CHP’nin Pedro Sanchez’den alacağı dersler

CHP’nin Pedro Sanchez’den alacağı dersler

Sosyal demokrat Sanchez’in sosyalist Sumar’la, Katalanlarla ve irili ufaklı etnik milliyetçi partilerle sahici bir diyalog yürütmesi şarttı. Kararsızlığı ile süreci kritik hale getiren, Katalan bağımsızlığını savunan Junts Partisi’ydi. Tüm bunlar olurken, Sanchez’in aynı zamanda partisinin kemik kitlesini bir arada tutacak hüneri göstermesi de elzemdi.

Takvimler mayıs ayının son günlerini gösterdiğinde İspanya’da Başbakan Pedro Sanchez yolun sonuna gelmiş gibiydi. Sanchez’in sosyal demokrat partisi PSOE, elindeki 10 özerk bölgenin 6’sını kaybetmiş ve pek çok seçim bölgesinde ciddi oy kaybına uğramıştı.  Ana muhalefetteki merkez sağ eğilimli Halk Partisi ise %31’i aşan oy oranıyla seçimi ilk sırada tamamlamış ve parti lideri Alberto Feijoo, iktidara en güçlü aday olduğunu ilan ederek Sanchez’i köşeye sıkıştırmayı başarmıştı.

Böyle başlayan bir hikayenin nereye evrilmesini beklersiniz? Kısa bir süre içerisinde başbakanın istifa etmesini ve erken seçimlere gidilmesini, ardından büyük bir gürültüyle merkez sağın iktidara gelmesini mesela? Ancak hayır, İspanya’da işler böyle seyretmedi ve ortaya beklenenden epey farklı bir hikaye çıktı. Gelin İspanya’ya biraz yakından bakalım ve Sanchez’in bu zor durumdan ustaca sıyrılıp, yeniden iktidar oluşunun arka planını anlayalım.

Halk Partisi’nin lideri Alberto Núñez Feijóo

SİYASİ SORUMLULUĞU ÜSTLENİŞ VE HEMEN HAREKETE GEÇİŞ

Seçim sonuçlarının açıklanmasının ve PSOE’nin ağır bir yenilgi aldığının anlaşılmasının hemen ardından Başbakan Sanchez, aralık ayında yapılması planlanan genel seçimlerin temmuz ayına alındığını ilan etti. Erken seçim kararı, seçmen nezdinde Sanchez’e dönük güveni arttıran mühim bir ilk adım oldu. “Nasılsa aralık ayında seçim var, bekleyebiliriz” demek yerine seçimleri 5 ay erkene alarak, “Ortada bir kriz var, sorumluluk alıyorum ve daha fazla beklemek istemiyorum” mesajını vererek sorumlu lider portresi çizen Sanchez, aldığı ağır yenilgiyi telafi edecek ilk adımları böylece atmaya başladı.

Öte yandan bu tercihi, stratejik bir hamle olarak da okumak gerekir. Nitekim Sanchez aralık ayına kadar beklemeyi tercih etseydi, sırtında yerel seçim yenilgisini daha uzun süre taşımak zorunda kalacaktı ve bu yükün zamanla ağırlaşmasıyla yıpranmaya devam edecekti. Öte yandan aldığı yenilgiye rağmen koltuğunda birkaç ay daha oturmak isteyen izlenimi veren bir Sanchez, genel seçime çok daha örselenmiş ve kamuoyu güveni sarsılmış hale girecekti. Genel seçim tarihini erkene çeken ve bunu açıklamak için çok beklemeyen Sanchez, yerel seçim yenilgisinin yıpratıcılığına karşı ilk ciddi hamlesini yapmış oldu.

Sanchez, bir panik ve korku havası yaratmadan, ancak gerçekçi ve net bir söylemle İspanya demokrasisinin bir aşırı sağ tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu seçim meydanlarına, tartışma programlarına taşıdı.

SİYASİ DENGELERİ DOĞRU OKUMAK

Erken seçim kararı alındığında pek çok analist, Sanchez’in kendi ipini çektiğini ve büyük bir siyasi kumar oynadığını ileri sürmüştü. Merkez sağın anketlerde 6-8 puan farkla ilk sırada göründüğü, aşırı sağın epey ivme kazandığı ve oluşacak bir azınlık merkez sağ hükümete destek vereceğini ilan ettiği bir ortamda Sanchez ne yapabilirdi? Sanchez’in artık hiç şansının kalmadığına dönük inanç o kadar fazlaydı ki, merkez sağdaki Halk Partisi’nin lideri Feijoo, erken seçim kararı alındıktan sonra Başbakan olacağından tamamen emin şekilde konuşuyordu.

Sanchez ise tam olarak yukarıdaki paragrafta oluşan denklemi halka tane tane anlatıp ve onları sandığa giderek İspanya demokrasisine sahip çıkmaya davet etme yolunu izledi. Eğer PSOE kaybederse iktidara sadece Halk Partisi değil, dolaylı olarak aşırı sağcılar gelecekti ve bu durum, Franco diktatörlüğünün çöküşünden beri bir ilk olacaktı. Bu durumun İspanya’da demokrasiye geçiş sonrası dönemde ilk kez ciddi bir psikolojik kırılma yaratabilir, İspanyol demokrasisine zarar verebilirdi. Sanchez, bir panik ve korku havası yaratmadan, ancak gerçekçi ve net bir söylemle İspanya demokrasisinin bir aşırı sağ tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu seçim meydanlarına, tartışma programlarına taşıdı.

Buna karşılık ana muhalefet lideri ve Başbakanlık koltuğunun en güçlü adayı Feijoo ise, aşırı sağcı Vox’un desteğini aramaktan imtina etmeyeceğini defalarca doğrudan ve dolaylı olarak ifade ederek, oportünist ve koltuk meraklısı bir portre çizdi. Sanchez ise, henüz 46 yıl önce Franco diktatörlüğünden kurtulmuş bir ülke olan İspanya’da aşırı sağın dolaylı da olsa iktidarın bir parça olmasının İspanyol demokrasisi açısından büyük bir darbe olacağını ilmek ilmek, net şekilde işledi ve İspanyolların hafızasına seslendi. Bunda da başarılı oldu.

Katalanlarla da açık, dürüst bir diyalog kurmayı başardı. Her şeyi kamuoyuna tane tane izah ederken, sağ partilerin manipülatif demeçlerine karşı rasyonel ve itidalli kalmayı başardı, oyunu onların kurmasına izin vermedi.

FARKLI KESİMLERLE TUTARLI DİYALOGLAR

Sosyal demokrat Sanchez’in iktidarını sürdürebilmesi için sosyalist Sumar’la, Katalanlarla ve irili ufaklı etnik milliyetçi partilerle sahici bir diyalog yürütmesi şarttı. Nitekim Sanchez’in PSOE – Sumar azınlık hükümetini hayata geçirebilmesi için mutlaka etnik partilerin desteğine vardı ve kararsızlığı ile süreci kritik hale getiren, Katalan bağımsızlığını savunan Junts Partisi’ydi. Tüm bunlar olurken, Sanchez’in aynı zamanda partisinin kemik kitlesini bir arada tutacak hüneri göstermesi de elzemdi.

Sanchez, 3 yıldan fazladır iktidar ortağı olarak çalıştığı radikal solla kolayca anlaşmasını bildi. Öte yandan Katalanlarla da açık, dürüst, rasyonel ve pragmatizmden beslenen bir cesaretle yapıcı bir diyalog kurmayı başardı. Her şeyi kamuoyuna tane tane izah ederken, sağ partilerin manipülatif demeçlerine karşı rasyonel ve itidalli kalmayı başardı, oyunu onların kurmasına izin vermedi. Katalanlarla ilişki kurarken, “Katalonya sorununun çözümünde çok farklı fikirlere sahibiz” diyerek İspanya’nın bütünlüğüne vurgu yaparken ve partisinin pozisyonunu net şekilde ortaya koyarken, bir yandan da “Birbirimizi daha çok dinlememiz ve daha çok konuşmamız lazım” diyerek uzlaşıcı ve kapsayıcı, makul bir lider resmi çizdi. Sanchez’in sağladığı bu güven, PSOE’nin Katalanlarla sahici ve sürdürülebilir bir iletişim kurmasının yolunu açarken, Sanchez’in elini de güçlendirdi ve azınlık hükümetine Katalanların desteğini sağladı.

Özel ve Sanchez Berlin’deki SPD kongresinde

PEDRO SANCHEZ’İN BİZE GÖSTERDİĞİ

İspanya’da Başbakan Pedro Sanchez, son 6 ayda yaptığı manevralarla ve aldığı kararlarla, uzun yıllar anımsanacak bir siyaset ve strateji dersi verdi. “Siyaset hayatı bitti, artık çıkış yolu kalmadı” denilen bir noktadan, çok kısa bir sürede partisini güçlendirerek ve iktidarını koruyarak çıkmasını bildi.

Sanchez, bir siyasetçinin doğru zamanda, doğru kararları çok hızlı şekilde vermesinin seçmende nasıl pozitif bir etki yarattığını ve yaygın karamsarlığı dağıtmaya başladığını gösterdi. Toplumu ve devleti bekleyen olası tehlikeleri net, korku iklimi yaratmadan ve sahici bir üslupla topluma aktarmak da Sanchez bağlamında siyasetin ve siyasetçinin inandırıcılığını arttıran bir diğer husus oldu. Ve son olarak doğrudan ve dolaylı iş birliği yapılması planlanan tüm siyasi partilerle şeffaf ve sonuca dönük müzakerelerin yürütülmesi de Sanchez’i başarıya ulaştıran bir diğer faktör oldu.

O halde denilebilir ki, doğru zamanda doğru kararları hızlıca alabilen, toplumsal gündemi doğru yerden yakalayıp fırsat ve tehlike ihtimallerini topluma sahici bir dille aktarabilen, iş birliği yapmayı planladığı partilerle şeffaf ve dürüst görüşmeler gerçekleştirirken kendi pozisyonunu da net şekilde ortaya koyabilen bir parti için tünelin ucunda ışığın görünmesi mümkün.

Ne diyelim?

Darısı CHP’nin başına.

 

 

Emrah Aslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir