Aslında “Cumhur İttifakı” önceden tasarlandığı çok belli Esenyurt atağı ile vahim bir hata yaptı. Bu girişimin, CHP’yi farkında olmadan kendi kulvarına döndürmesi güçlü bir olasılık. AKP yeni süreçte; karşısında CHP liderliğinde yükselecek, sağ seçmene isimlerle değil, onların gerçek sorunlarını oluşturan yoksulluğu çözecek, önerilerle giden bir “Türkiye İttifakı” bulabilir.
CHP son yerel seçimden birinci parti çıktı. Parti otobüsündeki logonun altına, “Türkiye’nin birinci partisi” sloganını yazdırdı. Ne var ki, bu sonucun şaşmaz gereği olan, erken seçimi uzun süre gündeme getirmedi. Tam tersine kamuoyuna çelişkili açıklamalara dayalı, belirsiz tarihler verildi.
İktidar ise seçimler öncesinde; yıllarca sınırlı bir kesimi zenginleştiren, ekonomi politikasında ısrar etti. Kuşkusuz aldığı yenilgiyi unutturmalı, erken seçimi gündemden düşürmeliydi.
Dış politikada ABD öncülüğünde tasarlanan, Anglo-Sakson politikasının -BOP- amacına ulaşmasına yarayan, söylemler dışında somut adım atılmadı. İki ayyaşın imzaladığını öne sürdükleri, Lozan ve Montrö anlaşmalarının sağladığı haklar, sonuna kadar değerlendirildi. Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı ekonomik ortamdan yararlanıldı.
Ancak ekonomideki tablo bir türlü düzelmedi. AKP iktidarı boyunca, özelleştirme, iç ve dış borçlar, yabancı sermaye girişi ve gayrimenkul satışlarından elde edilenler dahil, 876 milyar dolar tutarında kaynak kullandı. Aynı sürede toplanan, 3,5 trilyon dolarlık vergi gelirleri de katıldığında, 4,4 trilyon dolar tutarında kaynak kullanımına karşın aldığımız ekonomik sonuçlar, korkunç ötesi.
Tarımsal üretim çöktü. Yurtdışında ithalat yapmalarına izin verilen, yandaş kuruluşlara tanınan ayrıcalıklar, kendi çiftçilerimiz yerine başka ülkelerin çiftçilerine sağlanan desteklere dönüştü. Yanlış ekonomi politikasında ısrar edildi. Yüksek enflasyonun etkisiyle yoksullaşan milyonlar, yerel seçimlerde, CHP’nin uzun yıllar seçim kazanamadığı bölgelerde, yerel iktidarı çarpıcı biçimde değiştirdiler.
Ancak CHP’nin bu tabloyu değerlendirmekte geciktiği anlaşılıyor.
Yumuşama adıyla izlenen siyasal çizgi son tahlilde, iktidar blokuna toparlanma fırsatı tanıdı. MHP Liderinin grup toplantısındaki konuşmasının içeriği iki parti arasındaki uzlaşmayla, önceden tasarlanmış olmalıydı. Konulmanın ardından verilecek tepkilerin, Cumhur İttifakı tabanındaki yansımalarının ölçüleceği çok açıktı.
Kısa bir süre beklendi.
Ardından karşı atağa geçildi. CHP ile Kürt seçmenlerin aralarını açılması ilk hedefti. Arkası eskilerin deyişiyle; çorap söküğü gibi geldi. Esenyurt hamlesi başlatıldı.
Cumhur İttifakının özgüveni kısa sürede yükselmişti.
Esenyurt Belediye Başkanını tutuklandı. Yeni bir süreç daha doğrusu, artık klasikleşen “bölücülükle mücadele” senaryosunun son hali uygulanmaya başladı.
Türkiye’nin sosyal medyada sivrilmeye çabalayan klavye kahramanlarına, yanıt alamayacaklarını bildikleri halde, bıkmadan sözlü soru vermekle yetinerek, kamuoyunu etkilemeye çalışan muhalefete ihtiyacının olmadığı ortada. Esenyurt yeni bir dönemin başlangıcı pekala olabilir.
ESENYURT YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICI OLABİLİR
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde seçmen eğilimlerini oluşturan, farklılıkları araştırarak, alternatif çözümler üretmesi gereken muhalefetin önüne yeni, bir siyasal paradigma yapma fırsatı doğdu.
Aslında “Cumhur İttifakı” önceden tasarlandığı çok belli Esenyurt atağı ile vahim bir hata yaptı. Bu girişimin, CHP’yi farkında olmadan kendi kulvarına döndürmesi güçlü bir olasılık.
AKP yeni süreçte; karşısında CHP liderliğinde yükselecek, sağ seçmene isimlerle değil, onların gerçek sorunlarını oluşturan yoksulluğu çözecek, önerilerle giden bir “Türkiye İttifakı” bulabilir.
Aksi halde siyasetin boşluk kaldırmayacağına ilişkin genel kuralı kendiliğinde işlemeye başlar.
Türkiye’nin sosyal medyada sivrilmeye çabalayan klavye kahramanlarına, yanıt alamayacaklarını bildikleri halde, bıkmadan sözlü soru vermekle yetinerek, kamuoyunu etkilemeye çalışan muhalefete ihtiyacının olmadığı ortada.
Esenyurt yeni bir dönemin başlangıcı pekala olabilir.
Yorum Yazın