Tahminler çoğu kez tutmaz. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde program dışı kararlar ve uygulamalar öylesine yaygın ve ağırlıklıdır ki bu tür gelişmeler tahminleri iyice afaki hale getirir. Programlarda öngörülmeyen önlemler alınır, öngörülenlerden vaz geçilebilir. O zaman da zaten tutma olasılığı düşük olan tahminler hiç tutmaz hale gelir.
Bir ekonominin genel dengesini bize aslında Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verir. GSYH’yi harcamalar yönünden ayrıntılı olarak yazarsak şu şekilde bir denklem yazabiliriz:
Y = C + I + G + (X – M)
Bunu açık yazalım:
GSYH = Özel Tüketim Harcamaları + Özel Yatırım Harcamaları + Kamu Kesiminin Tüketim ve Yatırım Harcamaları + (İhracat – İthalat)
2025 yılı tahmin edilen harcamaları bir tablo halinde sunalım:
Bu tabloda yer alan değerleri yerlerine koyarsak şu sonuca varırız:
GSYH = 37.732,1 + 16.363,1 + 8.186,9 + (16.384 – 17.126) = 61.540,1 milyar TL ya da
GSYH = 898,3 + 389,5 + 194,9 + (390 – 407,7) = 1.465 milyar USD.
Bu tablodan çıkan önemli bir sonuç tüketim harcamalarının GSYH’de en büyük ağırlığı tutuyor olmasıdır. Buna göre 2025 yılında GSYH’nin yüzde 61,3’ü özel tüketim harcamalarından, yüzde 26,6’sı özel kesim yatırım harcamalarından, yüzde 13,3’ü kamu kesimi tüketim ve yatırım harcamalarından, yüzde eksi 1,2’si de net ihracattan (ihracat eksi ithalat) oluşmaktadır. Bu bize tüketim harcamalarındaki artışın niçin GSYH büyümesini en fazla etkileyen kalem olduğunu gösteriyor.
Bu tablodan çıkan bir başka önemli sonuç da cari açık tutarıdır. Yurt İçi tasarruf ile yatırımlar arasındaki fark bize cari açığı verir (tahminlere göre 2025 yılında cari açık 28,7 milyar dolar olarak hesaplanmış bulunuyor.)
Bu tablonun kamu kesimiyle ilgili bölümünü biraz daha ayrıntılı olarak yazarsak kamu kesimi genel dengesine ulaşabiliriz.
Öncelikle kamu kesiminin hangi birimleri kapsadığını yazalım:
Kamu Kesimi = Merkezi Yönetim + Mahalli İdareler + Fonlar + İşsizlik Sigortası + Sosyal Güvenlik Kurumları + Döner Sermayeli Kuruluşlar + Kamu İktisadi Teşebbüsleri (İşletmeci KİT’ler + Özelleştirme Kapsamındaki KİT’ler)
Bu kurum ve kuruluşların dengeleri toplamından oluşan kamu kesimi genel dengesine ulaşabilmek için yedi farklı alt dengeye ihtiyacımız var. Bunları şöyle formüle edebiliriz:
Kamu Kesimi Genel Dengesi = Kamu Harcanabilir Geliri – Cari Giderler +/- Kamu Tasarrufu – Yatırımlar +/- Tasarruf Yatırım Farkı +/- Sermaye Transferleri +/- Kasa/Banka/Borçlanma = Kamu Kesimi Borçlanma Gereği
Kamu Harcanabilir Geliri Şöyle hesaplanıyor:
Kamu Harcanabilir Geliri = Vergiler (Vasıtasız Vergiler + Vasıtalı Vergiler) + Vergi Dışı Normal Gelirler + Faktör Gelirleri + Sosyal Fonlar – Cari Transferler
Şimdi her bir kalem için 2025 yılı için öngörülen tahminleri bir tabloya yerleştirelim:
Vergi gelirleri, vergi dışı normal gelirler, faktör gelirleri, sosyal fonlar toplamı (11.050,5 + 1.164,4 + 596,7 – 555,5 = 12.256,1 milyar TL olmasına karşılık bu gelirlerin elde edilmesi sırasında yapılan cari giderler (maaşlar vb.) 5.432,6 milyar TL tuttuğu için bunlar düşülünce 2025 yılı için kamu harcanabilir geliri toplamı 6.823,5 milyar TL (162,5 milyar USD) olarak tahmin edilmektedir.
Bütün bu hesapların sonucunda 2025 yılında kamu kesiminin toplam borçlanma gereği (KKBG); 1.688,9 milyar TL (40,2 milyar USD) olarak tahmin edilmektedir.
Tahminler çoğu kez tutmaz. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde program dışı kararlar ve uygulamalar öylesine yaygın ve ağırlıklıdır ki bu tür gelişmeler tahminleri iyice afaki hale getirir. Programlarda öngörülmeyen önlemler alınır, öngörülenlerden vaz geçilebilir. O zaman da zaten tutma olasılığı düşük olan tahminler hiç tutmaz hale gelir. Buna karşın biz her zaman bu tahminleri alır böyle didikleriz.
Yorum Yazın