Ailecek görüşürdük

Ailecek görüşürdük

Esad direndi de direndi. Yenemedik onu. Kürtler “beraber devirelim” teklifimizi kabul etmediler, uyanıklara bak ya. Neymiş kendi ajandaları varmış. Biz de çare tükenmez tabii. ÖSO’ya gittik, Katar’ın parası ile aldık onları, eğittik devlet içinde devlet kurduk. Sonra onları hem Esad’a hem Kürtlere karşı savaştırdık. Bunlar da hain. Şimdilerde bize diş gösteriyorlar öyle mi! Gerçi Esad da bana çık diyor. Aah ah.

Eskiden çok samimi pozlar verirdik beraber. Esad saf adam, bana hemen inanmıştı. Ahmet ile beraber ne planlar yaptıydık o zaman.

Ahmet’in benimle çalışmadan çok önce hayalleri vardı. Ortadoğu’da Balkanlarda her köyde Osmanlı sancağının dalgalandığını görmek istiyordu. Hatta daha da ötesi herkesin kendisini beklediğini düşünüyordu. Akademik çalışma diye kitap bile yazmıştı.

Kafa kafaya verdik bir yol olmalı diye düşündük, Balkanlar Avrupa’ydı, oralara girmeye kalkışırsak Avrupa kulağımızı çekerdi. Araplar daha kolay hedef sayılırdı. Suriye’yi gözümüze kestirdik. Zaten Hillary de aynı şeyi düşünmüştü.  Tunus, Mısır, Libya’da Müslüman Kardeşler iktidarı olsun istiyorlardı. Müslüman Kardeşler bizim ruh ikizimiz, onlardan uygun ortak mı olur? Hele hele Suriye’deki şu Alevi sultasından kurtulursak tadından yenmezdi. Katar ile, Suudi ile konuştuk aldık onları yanımıza daldık Suriye’ye.

Esad en başlarda anlamadı niyetimizi, saf saf açıklamalar yapıyordu. Bazı milletvekilleri kendisini uyardığında bile bizden şüphelenmedi.

Ahmet’in gönderdim ona, Hillary’nin mesajını iletti. İktidarı bırak senin ülkeni biz yöneteceğiz dedik. Kabul etmedi.

Zaten her zaman inatçıydı. İsrail’e oldu bitti karşıydı, laiklik fanatiğiydi, ülkesinde hemen her köyde yol, elektrik, kreş, ilk okul, lise vardı, üniversiteleri bedavaydı, hastanelerinde parasız tedavi vardı, ekmek sudan ucuzdu. Böyle devlet mi oldurdu?

Önce çadır kentleri hazırladık bizim Yayladağ’da, sonra isyanı başlattık. Kimler yoktu ki yanımızda. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Katar, BAE say say bitmez. Çullandık Esad’ın üstüne.

ÇULLANDIK ESAD’IN ÜSTÜNE

Oturduk kafa patlattık Bender Bin Sultan ile, planlar yaptık.

Önce çadır kentleri hazırladık bizim Yayladağ’da, sonra isyanı başlattık. Kimler yoktu ki yanımızda. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Katar, BAE say say bitmez. Çullandık Esad’ın üstüne.

Dünyanın her tarafından paralı askerler tutup boca ettik Suriye’nin üzerine. O zamanlar İsrail ile kardeştik onlar güneyden biz kuzeyden pompaladık militanları. Tırlar dolusu silahlar, bombalar, istihbarat… Ne ararsan vardı.

E Esad da nihayetinde diktatördü. Halkı kendisinden nefret ediyordu, bedava okula, doktor, hastane olur mu?

3 ayda giderdi Esad, kaçırdık onu. Bin Ali, Mübarek, Kaddafi’ye ne yaptıysak onu da aynı son bekliyordu. Emevi Camiinde hep beraber namaz kılacaktık. İçerideki mezhepdaşlarımız bizi bekliyordu, Katar gaz hatlarını Humus’tan geçirecekti, bize bağlayacaktık gaz hattını, hatta Rusya’yı bile saf dışı bırakacaktık, İran’ın Fars yayılmacılığı bitecekti, Hizbullah Lübnan’da nefes alamayacaktı.

Düşünün, Müslüman Kardeşlerin hakim olduğu bir coğrafyada Batı rahat edecekti, İsrail rahat edecekti, dikensiz gül bahçemizde mutlu mesut yaşayacaktık.

Müslüman Kardeşleri severim, onlar da beni severler. Atatürk kaldırdığından beri hilafetin geri gelmesi gerektiğini söyleyip durdular, bunun için savaştılar. Mısır’da, Suriye’de kan döktüler. Kendilerini kuran ve destekleyen İngilizlere hiç ihanet etmediler. ABD’liler bile geç keşfetti onları. Ama biz, daha doğuştan dünya ahret kardeşiz.

Mültecileri teşvik ettik bol bol, Angelina Jolie’yi görünce saflar hemen kandılar. Neymiş Türkiye’de herkese 500 dolar maaş verilecekmiş. Yahu nerdee. Biz kendi vatandaşımıza vermiyoruz ki bu kadar, saf Suriyeli gelecek ona ev, araba, maaş verecekmişiz öyle mi? İyi mavraydı ama.

İYİ MAVRAYDI AMA

Ah Sisi ah. O olmasaydı Müslüman Kardeşler Mısır’da ilk kaleyi fethetmiş olacaktı. Ama ne oldu ki bu Müslümanlara? Mısır’da, Libya’da, Tunus’ta niye sahip çıkmadılar İhvanlarına? Yoksa köprünün altında çok mu sular akmıştı?

Mültecileri teşvik ettik bol bol, Angelina Jolie’yi görünce saflar hemen kandılar. Neymiş Türkiye’de herkese 500 dolar maaş verilecekmiş. Yahu nerdee. Biz kendi vatandaşımıza vermiyoruz ki bu kadar, saf Suriyeli gelecek ona ev, araba, maaş verecekmişiz öyle mi? İyi mavraydı ama. Gerçi onlar da az kurnaz değiller haa. Niyet Avrupa’ya kaçmak. Merkel bana “al sana para, doktorlarını, mühendislerini satın alıyorum, kalanı senin” dediydi, e para yok, kabul ettim.

Esad direndi de direndi. Yenemedik onu. Kürtler “beraber devirelim” teklifimizi kabul etmediler, uyanıklara bak ya. Neymiş kendi ajandaları varmış. Biz de çare tükenmez tabii. ÖSO’ya gittik, Katar’ın parası ile aldık onları, eğittik devlet içinde devlet kurduk. Sonra onları hem Esad’a hem Kürtlere karşı savaştırdık. Bunlar da hain. Şimdilerde bize diş gösteriyorlar öyle mi!

Gerçi Esad da bana çık diyor. Aah ah. Benim niyetim hiç çıkmamaktı ama Rusya’nın da hatırı var. Çıkacağım ne yapayım.

Esad ile yine ailecek görüşürüz, eski saflığı devam ediyor mu acaba?

Musa Özuğurlu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir