Bir Nasrettin Hoca fıkrası olarak kamuda tasarruf tedbirleri

Bir Nasrettin Hoca fıkrası olarak kamuda tasarruf tedbirleri

Nasrettin Hoca fıkralarının sadece içerik olarak değil ama Hocanın Anadolu’yu kasıp kavuran Timur zamanda yaşamış olması yönüyle de bugüne dair söyleyeceği çok şeyler olsa gerek. AKP iktidarının 2015’den bu yana ekonomi alanında yarattığı kaosu mukayese edebileceğimiz çok az tarihsel dönem olsa gerek. Viranşehir Timur’un gazabına uğrayıp defalarca dönüp dönüp yıkılmış ve o yüzden bu adı almış.

Mehmet Şimşek’in açıkladığı tasarruf tedbirlerini Nasrettin Hoca fıkrası ile tarif etsek benim için ilk üçe rakipsiz şunlar girer.

İlki Hoca’nın karanlık bodrumda kaybettiği yüzüğü aydınlık diye bahçede aramasıdır:

İkincisi tereddütsüz Akşehir Gölünü mayalayıp ya tutarsa iyimserliğidir.

Üçüncüsü yoldaki dikenlere tutunacak yünlerden olan gelir beklentisidir.

Nasrettin Hoca fıkralarının sadece içerik olarak değil ama Hocanın Anadolu’yu kasıp kavuran Timur zamanda yaşamış olması yönüyle de bugüne dair söyleyeceği çok şeyler olsa gerek. AKP iktidarının 2015’den bu yana ekonomi alanında yarattığı kaosu mukayese edebileceğimiz çok az tarihsel dönem olsa gerek.

Viranşehir Timur’un gazabına uğrayıp defalarca dönüp dönüp yıkılmış ve o yüzden bu adı almış.

Türkiye Ekonomisinin viran hali de öncesi de pek parlak olmasa da 2021 yılının son çeyreğinde başlayan akla zarar uygulamalarla pekişmiş adeta ekonominin üzerinden Timur orduları geçmişti.

Nasrettin Hoca’dan daha önce yaşamış Heraklietos’un aynı ırmakta 2 kez yıkanamazsınız sözünü unutan AKP/Erdoğan ise ekonomide istikrarın yaşandığı dönemin mimarlarından Mehmet Şimşek’i ekonominin başına getirerek bilgisayardaki UNDO tuşuna bastı.

AYNI IRMAKTA 2 KEZ YIKANAMAZSINIZ SÖZÜNÜ UNUTAN ERDOĞAN, BİLGİSAYARDAKİ UNDO TUŞUNA BASTI

Nasrettin Hoca’dan daha önce yaşamış Heraklietos’un aynı ırmakta 2 kez yıkanamazsınız sözünü unutan AKP/Erdoğan ise ekonomide istikrarın yaşandığı dönemin mimarlarındanMehmet Şimşek’i ekonominin başına getirerek bilgisayardaki UNDO tuşuna bastı.

Mehmet Şimşek, görevi devraldığı gün durumu şu şekilde tarif ediyordu:

“Önümüzdeki dönemde hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı ve öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi özlenen refaha ulaşmamızda anahtar olacaktır.”

Özetle Türkiye 4 Haziran 2023 itibariyle ekonomide; şeffaflıktan uzak, tutarsız, öngörülemez, uluslararası normlara sırtını dönmüş, irrasyonel bir zeminde, kuralsız bir haldeydi.

Ben demiyorum.

Mehmet Şimşek diyor.

Mehmet Şimşek göreve geldikten sonra ilk yaptığı ve yapmaya devam ettiği iş faizi artırıp Türk Parasına alım gücü kazandırmak oldu. Mehmet Şimşek göreve gelmeden kısa bir süre önce aynı zamanda Bankalar Birliği Başkanı olan Ziraat GM’si Alpaslan bey katıldığı bir TV programında faizin düşük tutulmasının elzem olduğunu; faiz örneğin 70’lere gelirse ülkenin “batacağını yada tepe taklak olacağını ifade ediyordu.

Neticede faiz %70’lere geldi. Ya Mehmet Şimşek ya da Çakar’dan biri yanıldı ama kim?

Nasrettin Hoca’ya kadar gitmeyelim daha yakın bir karakter olan Eisntein’dan görecelik kavramı üzerinden bizi aydınlatmasını bekleyelim. Temmuz 2022’de faiz 70 olursa batarız diyen Çakar ile Mayıs 24’de faizi 70’e getiren Şimşek mi haklı siz karar verin.

Yoksa Nasrettin Hoca gibi sen de haklısın ama o da haklı mı demek doğru olur.

Sn. Şimşek’in Kamuda tasarruf paketi   havaalanı, köprü, otoyol ve hastanelere dolar bazında ödenen garantilerden bahsetmiyor. Bir tür domatessiz menemen girişimi.Türkiye ekonomisine senede 5 milyar dolardan fazlaya patlayan bu yüklere değinmeden tasarruf tebliği açıklamak evde kaybettiğini okulda aramaktan farksız.

EVDE KAYBETTİĞİNİ OKULDA ARAMAK

Sn. Şimşek’in Kamuda tasarruf paketi   havaalanı, köprü, otoyol ve hastanelere dolar bazında ödenen garantilerden bahsetmiyor. Bir tür domatessiz menemen girişimi.

Türkiye ekonomisine senede 5 milyar dolardan fazlaya patlayan bu yüklere değinmeden tasarruf tebliği açıklamak evde kaybettiğini okulda aramaktan farksız. Öte yandan tasarruf tebliği diye sunulan pek çok madde ne alaka dedirtecek kadar ağır bir savurganlığın habercisi gibi. Örneğin yurtdışı görevlere ya da huzur haklarının sınırlanmasına dair maddeler hayırdır bu zamana kadar yağma hasan böreği vardı da bizim mi haberimiz olmadı dedirtiyor.

Ortalama bir demokraside ihtiyaç fazlası araçlar tasfiye edilecek diye tasarruf tedbiri sunsanız size bu zamana kadar kullandığın araçların dökümünü, ihtiyaç listesini ver bir hele derler.

Mehmet Şimşek kendinden çok bu ülkenin başta ana akım denen gazeteci kitlesinin bilinçli hafıza kaybına güveniyor. Öyle olmasa SBF Maliye Bölümü 1.Sınıf öğrencisinin bile tasarruf tedbiri diye sunulan bu manzumeye kaç puan vereceğini öngörürdü. Ama hala Ziraatin ve TBB’nin tepesinde duran ve faiz 70 olursa tepemiz taklak olur diyen Çakar’la çalışabildiğine göre kendisi de genel hafıza miyopluğundan muzdarip.

Eskiden çerez parası dediği harcamaları kısarak tasarruf vaad eden Şimşek çerezin kaç para olduğunun farkına varmış. Ama çerezi bu fiyata getirenin kim ve ne olduğunu göz ardı ederek sonuç alamaz.

Türkiye’nin tasarrufa öncelikle hak etmediği bir itibara haiz olanlardan başlaması gerek. 7 Haziran 2015’den bu yana ite kaka bu itibarı temerküz eden iktidarın 31 Mart 2024 itibariyle sürdürülebilirliğinin kalmadığını anlaması ülkeye en çok ihtiyaç duyulan tasarrufu yani daha az zaman kaybedilmesini sağlayacaktır.

Çağatay Arslan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir