İstanbul Ekonomi Araştırma şirketi 15 Kasım’da yayınladığı “Türkiye Raporu” çalışmasında daha önce yapmadığı bir şey yapmış. 1-6 Kasım tarihlerinde 26 ilde 1866 deneğe kendilerini etnik olarak nasıl tanımladıklarını sormuş; Türk mü, Kürt mü, Zaza mı, Arap mı, Çerkes mi?
Yetkin Report'un haberine göre; Kürt sorunu olduğuna inanıp inanmadıkları, Kürt sorunu ya da PKK sorunu olarak yanıtlasınlar, çözümü nerede gördükleri, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’deki “Öcalan açılımı” konusunda ne düşündükleri soruları ondan sonra gelmiş.
Türkiye’nin etnik görünümü
Araştırmaya göre katılımcılar kendini, yüzde 77 kendisini Türk olarak tanımlamış; Kürt veya Zaza olarak tanımlayan yüzde 17.
İstanbul Araştırma yöneticisi Can Selçuki’den rica ettim, ayrıntısını da gönderdi.
Yüzde 15,1 kendisini Kürt olarak tanımlamış; yüzde 1,7 de Zaza. Yüzde 6 diğer etnik kökenden olduğunu söylemiş.
Türk, Kürt ve Zaza’dan sonra en fazla etnik köken beyanı Çerkes; binde 52.
Onu Arap olduğu beyanı izlemiş; her bin Türk vatandaşından 40’ı.
Diğer bütün etnik köken beyanı, Boşnak’tan Laz’a, Gürcü’den Arnavut’a dek daha az; toplamı yüzde 4’ü biraz geçiyor.
Bu sonuçlara göre, 2024’te Türkiye’de yaşayan yaklaşık 86 milyon Türk vatandaşının 66 milyonu kendisini Türk, 13 milyonu Kürt, 1,5 milyonu Zaza, 450 bini Çerkes, 350 bini Arap olarak tanımlıyor. Diğer beyanlar daha az çıkmış.
Bu görünüm gerçeği ne kadar yansıtıyor? Araştırma yöneticisi Selçuki, seçtikleri 26 il, Türkiye’de kullanılan, Avrupa Birliği’nin de kullandığı “İstatistik Bölge Birimleri Sınıflandırması” içinde olduğunu söylüyor.
En azından bir fikir veriyor.
Kürt sorunu ve açılıma dair
Araştırmaya göre, Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’ın gelip TBMM’de, DEM Parti grubunda konuşması önerisinin Türkiye genelinde yüzde 10 destek bulduğu ve sonrasındaki gelişme ve tartışmaların hem MHP hem de CHP’ye oy kaybettirdiğini daha önce yayınlamıştık.
Şimdi ayrıntılarına geliyoruz.
MHP’lilerin yüzde 35’i Bahçeli’nin açıklamalarını açıkça desteklemediğini söylemiş. Bir yüzde 9 da görüş bildirmek istememiş; toplamı yüzde 44. DEM’de desteklemeyenlerin oranı ise yüzde 49; buna karşın yüzde 41 desteklemiş.
Etnik yönden, Kürt ve Zazaların yüzde 37’si Bahçeli’ye destek verirken, Türklerde destek onanı yüzde 19’a düşüyor. Kürt ve Zazaların yüzde 90’ı Bahçeli’nin açıklamalarından haberdar iken, DEM Partililerin yüzde 40’ı DEM eş-başkanı Tülay Hatimoğulları’nın söylediklerinden habersiz.
Peki, Kürt sorunu var mı? Bahçeli “yoktur” diyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da öyle: “terör sorunu vardır” diyor; PKK’yı işaret ederek.
Araştırmada sorular deneklerin yüzde 68’i ise “Türkiye’de bir Kürt sorunu olduğunu düşünüyorum” yanıtı vermiş. Yüzde 22’si “yoktur” demiş; AK Partide yüzde 75, CHP’de yüzde 61.
Kürt sorunu derken PKK algısı
Ancak sorunun nasıl tanımlandığı da dikkat çekici.
Birden fazla yanıtın kabul edildiği “Kürt sorunu nasıl çözülür?” sorusuna verilen yanıtlarda son sırayı yüzde 26 ile “Kürtçenin ikinci resmi, dil olarak tanınması” alırken ilk sırayı yüzde 91 ile “PKK’nın faaliyetlerinin sonlanması” almış.
Peki, “PKK’ faaliyetinin sonlanması” nasıl olacak? O soruya verilen yanıtlarda ilk sırada yüzde 48 ile “TSK’nın PKK’yı askeri olarak ortadan kaldırması” var. İkinci sırada, yüzde 39 ile “PKK’nın koşulsuz silah bırakması”, son sıradaysa yüzde 13 ile “PKK’nın müzakereler sonucu silah bırakması”.
DEM Partililerin neredeyse üçte biri (yüzde 31) ikinci şıkkı seçmiş: “PKK koşulsuz silah bıraksın”. Bu “Kürt sorunu nasıl çözülür?” sorununa DEM Partililerin ilk sırada (yüzde 92) verdiği PKK faaliyetinin sona ermesi” yanıtında da görülüyor.
Ortak nokta, yöntemden bağımsız olarak PKK’nın silahlı mücadeleye son vermesi olarak ortaya çıkmış.
İstanbul Ekonomi Araştırma bulguları TBMM’deki tartışmalar dışında “arka sokaklarda neler olduğuna” dair bir fikir veriyor.
Raporu incelemek için tıklayınız.
Yorum Yazın