Başarısızlığı garantileyen alışkanlıklar ve davranışlar aslında çok küçük yaşlarda başlar. Öğretmen desteği ve okul özellikleri öğrenci başarısı üzerinde belirli bir etkiye sahiptir ancak bu etkinin oranı, diğer faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde sınırlı kalmaktadır. Öğrenci başarısındaki en önemli faktör öğrencinin çalışma alışkanlarıdır.
Biz eğitimciler, anne babalar ile genellikle “Nasıl başarılı olunur?” üzerine konuşuyoruz. Anne babalar, çocuklarının akademik başarılarını artırmak için sürekli yeni yöntemler ararken, öğretmenler de öğrencilerin işlenen konuları öğrenmesi için büyük çaba harcar. Öğrenciler ise bazen bilinçli bazen de bilinçsiz bir şekilde başarıya ulaşmanın yollarını keşfeder ya da öğretmenlerinin önerilerine uyarak istedikleri sonuçlara ulaşırlar. Peki ya istediği başarıyı elde edemeyenler? Onlar neler yapıyor? Bu yazıda biraz farklı bir yaklaşım benimseyelim ve başarıyla ilgili bilinen doğruları tersinden inceleyelim.
Türkiye'de birçok ebeveyn, çocuklarının iyi bir üniversite kazanmasını ve prestijli bir meslek edinmesini hayal eder. Her yıl üniversite sınavına giren öğrenci sayısındaki artış da bu hayalin ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Peki bu geleceğe ne zaman hazırlanmaya başlamalı? Lise, ortaokul, ilkokul, hatta anaokulu? Ve hazırlanmak için neler yapılmalı?
Başarısızlığı garantileyen alışkanlıklar ve davranışlar aslında çok küçük yaşlarda başlar. Öğretmen desteği ve okul özellikleri öğrenci başarısı üzerinde belirli bir etkiye sahiptir ancak bu etkinin oranı, diğer faktörlerle birlikte değerlendirildiğinde sınırlı kalmaktadır. Öğrenci başarısındaki en önemli faktör öğrencinin çalışma alışkanlarıdır. Bazı öğrenciler, bilerek ya da farkında olmadan başarısızlığa davetiye çıkaran davranışlar sergiler. İşte bu davranışlardan bazıları:
Ders Çalışmayı Sürekli Ertelemek
Erteleme, başarısızlığın en kesin yollarından biridir. Ödevler, projeler ve sınav hazırlıkları sürekli son dakikaya bırakılırsa, stres artar ve öğrenme süreci zarar görür. Erteleme alışkanlığı genellikle çocukluk döneminde başlar. Örneğin, 4-5 yaşında odasını toplamayı erteleyen bir çocuk, büyüdüğünde benzer durumlarda bu yöntemi kullanma eğiliminde olacaktır.
Planlama Yapmamak
Başarı için planlama kritik bir rol oynar. Ancak başarısızlık için bu adımı tamamen atlamanız yeterlidir. Günlük, haftalık ya da uzun vadeli planlar yapmadan ilerlemek kaos yaratır ve hedefleri ulaşılmaz kılar.
Dersi Derste Dinlememek
Dersi derste dinlememek, öğrenme sürecini tamamen sekteye uğratır. Telefonla oynamak, hayallere dalmak veya arkadaşlarla sohbet etmek, başarısızlık için ideal bir ortam yaratır.
Not Almamak
Not almak, öğrenilen bilgileri pekiştirmenin en etkili yollarından biridir. Başarısız olmak için sadece dinlemekle yetinip ve not almamak gerekir. Nasılsa ders kitapları var diyerek not almamak öğrenme sürecini yavaşlatır.
Hedefsiz Olmak
Hedefleri olmayan bir öğrenci, neden çalıştığını bilmez. Uzun vadeli bir vizyon yerine yalnızca günü kurtarmaya odaklanır. Bu da motivasyon eksikliğini beraberinde getirir.
Sürekli Bahaneler Üretmek
Başarısız öğrenciler, genellikle hatalarını kabul etmek yerine bahaneler üretirler. Ödev yapmamak için “Elektrikler kesikti” gibi bir açıklama ya da düşük not aldığında “Hocam bana taktı” demek, en çok başvurulan yollardan biridir.
Okula, Derslere Düzenli Devam Etmemek
Derslere düzenli katılmamak, başarısızlığın en kestirme yoludur. "Bir günden ne olacak ki?" diyerek devamsızlık alışkanlığı edinmek, kaçırılan konuların anlaşılmasını zorlaştırır ve başarı şansını düşürür.
Düzensiz ve Yetersiz Uyku
Gece geç saatlere kadar telefonla vakit geçirmek ya da oyun oynamak, başarısızlığın en etkili yollarından biridir. Yetersiz uyku, yorgunluk ve dikkatsizliğe yol açarak öğrenme kapasitesini sınırlar.
Teknolojiyi Fazla Kullanmak
Teknoloji, doğru kullanıldığında öğrenme sürecinde güçlü bir yardımcıdır. Ancak sosyal medyada fazla vakit geçirmek, video izlemek ya da gereğinden fazla oyun oynamak gibi aktiviteler, ders çalışmayı imkânsız hale getirebilir.
Arkadaş Çevresini Yanlış Seçmek
Dersleri önemsemeyen ve sürekli eğlenceye odaklanan bir arkadaş çevresi sizi başarısızlığa sürükleyecektir. Vaktinizi onlarla geçirmek sizi hedeflerinizden uzaklaştırabilir.
Motivasyonsuz Olmak
Motivasyonsuzluk, genellikle hedeflerin belirsizliği, özgüven eksikliği veya ilgisizlikten kaynaklanır. Motivasyonunuzu kaybetmek için o dersin ne işinize yarayacağını sorgulamakla başlayabilirsiniz. Ayrıca “Çalışsam da yapamıyorum.” gibi başarısız olacağınıza dair geliştireceğiniz bir inanç ile motivasyonunuzu kaybedebilirsiniz.
Yetersiz ve Sağlıksız Beslenmek
Sağlıklı bir zihin için sağlıklı bir beden gerekir. Yetersiz beslenme, yorgunluk ve konsantrasyon eksikliği yaratır. Tek tip beslenme ya da sürekli abur cubur tüketimi, zihinsel performansınızı düşürür.
Öğrenilenleri Günlük Tekrar Etmemek
Öğrenilen bilgilerin uzun süreli hafızaya taşınması ve kullanıma hazır halde bulunması için ilk 24 saat içindeki tekrar çok önemlidir. Araştırmalar, yeni öğrendiğimiz bilgilerin yaklaşık %40'ını ilk 24 saat içinde unuttuğumuzu göstermektedir. Öğrenilmek istenen konu ile ilgili günlük tekrarların yapılmaması başarısızlığı muhtemel kılar.
Pes Etmek
Karşınıza çıkan en ufak bir zorlukta pes edip vazgeçiyorsanız başarısız olmanız çok olası. İstikrarlı bir şekilde çaba gösterenler her zaman kazanır.
Sonuç olarak başarısızlık, hayatın bir parçasıdır ve kaçınılmazdır. Önemli olan, deneyimlerden ders çıkarmak ve onları birer fırsata dönüştürmektir. Başarısızlıktan korkmak yerine, onu bir öğretmen olarak görmek gerekir.
BAŞARISIZLIK HAYATIN BİR PARÇASIDIR
Başarısızlık Her Zaman Kötü müdür?
Başarısızlığa farklı bir açıdan da bakabiliriz. Başarısızlık her zaman olumsuz değildir. Pek çok büyük başarı, ardında bir dizi başarısızlık hikâyesi barındırır.
“Başarısızlık, başarıya giden yolun taşlarını döşer.”
Thomas Edison ampulü icat ederken 1000’den fazla kez başarısız olmuştur. Edison, daha sonra “Başarısız olmadım, sadece işe yaramayan 1000 yeni yol keşfettim,” demiştir.
“Başarı düzenli ve sürekli çalışma ile ilgilidir.”
Başarısızlık, zorluklarla başa çıkma becerimizi artırır. Hatalarımızı kabul ederek, güçlü ve zayıf yönlerimizi daha iyi anlayabiliriz. Başarısızlığı nasıl değerlendirdiğimiz de önemli. Bu değerlendirme sürecinde kendimize şu soruları sormalıyız:
* Nerede hata yaptım?
* Daha iyi nasıl yapabilirim?
* Hangi becerilerimi geliştirmeliyim?
Walt Disney, yeni işe başladığında bir gazeteden "hayal gücü eksikliği" nedeniyle kovuldu. İlk şirketi iflas etti. Disney, daha sonra dünya çapında bir medya imparatorluğu kurarak hayal gücünü tüm dünyaya kanıtladı.
Başarısızlık, genellikle sorunlara farklı bir çözüm aramayı zorunlu kılar. Bu da yaratıcı düşünme ve yaratıcı problem çözme becerimizi artırır. Alışılmış yollar işe yaramadığında, yeni ve yaratıcı çözümlere ihtiyaç duyarız.
Sonuç olarak başarısızlık, hayatın bir parçasıdır ve kaçınılmazdır. Önemli olan, deneyimlerden ders çıkarmak ve onları birer fırsata dönüştürmektir. Başarısızlıktan korkmak yerine, onu bir öğretmen olarak görmek gerekir. Başarısız olmamak için çaba sarf etmek ancak uyguladığımız yöntemler bizi başarısız sonuçlara ulaştırırsa da bu sonuçlardan dersler çıkararak yılmadan çalışmaya devam etmek bizi hayat boyu başarıya ulaştıracaktır.
Yorum Yazın