Müsilaj sonrası Marmara Denizi’ndeki balık çeşitliliği azaldı

Müsilaj sonrası Marmara Denizi’ndeki balık çeşitliliği azaldı

2021’deki müsilaj sonrası Marmara Denizi’nde köpek balığı ve vatoz gibi türlerin sayı, miktar ve biyokütlelerinde yüzde 100’e yakın artış görüldü.

Denizdeki fitoplanktonların aşırı çoğalmasından kaynaklanan ve halk arasında deniz salyası olarak da bilinen müsilaj, deniz ekosistemine verdiği zararın yanı sıra koku oluşumuna da neden olan sümüksü bir yapı.

Marmara Denizi’nin birçok noktasında 2021’in Şubat ayından itibaren görülmeye başlanan müsilaj oluşumlarıyla mücadele kapsamında 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı kabul edilmiş, plan çerçevesinde öngörülen işlerin belirtilen sürelerde tamamlanabilmesi için Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu kurulmuştu.

Yapılan çalışmalar ve denetimler neticesinde 2021 Mayıs-Haziran döneminde 12 bin 742 hektar olan müsilaj alanı Temmuz’da 3,5 hektara kadar düştü. Müsilajın temizlenmesinin ardından ise etkilerinin ne olduğuna dair araştırmalar başladı.

“Müsilajın Marmara Denizi’ndeki Balıklarda Tür Değişimlerine Etkisinin Belirlenmesi (Mar-Bal)” başlıklı proje, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi arasında imzalanan protokol kapsamında hayata geçirildi.

Köpek balığı ve vatoz sayısında artış

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Denizcilik İşletmeleri Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, 2021’deki müsilajın ardından Marmara Denizi’ndeki balık tür çeşitliliğinde yaklaşık yüzde 25 azalış, köpek balığı ve vatoz gibi türlerin sayı, miktar ve biyokütlelerinde ise yüzde 100’e yakın artış tespit ettiklerini bildirdi.
Türkiye denizlerinde yılda yaklaşık 300 bin ton civarında balık avlandığı ve bu miktarın 20 bin tonunun Marmara Denizi’nden geldiği bilgisini veren Sarı “Marmara Denizi, yüzde 7-8 civarında bir pay oluşturuyor ama orijinal yapısı gereği bu paydan çok daha farklı bir öneme sahip. Çünkü Marmara Denizi bir biyolojik koridor. Bazı balıklar için üreme, bazı balıklar için kışlama, bazı balıklar için barınma alanı ve bazı balıklar için geçiş noktası. Onun için Marmara’da müsilaj yüzünden ortaya çıkacak bir durumun mutlaka Karadeniz’i, Akdeniz’i ve Ege’yi etkilemesi söz konusu. Bu da ekonomik bir faaliyet olan balıkçılığı doğrudan etkileyeceği için bizim takip etmemizi gerektiren bir durum,” dedi.

Mercan kayıpları

Müsilajın, kıyıdan 30 metre derinliğe kadar Marmara Denizi’ndeki sünger topluluklarının topluca ölümüne ve mercanlarda yaklaşık yüzde 30 kayıp yaşanmasına neden olduğunu ve balık tür çeşitliliğinin de bundan etkilendiğini aktaran Sarı, Anadolu Ajansı muhabiriyle şu tespitleri paylaştı: “Müsilaj yüzünden Marmara Denizi’ndeki balık tür çeşitliliğinde yüzde 25 civarında bir azalma var. Biyokütle anlamında bakacak olursak yüzde 20 civarında bir azalma söz konusu. Bizim daha çok avladığımız hamsi, istavrit, kolyoz, lüfer, sardalya gibi türlerin miktarında yüzde 20 civarında azalma var. Öte yandan köpek balığı, vatoz gibi türlerin hem sayısında hem miktarlarında hem de biyokütlesinde yüzde 100’e yakın artışlar söz konusu.”

“Kirlilik yükü azaltılmalı”

Özellikle sayısında artış tespit edilen köpek balığı ve vatoz gibi koruma altındaki türlerin neslinin devam edebilmesi için 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı’nın acilen uygulanması gerektiğine değinen Sarı, sözlerini şöyle tamamladı: “Büyükada ile Maltepe sahili arasındaki yaptığımız bir örneklemede ağustos ayında 1 trolden 1 ton balık çıktı. Bu 1 tonun 50 kilogramı kemikli balıklar, geriye kalan 950 kilogramı köpek balığı ve vatozdu. Derdimiz bilimsel araştırma olduğu için biz hızlı bir şekilde onları ölmeden denize iade ettik. Peki balıkçı ağından çıktığında balıkçı bunu hangi hassasiyetle ve gayretle denize gönderecek? Tabii ki onlar da istemiyorlar köpek balıkları, vatozlar ölsün ama derdi bu değil ki. Onun derdi pazara sunacağı balıklar. Bu yüzden şu anda bunlar telef oluyor. Eğer önümüzdeki yıllarda Marmara’nın kirlilik yükünü azaltmazsak hem ulusal ve uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan bu türler hem de diğer balık türleri yoğun şekilde azalmaya devam edecek.”

İstanbul’a ihanetin tablosu: 197 bin 811 projeye “ÇED Gerekli Değildir” kararı

Yeni Arayış Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir