Şairinin Arkasından Gelen Harfiyat Kamyonları

Şairinin Arkasından Gelen Harfiyat Kamyonları

Bendeki Roni Margulies imajı, her şeyden önce (1) Londra’daki sağlam Torçkiskt birikimden nasibini almış, teori ve pratiği ile devrimci bir sosyalist, (2) ‘kafa dengi’ bir şair, (3) enternasyonalist entelektüel ve (4) DSİP’li yoldaşları arasında kendini hep iyi hisseden bir aktivist olmuştur.

Roni Margulies’in anısına

Bugünkü LiteraTur, şehrimizden hiç eksik olmayan, ama muhtemelen daha önce fark etmediğiniz Harfiyat Kamyonları ile yapılacak…

Gözünüz korkmasın, kamyona bindirilmeyeceksiniz… ve evet, yaşadığımız dehşetli inşaat çağında herkes şehrinde gezen hafriyat kamyonları görmüştür en az bir kez…

Ancak, burada söz konusu olan hafriyat kamyonları değil Harfiyat Kamyonları’dır…

Roni Margulies’in son şiir kitabının adıdır bu…

Maalesef hayatının son şiir kitabı.

Yaklaşık bir yıl önce, 19 Temmuz 2023’te Margulies’i kaybettiğimizde, bitirip matbaaya gönderecek hale getirmiş olduğu ama maalesef Nisan 2024’te yayınlanan versiyonunu göremediği kitabı…

Evet, kitabın isminde küçük bir yazım hatası söz konusu ama bu hata şairimize ait değil… Hayatımızda maalesef gittikçe daha çok karşımıza çıkan bu kavramın sıkça hatalı bir şekilde, f ve r harfleri yer değiştirilerek yazılmasından kaynaklı yaygın hatalı versiyon, kitaba isim olarak seçilmiş.

Bu küçük yazım hatasını ilk anda fark etmek zor, ama Roni görmüş:

Kitabın hemen girişinde (s. 11) bulabileceğiniz bu görselin ardından, kitapta yer verilen (s. 13) ilk şiirdeki diyalog, (kral çıplak diyebilen) çocukça görmenin erdemini sergiliyor adeta:

*****

Roni Margulies’i çok özleyen dostları bugün İstanbul’da Harfiyat Kamyonları kitabı vesilesiyle düzenlenen anma için bir araya gelecek:

Kitap içinde tura başlamadan önce, her zamanki gibi metin-ötesi (extra-textual) bilgiler yararlı olacaktır.

KİTABIMIZ

Öncelikle Yapı Kredi Yayınları tarafından yayınlanan bu kitabı yayınevinin kendi mağazasında gördüğümde çok sevindim ama tezgahtaki tüm kitapların giyotin makasa girmemiş halde, açılması zor bir şekilde satıldığını görmek ve bunun özellikle seçilmiş bir ‘konsept’ olduğunu kasada öğrenmek çok şaşırttı.

Hangi estetik kaygısıyla buna karar verildiğini bilmiyorum, ama pek güzel, iyi veya anlamlı bulduğumu söyleyemem….

Şairlik kariyerinin başında (Yücel Kayıran’ın sözleriyle “lüks ve burjuva standartlarında çıkan”) Gergedan dergisinde şiirleri yayınlanmış olsa da bildiğimiz Margulies’e ve şiirlerine pek uymayan bir ‘artistlik’ bence bu…

Diğer yandan, bence kapak tasarımını bozan ön kapaktaki dizelere arka kapakta yer vermek daha uygun olurmuş gibi geliyor…

*****

Yeri gelmişken, bu dizelerin de parçası olduğu şiir -ki bence kitaptaki en iyi şiir- (s. 14) aracılığıyla kitabın içine kaçamak bir dalış iyi olabilir:

65 yaşına girdiği 2020 yılında, yani vefatından üç yıl önce yazılmış bu şiir üzerinden Margulies şiiri hakkında çok şey söylenebilir.

Hep yoldaşlarıyla omuz omuza kalabalıklarda, eylemlerde ve militan mücadelenin içinde olan bir şair, yazar, çevirmen ve aktivist için farklı bir anlam taşımaktadır elbette bu yalnızlık ki şiirlerine de yansıdığı görülür bazen…

ŞAİRİMİZ

Diğer yandan, kitabın yazarı Roni Margulies hakkında söylenecek şeyler kısa ve öz olarak Cemal Yardımcı tarafından çok iyi ifade edilmiş bence: “Dünyayı yurt bellemiş İstanbullu şair, devrimci, sosyalist.”

Buna, Yahudiliğini ve ömrünün önemli bir bölümünü geçirdiği Londralılığını eklemek iyi olacaktır.

Şüphesiz hem İstanbulluluk hem Londralılık hem Yahudilik hem de dünyalılık ile kurduğu barışık ilişkiyi genç yaşından itibaren sahiplendiği sosyalistliğine borçludur.

Sınıfsal sömürü başta olmak üzere, dünyanın çarpık düzenine karşı hiç bitmeyen (dozajında ve ayarında) düşmanlığını da sosyalistliğine borçludur…

Hakkında yazılanlarda ve aynı ortamlarda bulunmalarımda dikkatimi çeken kişilik özelliklerinin başında ise gençliği geliyor.

Kitabın başında yer alan Yolun Sonundaki Şiir başlıklı giriş yazısının (s. 7-10) yazarı Şavkar Altınel’in öne çıkardığı özelliklerinden biri ise yalnızlığıdır.

Hep yoldaşlarıyla omuz omuza kalabalıklarda, eylemlerde ve militan mücadelenin içinde olan bir şair, yazar, çevirmen ve aktivist için farklı bir anlam taşımaktadır elbette bu yalnızlık ki şiirlerine de yansıdığı görülür bazen…

Tam da burada kitabın içinde tura başlamak gerekiyor ama turumuzun bu aşamasını tamamlarken, M. Şeref Özsoy, Yücel Kayıran, Necmiye Alpay ve Cemal Yardımcı tarafından Margulies ve şiir hakkında yazılmış çok iyi anma yazılarını, tur sonrası okuma için tavsiye etmek isterim.

Ayrıca vefatından 10 yıl önce Semih Gümüş tarafından gerçekleştirilen söyleşi (2013), Roni Margulies duruşunu anlamak için çok kıymetli.

*****

Kitabın içine girip dolaşmaya başladığımızda, bence ‘fazla öznel’ dile ve içeriğe sahip (yukarıda andığım) yazının kitabın başına konulan tek yazı olması iyi olmamış. Kitabın sonunda veya daha bilgilendirici bir giriş/önsöz yazısının ardından bu yazıya yer verilmesi çok daha uygun olurmuş.

Nitekim, yazarın vefatından sonra yayınlanmış bu kitabın sayfalarını çevirmeye başladığınızda,  daha önce yayınlanmış şiirlerinden seçkiden ibaret bir anma kitabı ile karşı karşıya olduğunuzu sanmanız mümkün.

Şiirlerin daha önce yayınlanmadığını bir şekilde anladığımızı farz edelim. Fakat yine de vefatından önce şair tarafından oluşturulmuş bir dosyanın mı, yoksa yayınlanmamış eldeki şiirlerden başkası tarafından hazırlanmış bir derlemenin mi söz konusu olduğu anlaşılmıyor.

Bunlardan birincisinin geçerli olduğunu ve kısmen kitabın hikayesini M. Şeref Özsoy’un Avlaremoz’da yaylanan harika yazısı sayesinde öğrenebiliyoruz.

Aynı dalganın ürünü olan kendisiyle fazla meşgul sübjektivizm ve bu anlayıştan doğan (güya okuyucu tarafından anlaşılmayı umursamayan) ‘şairin kendisine şiir yazma’ narsisizminden uzak durduğunu düşündüm hep…

BİTİRİRKEN: MARGULIES İLE KARŞILAŞMALAR

Bugünkü LiteraTur’un ölümünün yıldönümüne yakın bir tarihte yapılmış olması vesilesiyle, Roni Margulies’le olan maceramla ve bendeki imajı hakkında birkaç sözle anmak isterim “yoldaş” demeyi çok seven değerli şairimizi…

Roni Margulies adıyla ilk karşılaşmam, Berlin’de genç bir doktora öğrencisiyken meşhur Amerika-Gedenkbibliothek (AGB) kütüphanesinin görece zengin Türkçe popüler kitaplar bölümünün açık raflarında gördüğüm düz yazısı vesilesiyle olmuştu. Hangi kitaptı, hangi yazıydı şimdi hatırlamıyorum, ama mealen şu şekilde özetleyebileceğim argümanı o zaman ilaç gibi gelmişti bana: Şair elbette dille oynar, eğer, büker ama öncelikle (konvansiyonel) dili iyi bilmesi gerekir. İyi şairin dil birikimini en iyi düz yazılarındaki dilinden anlayabiliriz…

Yılarca değişik ortamlarda tekrarladığım bu argümanın sahibiyle yıllar sonra, 2010’ların başında İstanbul’daki soykırımın yüzüncü yılına hazırlık toplantılarında tanıştım. Soykırım failleri konusunda aramızda konunun bir boyutuyla ilgili  tartışmaya yol açan önemli bir fark bulunmakla birlikte, alçak gönüllülüğü, herkese dostça tavrı ve (gençliğimde ‘devrimci abi ve ablalar’da görüp sevdiğim) tartışmalarda bazen yerini hırçınlığa bırakan mülayimliği ile dikkatimi çekmişti.

Bir de yoldaşlarının kendisine gösterdiği büyük sevgi…

MARGULIES’İN ARDINDAN

Bendeki Roni Margulies imajı, her şeyden önce (1) Londra’daki sağlam Torçkiskt birikimden nasibini almış, teori ve pratiği ile devrimci bir sosyalist, (2) ‘kafa dengi’ bir şair, (3) enternasyonalist entelektüel ve (4) DSİP’li yoldaşları arasında kendini hep iyi hisseden bir aktivist olmuştur.

Şair olarak ‘kafa dengi’ olması ise, içerik, tarz ve dil olarak 1980 sonrası ortalığı kasıp kavuran postmodern dalgaya kapılmaması ve bu nedenle nihilizm ve çakma mistisizme hiç yüz vermemiş olmasıyla ilgilidir.

Şiirlerindeki rafine (diyalektikten payını almış) materyalizm ve (özellikle son dizelerinde dışa vurduğu) dava/mesaj adamlığı, bana hep yakın hissettirmiştir şiirlerini.

Aynı dalganın ürünü olan kendisiyle fazla meşgul sübjektivizm ve bu anlayıştan doğan (güya okuyucu tarafından anlaşılmayı umursamayan) ‘şairin kendisine şiir yazma’ narsisizminden uzak durduğunu düşündüm hep…

*****

2000 yılında Uzaklıklar adıyla ve 2014’te Telgrafçiçeği adıyla yayınlanan “toplu şiirleri” de dahil olmak üzere Roni Margulies’in bugüne kadarki tüm şiirlerinin bir kitapta toplanması hem anısına saygı hem de yeni kuşakların bütünlüklü bir entelektüel-şair analizi için çok yararlı olacaktır…

Bülent Bilmez

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir