Matematiksel olarak baktığımızda Türkiye’de halkın yarısı muhalif partileri ve adayları destekliyor. Buna karşın AKP, sanki arkasında %70’leri bulan bir halk desteği varmışçasına politika yürütebiliyor, öyle bir özgüven sergileyebiliyor. Ege’de taşınmayı biraz ertelersek alternatif üretebilirizTürkiye’de sosyal demokratların iktidar olma konusunda travmatik bir his taşıdıkları sır değil. Çok partili hayata geçişin üzerinden yaklaşık 74 yıl geçmesine rağmen, çok kısa zaman aralıkları haricinde Türkiye’de sosyal demokrat bir partinin iktidara geldiğini görmedik. Farklı dönemlerde sağ partilerin tek başına ya da birbirleriyle koalisyon kurarak sıkça iktidara gelmesi rutin ve genel bir özellik olurken, bir sol partinin iktidara ortak olması ise istisna kabul edilen bir husus olageldi. Hâl böyleyken sosyal demokratlar yaygın bir “Bu ülkede gelecekte sosyal demokrat iktidar görür müyüz?” hissiyatını taşırken, “Zaten bu ülkeden bir şey olacağı yok, en iyisi gidip bir Ege kasabasına yerleşmek” ifadesi de bu hissiyatın en yaygın tezahürü.Peki sahiden bu hisler bizim kaderimiz mi? Başka bir çıkışımız yok mu?
UMUTSUZLUĞUN KRONİKLEŞMESİ
Sosyal demokrat tabanın ilk sorunu, kronikleşmiş bir umutsuzluğu içselleştirmesi. Bu ruh hâlini salt AKP iktidarıyla açıklamak da yeterli olmayacaktır. 12 Eylül 1980’den başlayıp bugünlere dek gelen yaklaşık 44 yıllık süreçte Türk sosyal demokrasisi, 1989 ve 2019 yerel seçimleri haricinde kayda değer bir başarı ve kazanım elde edemedi. Koalisyon ortağı olarak iktidara ortak olduğu dönemlerde de tabanının beklentilerini karşılamaktan epey uzaktı. Bu durum, tabandaki “kazanamıyoruz” algısını pekiştirmekle kalmadı, “kazansak da kendimiz gibi olup da politika uygulayamıyoruz” hissinin yerleşmesine yol açtı.AKP’nin son 22 yılda Türk siyasetinin hemen her alanını açık şekilde domine etmesi, şüphesiz sosyal demokratlardaki umutsuzluk halinin daha da derinleşmesinde en büyük pay sahibi. Zamanla, hemen her seçimde benzeri bir seçim sonucu haritası gördüğünü düşünen, AKP’nin seçimi kaybetse bile asla gitmeyeceğine inanan, sosyal demokratların seçimi kazansa bile yönetmeyi beceremeyeceğini düşünen geniş bir seçmen kitlesi ortaya çıktı. 2019 yerel seçiminde biraz olsun aşılan bu durum, son Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yeniden baskın his hâline geldi.En büyük rakibimiz, içimizdeki umutsuzluk ve siniklik. Bunu yıkmazsak ve aşamazsak, onlarca yılımız ve geleceğimiz AKP ya da başka sağ partilerin tahakkümü altında geçmeye mahkûm. Tatlı ve şirin bir Ege kasabasına elbette gidelim. Ancak özgüvenli, mutlu ve umutlu bir şekilde gidelim. Yolumuz uzun.
Yorum Yazın