücün ne olduğunu anlayamadı.”

“Fenerbahçe’ye dirayetli bir liderlik gerekiyor”

“Kulübe şu kadar mali imkân sağladık demek, bu bilinç yoksunluğunun itiraf edilmesidir. Fenerbahçe’ye para değil, dirayetli bir liderlik gerekiyor. Bunun için kendi itibarını Fenerbahçe’den öne koymayan, kendini feda etmeyi göze alan bir yönetim gerekir. İşim, ailem diyecek adamlarla Fenerbahçe gücünü ortaya koyamaz…”

“Aslında Mourinho’yu 2004’te alıyordum”

Aziz Yıldırım; “Ben, Mourinho’nun Fenerbahçe’ye gelmesini istiyordum. Ama daha seçim olmamış, kazanacağımın garantisi mi var? Adam imzalar mı sözleşme benimle. Aslında 2004’te alıyordum Mourinho’yu. O dönem gelmek istemedi, Porto’da yürüdü gitti! Bana bundan 1 yıl önce, “Gönlündeki teknik direktör kim” diye sordular, “Mourinho” dedim. Bu kayıtları da Mourinho’nun kendisine gösterdik görüşmemizde. Mourinho bana, “Sadettin Saran ile konuştum, bana ‘Branco, Mendes (Mourinho’nun menajeri) ile görüşecek” dedi.

Sonrasında baktım, Mourinho’nun bilgisayarında Topuk Yaylası’nın resimleri var. Fenerbahçe’nin tesisleri, stadyum, her şeyin resmini göndermişler. Branco, Mendes’e yollamış; Mendes de Mourinho’ya. Mourinho’ya, “Benim için ‘Enkaz bıraktı’ diyorlar, sorsaydın bunları kim yapmış” dedim. Gülümsedi, “Biliyorum sizin yaptığınızı” dedi. Yıllar önce Ancelotti’yi getirmiştim İstanbul’a. Adama hiçbir şey gösteremedik! Bunları yapıyoruz, şunları yapacağız dedik, ikna olmadı, anlaşamadık. Löw geldiğinde Dereağzı’nda bir tane saha vardı, ikincisi bile yoktu! Şimdi Mourinho’ya önce tesislerin fotoğraflarını gönderiyorsun. Böyle büyük isimler, böyle geliyor işte. Peki kim yaptı o tesisleri?”

“İlk sene şampiyon olamazsak, görevi bırakacağımızı taahhüt ediyoruz”

“Şampiyonlar Ligi maçını izlemeye gitmiştim. Yanımda kızım da vardı. Kızımı, Mourinho ile “Ne istersin” diye sorduğunda, kızım “Fenerbahçe Teknik Direktörü olmanızı istiyorum” dedi. Bakın, İsmail Kartal görevdeyken, onlar da araştırmaya girmiş. Utansınlar kendilerinden. Benim için Mourinho’yu kimin getirdiği önemli değil. Önemli olan Fenerbahçe’ye gelmesi. Ben ismini söylemesem getirirler miydi, hayır. Seçilirsem, beraber çalışırım. Seçilmezsem, “Fenerbahçe’ye katkım oldu” derim! İsmini zikrettim, Galatasaray’ın şampiyonluğu unutuldu! Ben amacıma ulaştım; Fenerbahçe’nin üzerindeki ölü toprağı kalktı!

Ben kazanırım. Dip dalga var, beni gösteriyor. Kongre üyeleri, iki adayın da listesine bakıp öyle gitsinler seçime. Bir yanda 6 senedir başarılı olmamış, ‘ben aday olmayacağım’ diyen bir yönetim var. Biz ise 3 yıllığına gelelim diyoruz. İlk sene şampiyon olamazsak, görevi bırakacağımızı taahhüt ediyoruz. Sonrasında da yeni yeni insanlar gelsin yönetimlere.”

“Lütfen kavga dövüş olmasın”

Aziz Yıldırım; “Kongre Üyeleri’ne sağduyu çağrısı yapıyorum. Bakın, rakiplerimiz de kongreler yaptı. Ne kadar güzel ortamlarda geçti. Bizim kongremiz de bu havada geçsin. Kavgasız, gürültüsüz olsun. Demokrasi şöleni şeklinde geçsin. Kazanan kazansın, olsun bitsin. Kesinlikle üyelerimizin bu konuda hassas davranmalarını rica ediyorum.

Son 4 senemde yönetim olarak sürekli mahkemelerde uğraştığımız için konsantrasyonumuzu kaybettik. Fenerbahçe ile yeteri kadar ilgilenemedik. Hayattaki en büyük pişmanlıklarımdan biridir belki de bu dönem. Evet, hatalar yaptık, başarısız olduk. Böyle olunca da kongre 4 sene başarısız olan yönetimi gönderdi. O halde beklentim, 6 sene başarısız olanın da gitmesi!

Stadın büyümesine ihtiyaç var. Ama aynı yerde. Stadın taşınmasına karşı çıktım yıllardır, yine karşı çıkarım. Yapacağımız proje ile stat 70 bin kapasiteye kadar çıkabiliyor. 3 sene içinde bitiririz. Bu arada hani stadın ismi Atatürk oluyordu? Yapamadı. Aslında baştan belli, kanun var, yasa var. İnsanları boşu boşuna beklentiye soktu Ali Koç.” dedi.

Real Madrid: Şampiyonlar Ligi ve gerçek bir futbol efsanesi

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir