Muhalefet partilerinin demokrasi ve hukukun üstünlüğünü bağdaştıran bir yeni rejim kurgusunu alternatif olarak sunabilmeleri ve seçmene bunun üstünlüğünü anlatabilmeleri kritiktir. Yeni bir ekonomi rejimi veya politikası uygulaması önerileri de enflasyonun düşürülmesi, işsizliğin azaltılması, kişisel gelirlerin artırılması gibi önerileri de ekonomi bilimiyle uyumlu olarak anlatabilmek ve açıklayabilmek de bu cümleden olarak kabul edilebilir.
Giriş: Etkili Muhalefet Beklentisi
Son on yılda Türkiye’nin siyasal terminolojisine “muhalefete karşı muhalefet yapmak” diye bir deyiş girdi. Bunu dile getirenler yirmi yıldan fazla süredir iktidarda olan ve ülkenin siyasal rejimini 2007 ve 2017 halk oylamalarıyla iki kere değiştiren AKP’nin yönetişim (governance) yetersizliklerinden kurtulamamamızın nedeni olarak muhalefetin yeterli veya etkili olamamasını görüyorlar. Muhalefet işlevini etkili bir biçimde ifa etse iktidar değişebilecek, ekonomi, demokrasi, hukuk ve özellikle adalet dağıtımındaki sorunlarımız çözüm yoluna girebilecek diye düşünülüyor. Bu teşhis doğruysa, yönetişim zaafiyeti içindeki bir iktidar partisinin yönetimine son verip, onun yerine iktidara geçen ve bu amaçla etkili çalışan bir muhalefet partisi mümkün olabilir mi? Yahut, iktidarın iktisadi ve demokratik yönetim başarısızlıkları karşısında muhalefet nasıl etkili hale getirilebilir?
Muhalefet nasıl bir olgudur?
Muhalefet demokratik rejimlerin iki temel unsurundan bir tanesini oluşturur[1]. Çağdaş demokrasi temsili bir hükümet uygulamasıdır. Bu uygulamanın gerçekleştirmek istediği halkın, halk için ve halk tarafından yönetilmesidir. Bunun için halkın alınan siyasal kararlarda kendi fikir ve duyarlılıklarını görebilmesi, onların kendi düşünce ve duygularını yansıttığına kani olması gerekir. Bunun için siyasal kararların içeriğini etkilemek için eylemde (action) bulunması ki, buna siyaset biliminde siyasal katılma diyoruz, mümkün ve arzu edilebilir olmalıdır. Siyasal katılma ile, özellikle serbest ve hakça yapılan seçimlerle siyasal karar alıcıları (temsilcilerini) seçmesi yoluyla, etkili olur. Ancak siyasal katılma bununla sınırlı değildir.
Gösteri, nümayiş, miting, seçilmiş temsilcilerle olduğu kadar atanmış bürokratlarla temas etmek, onlara fikir, düşünce, talep ve isteklerini sözlü, yazılı her türlü yolla iletmek de siyasal katılmadır. Komşular, tanıdıklar, sivil toplum örgütlerinde yapılan toplantılarla siyasal yetkelerden (otoriteler) talepte bulunmak için toplanıp fikir teatisinde bulunmak da siyasal katılmadır. Nihayet, alınan siyasal kararların yanlış olduğunun düşünülmesi, bunlardan mağdur ve mutazarrır olanların, siyasal kararların içeriği kadar uygulanmalarının da sorunlu olduğunu düşünenlerin bu kararlara itiraz etmeleri suretiyle muhalefet olgusu oluşur. Muhalefet itiraz ve mücadeleyi içeren bir karşı duruştur. Bir uygulamanın sonlandırılması veya değiştirilmesi için yapılan eylemleri içerir.
Demokraside muhalefet bir uygulamaya veya tasarıma, yahut düzene korkusuzca, çekincesizce karşı durmak, karşı çıkmak etkinliklerinden oluşur. Demokraside muhalefet sadece karşı durmaktan (oppose) ibaret değildir. Aynı zamanda yapılan uygulamaları, tasavvur ve tasarımları, kurgulamaları eleştirmeyi de içerir. Nihayet, üçüncü olarak almaşık veya karşıt fikir, düşünce, tasavvur, tasarım, kurgu veya ideoloji de önerir demokratik muhalefet. Özetle, demokrasinin bel kemiği siyasal katılmadır, hem temsil hem muhalefet siyasal katılma ile hayat bulur. Demokrasi veya Robert Dahl’ın deyimiyle “polyarchy” (çoklu yönetim, poliarşi) halkın alınan yaptırımla desteklenen toplumun tümüne şamil kararları benimsediği, onlara kendisinin de dahil olduğu duygusuna kapıldığı (inclusivity) ve beğenmediği kararlara korkusuzca itiraz edebildiği, karşı çıkabildiği (contestation), eleştirebildiği, alternatif önerilerde bulunabildiği muhalefetten oluşur. Muhalefet demokrasinin olmazsa olmaz koşullarındandır; onu içermeyen demokrasi/poliarşi olmaz. Buna karşın genel anlamda kullanıldığında muhalefet demokrasi ile sınırlı değildir. Otokrasilerde de meşru, yarı-meşru, gayrımeşru muhalefet mevcuttur. Totaliter rejimlerde muhalefet ayrıca ve hatta birçok kez sadece yer altında yaşayabilen bir siyasal varlık olarak mevcut olabilir.
Sultanizmde muhalefet partileri meşru olarak bulunsalar bile, bu onların ortadan kaldırılmasına güç yetmediği içindir. Ancak, muhalefetin bu ortamda düşmanlaştırılması, terörist, vatan haini v.b. olarak takdim edilmesi, aşağılanması ve muktedir tarafından alay edilmesi söz konusudur.
Demokrasi dışında Muhalefet
Şimdi ülkemizdeki muhalefet 16 Nisan 2017 halk oylamasından beri geçtiğimiz neo-patrimonyal sultanizm rejiminde, yani ne demokrasi ne de otoriter olmayan melez (hybrid) bir rejimde mevcut olmaktadır[2]. Sultanizm rejimlerinde siyasal yetke tek bir kişiye ve onun etrafında tahkim edilen bir siyasal rejime sahiptir. Siyasal kararlar halkın katılmasıyla değil, siyasal yetkenin şahsi takdiriyle alınır. Temsil yapıları da, başta yasama olmak üzere, birer tasdik makamı, Süper Noter olarak iş görebilir, eğer siyasal yetke öyle uygun görürse. Siyasal kararlara tepki göstermek, itiraz etmek, eleştirmek de rejimin hoş görebileceği davranışlar değildir. Onun için muhalefete, demokrasilerin tersine, sultanizmde itibar edilmez; muhalefet düşman, hain, öteki, günah keçisi gibi muamele görür. Sultanizmde muhalefet partileri meşru olarak bulunsalar bile, bu onların ortadan kaldırılmasına güç yetmediği içindir. Ancak, muhalefetin bu ortamda düşmanlaştırılması, terörist, vatan haini v.b. olarak takdim edilmesi, aşağılanması ve muktedir tarafından alay edilmesi söz konusudur.
Bu koşullarda korkusuz ve çekincesiz bir biçimde iktidarın aldığı siyasal kararlara itiraz etmek, eleştirmek, karşı durmak, alternatif geliştirip kamuya sunmak imkansız değilse bile güçtür. Onun için muhalefetin, demokrasilerdekinden farklı olarak yapması gereken hayatta kalmayı becerebilmesi, görünür ve makul bir siyasal oluşum görüntüsü çizebilmesidir. Bu, onun mesaisinin ilk ve en önemli işlevidir; çok enerji ve zaman alacak bir etkinliktir.
Muhalefet partilerinin demokrasilerde bile çizecekleri görüntü, ünlü Britanyalı siyaset adamı Winston Churchill’in tabiriyle ”...bir deniz feneri (lighthouse) olmak, bir dükkan vitrini (shop window) gibi...”[3] görünmemek olarak ifade edilebilir. Muhalefet partilerinin bir genel yön ve hedef göstermeleri, özellikle kamu politikaları konusunda bir vitrini süsleyecek bir çok öneriyi sunmamalarıdır. Churchill bu tür ayrıntı sunulması halinde bunlardan yararlanan iktidarın bu uygulamalara sahip çıkarak hayata geçirmesiyle, bu önerilerin muhalefetin elinden kayıp gitmesi rizikosu olduğuna işaret etmiştir. Seçmeni umutlandıracak, heyecanlandıracak kadar alternatif sunulabilmesi, daha çok, genel bir hedef ve yöne işaret edilmesinin muhalefet için etkili olabileceği önerilmektedir. Örneğin, Cumhuriyet halk partisinin 1970’lerde başarıyla uyguladığı kampanyalarında hakça bir düzen kurmak, “toprak işleyenin, su kullananın” gibi önerileri seçmen desteğinin artırmasında etkili olmuştu.
Ülkemizde de son zamanlarda görülen yerel siyasal hayatta, özellikle belediyelerde muhalefet partilerinin başarılı seçim deneyimleri ve sonrasında iyi yönetişim göstermeleri de kendilerinin bir iktidar alternatifi olduğu savının en önemli göstergelerinden birisi olmuştur
Otokratik rejimlerde muhalefet yapan partilerin en önemli hedeflerinden birisi de rejimi demokratikleşme yoluna sokmak ve kendi varlık ve geleceklerini de, seçmenin ve ülkenin geleceğini de gelişecek demokratik haklar ve hukukun üstünlüğü sayesinde korumak ve güçlendirmektir. Muhalefet partilerinin demokrasi ve hukukun üstünlüğünü bağdaştıran bir yeni rejim kurgusunu alternatif olarak sunabilmeleri ve seçmene bunun üstünlüğünü anlatabilmeleri kritiktir. Yeni bir ekonomi rejimi veya politikası uygulaması önerileri de enflasyonun düşürülmesi, işsizliğin azaltılması, kişisel gelirlerin artırılması gibi önerileri de ekonomi bilimiyle uyumlu olarak anlatabilmek ve açıklayabilmek de bu cümleden olarak kabul edilebilir.
Bu söylemlerin etkili bir biçimde halka ulaştırılabilmesi otokrasilerde kolay değildir. Bunun için ana akım medya ve basını denetleyen otokratik yönetimler gerekli engellemeleri çıkartırlar. Onun için birçok muhalefet hareketi sosyal medyayı, alternatif medya kanallarını, hatta yerleşim birimlerinde halkla yüz yüze iletişimi kullanmışlardır. Refah – Fazilet – Adalet ve Kalkınma Partileri de geniş bir partili ekibiyle seçmenleri evlerinde ziyaret ederek, yüz yüze iletişimi kullanarak dört kadar seçmenden birisini onlara oy vermeye 2002 seçimlerine kadar ikna edebilmişlerdir. Muhalefet partilerinin her yerleşim biriminde bu tür seçmen taraması yapabilmesi etkili muhalefet için en önemli ve kritik belirleyicilerden birisidir. Seçmenle bütünleşme sadece muhalefet partilerinin kendilerini anlatabilmeleri, iktidarın alternatifi olduklarını gösterebilmeleri için değil, seçim dönemlerinde teşkilatlarının seçmenleri tanıyıp ona göre oyların korunmasında da etkili olmalarını sağlamları açısından da önem arz eder. Ayrıca, otokratik yönetimlerin muhalefet partilerini engellemek veya zarar vermek için yaptıkları girişimler olduğunda, geniş halk katılımı ile toplumsal tepki verilmesi de bu tür güçlü ve sürekli halk – parti teşkilatı ilişkilerinin olduğu ortamlarda mümkündür.
Ülkemizde de son zamanlarda görülen yerel siyasal hayatta, özellikle belediyelerde muhalefet partilerinin başarılı seçim deneyimleri ve sonrasında iyi yönetişim göstermeleri de kendilerinin bir iktidar alternatifi olduğu savının en önemli göstergelerinden birisi olmuştur. Bunların içinden oldukça başarılı örnekler çıkması merkezi yönetimi elinde bulunduran iktidarın kendisine rakip veya tehdit olarak gördüğü belediyeleri çalışamaz hale getirmek, belediye başkanlarına çeşitli suçlar atarak görevden uzaklaştırmak gibi girişimlerine neden olmaktadır. Muhalefet partilerinin her türlü olumsuzluğa karşın, metropol ve il belediyelerinde iyi yönetişim örnekleri vermeyi sürdürmesi, iktidar alternatifi oldukları konusunda verebilecekleri en önemli mesajdır. Muhalefet hayatta kalarak ve çalışmalarıyla halka alternatif olduğunu ve yaptıklarıyla da merkezi yönetimde iktidarda yapacakları hakkında bilgi verir, yön gösterir.
Muhalefet partilerinin iktidar alternatifi olduklarının bir diğer göstergesi de kuracakları çalışma kadrolarıdır. Kamu politikalarının uygulandığı tüm alanlarda işinin ehli, profesyonel etiğe sahip, bir arada düzgün çalışabilen kadrolara sahip olduğunu ortaya koyabilen muhalefet partilerinin seçmene daha fazla güven vermesi söz konusudur. Sadece fikir ve program önerileri değil, bu program ve politika önerilerini hangi ehliyet, liyakat, ahlak özelliklerine sahip olan kadroların hayata geçirebileceğini göstermek de seçmen için bir güvence oluşturur.
Muhalefet partilerinin kampanya sırasınca aynı uzun dönemli hedefe yönelen, birbiriyle uyumlu mesajlar ve açıklamalar yapan bir liderlik kadrosuna sahip olmalarının da etkili olduğu görülmektedir. Onun için özellikle iktidarla olan ilişkilerinde bir adım atmak, görüşmek, pazarlık yapmak gibi konumlar veya durumlar ortaya çıktığında bunun için önceden düşünülüp, tartışılıp kararlaştırılan bir strateji ve ona uygun açıklamalar ve adımlar atılabilmesi de muhalefetin etkisini artıracaktır. Özellikle, anlamı belirsiz, iyi tanımlanmamış, neye hizmet ettiği ve hangi hedefi gerçekleştireceği açıkca belli olmayan kavram ve önerileri tedavüle sürmenin başarılı olması mümkün değildir. Bu tür öneri ve önermeler seçmenin kafasının karışmasına, neyi ne zaman yapacağını bilememesine, dolayısıyla siyasal katılmanın azalmasına neden olabilmektedir. Örneğin, 2023 sonundan itibaren muhalefetin ileri sürdüğü “normalleşme” ve “yumuşama” önerilerinin ne anlama geldiği ve nasıl bir hedefe yöneldikleri belli olmadığından etkili olmadıkları; iktidarın bu kavramları kendi istediği içeriğe sokmaya çalışarak sultanizm rejimini daha da tahkim etmekte kullanmaya başladığı görüldü. Onun için muhalefette liderlik, özellikle otokratik dönemlerde çok önemli bir rol oynamaktadır.
Burada muhalefet liderinin sultanizmdeki siyasal yetke üslubuna benzer bir biçimde davranması, demokratikleşme yoluna dönüş için başarılı olmamaktadır. Bu ortamda etkili liderlik, daha çok öncülük veya önderlik yapmak, parti üyelerini ve seçmenlerini belirli ve iyi tanımlanmış hedeflere doğru seferber edebilme içeriğindedir. Demokratikleşme için rejim değiştirme hedefini kaybetmemek, partisinin yönetim kadrosuyla uyumlu ve düzenli iletişim içinde çalışmak, onların görüş, fikir ve eleştirilerini almak ve onlarla birlikte karar almaya önem vermek, burada kritik bir rol oynuyormuş gibi duruyor. Otokratik rejimlerde muhalefet liderlerinin hata payının fazla olmadığı ve yaptıkları hataların bedelinin sadece kendileri için değil, partileri, seçmenleri ve ülkenin demokratik geleceği için de ağır olduğu bilinmelidir. Onun için hızlı hareket etmek, fevri kararlar alıp uygulamak, tek başına karar almak yerine parti içindeki kurul ve kadrolara danışarak, düşünce ve önerilerini fikir ve tartışma süzgecinden geçirerek karar almak, özellikle alternatif politika ve uygulama önerirken daha etkili oluyormuş gibi durmaktadır.
Muhalefetin etkili olması değişme talep etmek demektir. Ancak, değişme yönü belli olan bir süreç değildir. Nereye doğru bir değişme? Eğer bu değişme otokrasiden ayrılıp hukukun üstünlüğü ile bağdaşan bir demokratik rejime doğru bir değişmeyse, o zaman sadece muhalefet ve onun örgütlü güçleri değil, toplumun kültürü de, halkın davranışları da ve beklentileri de etkili olacaktır. Burada muhalefetin etkili olabilmesi için halk desteğinin de kritik olması gibi bir durum mevcuttur. Özellikle demokratikleşme ve hukukun üstünlüğünün tesisi gibi bir rejim değişikliği kısa bir sürede başarılı olabilecek bir süreç değildir. Burada halka düşen sorumluluklar da söz konusudur. Örneğin, kayırmacılık, nepotizm gibi liyakatle bağdaşmayan, yönetimi bozan ve yolsuzluklara yol açabilen talepler bizzat seçmenlerden belediyelere, milletvekillerine ve diğer yetkililere doğru gitmektedir.
Burada kültürden kaynaklanan beklenti ve alışkanlıklar vardır. Örneğin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşinin mütevazi bir işte çalışıyor olmasının “kardeşini bile doğru dürüst bir işe yerleştirememiş bir liderden bize ne yarar gelir?” türünden yorumların sosyal medyada dolaşmasına yol açmış olduğu unutulmamalıdır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun nepotizm (akraba kayırmacılığı) yapmaması, bir erdem veya etik davranış olarak görülmemiştir. O zaman yolsuzluklarla mücadele, bu tür bir popülist tepki ortamında, nasıl mümkün olabilecektir? Burada alınacak olan yolun ne kadar karmaşık ve engellerle dolu olduğuna ve çok yavaş olabileceğine bir kez daha işaret etmek isteriz. Halkın hakça bir yönetim, emeğe, çalışmaya, kişisel gayrete, bilgiye dayalı liyakat ve değer dağılımı talep eden bir çoğunluğa sahip olup olmadığının, hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir rejimin gelişmesi için ne kadar kritik olduğuna da dikkat çekmek isteriz.
Hukukun üstünlüğü ile çalışan liberal demokrasi neden, etkili muhalefet neticedir. Onun için otokrasilerde öncelik muhalefete çeki düzen vermek değildir. Öncelik ne kadar demokrasi yanlısı güç varsa onları birleştirip demokratik rejimin yolunu açmak; otokrasiyi sonlandırmaktır. Muhalefetin etkinliği ancak ondan sonraki öncelik olabilecektir.
Sonuç: Mükemmel işleyen muhalefet demokrasilerde olur!
Demokrasilerde muhalefet fikri saygınlık ve istikrar kazanmıştır. Farklı düşünmenin düşmanlık, hainlik, teröristlikle bağdaştırılmadığı siyasal ve toplumsal ortamlarda muhalefet aynı amaca hizmet eden alternatif yol olarak kabul ve hayat bulur, değer kazanır. Etkili ve güçlü muhalefet böyle ortamların mevcut olduğu demokrasilerde oluşur. Demokrasi olmadan muhalefetten etkili olmasını beklemek pek gerçekçi değildir.
Otokrasilerde muhalefetin karşısında sadece iktidar olmak değil, öncelikle siyasal rejimi demokrasi ve hukuk devleti yoluna döndürmek zorunluluğu bulunmaktadır. Muhalefetin iktidar olması ve otokratik rejim içinde yönetmesi, “aynı tas aynı hamam, sadece tellaklar değişti” anlamına gelir ki, böyle bir popüler algıdan saygın ve etkili muhalefet yapısı doğamaz. Otokrasilerde muhalefetin zorluğu iki hedefin, hem siyasal rejimin demokratikleşmeye doğru değiştirilmesi, hem de ekonominin, güvenlik, savunma ve dış politika ve benzeri alanların iyi yönetilmesinin bir arada, eşanlı olarak gerçekleştirilmesinin ondan beklenmesindendir. Burada beklentilerin pek yüksek olması da, yani demokrasiye geçiyoruz, her şey güllük gülistanlık olacak gibi beklentilerin genel kabulü de, bizatihi bu hedeflere ulaşmayı zorlaştırabilecektir. Halk böyle bir değişimden sonra kolaylıkla beklentilerine yanıt alamadığı izlenimine kapılıp, desteğini çekebilecektir.
Demokrasi de sihirli bir değnek değildir. Siyasal mücadele, iktidar – muhalefet çatışmaları, yolsuzluk, ekonomik krizler, tartışılan yargı kararları demokrasilerde de olmaktadır. Ancak, bunlarla özellikle liberal demokratik rejimlerde, (hukukun üstünlüğü ile bağdaşık demokrasilerde), demokrasinin kuralları, değerleri, insan hakları ve özgürlükler ortamında ve halkın tepkisinin çok daha etkili olabildiği bir durumda mücadele edilebilir. Halkın bu mücadelede yer alacak olması, verilen kararların demokratik meşruluğunu sağlamakta, siyaset daha geniş bir kitlenin beklentilerine uygun bir biçimde yönetilebilmektedir.
Bu ortamda muhalefet de saygı ve değere sahip bir uygulama olarak istikrar kazanmakta ve kurumsallaşmaktadır. Özetle, hukukun üstünlüğü ile çalışan liberal demokrasi neden, etkili muhalefet neticedir. Onun için otokrasilerde öncelik muhalefete çeki düzen vermek değildir. Öncelik ne kadar demokrasi yanlısı güç varsa onları birleştirip demokratik rejimin yolunu açmak; otokrasiyi sonlandırmaktır. Muhalefetin etkinliği ancak ondan sonraki öncelik olabilecektir.
[1] Dahl, Robert (1971) Polyarchy: Participation and Opposition, (New Haven, London: Yale University Press): 4.
[2] Kalaycıoğlu, Ersin (2921) Halk Yönetimi: Demokrasi ve Popülizm Çatışmasında Dünya (Ankara: Efil Yayınları): 117-121.
[3]https://www.bbc.com/news/uk-politics-12275814: “…Churchill'in dediği gibi muhalefetteki bir parti bir vitrin değil, bir deniz feneri olmalıdır. Bu anlamda, ne yapacağına dair her noktayı ve virgülü ayrıntılı olarak detaylandırmadan, ne tür bir hükümet olacağına dair bir yön ve anlatı [sunması yeterlidir]. Bunun temel nedeni, hükümetin en iyi şeyleri [çalması rizikosudur].” (Köşeli parantezler içindeki ibareler yazar tarafından eklenmiştir.)

Yorum Yazın