Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynaklarından Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde teğmenlerin kılıçlı yeminiyle ilgili olarak bazı teğmenlerin Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmesiyle açıklama yapıldı.
Kılıçlı yemin sonrası Disiplin’e sevk edilen teğmenlerin avukatları, MSB’ye cevap açıklaması yaptı: “Yönerge, resmi törenden sonra kılıç çatma geleneklerini ne surette göstereceklerine ilişkin bir düzenleme içermemektedir. Törenden sonra ne yapacaklarına dair bir emir de verilmemiştir. Tartışmalara konu olan subaylık andı 16 Ağustos 2024 tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki resmi törende Milli Savunma Bakanı’nın huzurunda okunan bir metindir.”
MSB’den açıklama: “Karar verilmediğini belirtmekte yarar var”
MSB kaynaklarından yapılan açıklama şöyle: “Konu ile ilgili başlatılan inceleme ve akabindeki YDK sevk süreci devam etmektedir. YDK’ya sevk edilmenin karar anlamına gelmediğini, sürecin devam ettiğini ve henüz bir karar verilmediğini ayrıca belirtmekte yarar var. Özetle, Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni öncesi bazı öğrenciler, yönergede yapılan değişiklikle kaldırılan metni okumak istediklerini amirlerine defalarca iletmiş, bunun mümkün olmadığı ise kendilerine defaatle tebliğ edilmiştir. Törenin sona ermesinin ardından dönem birincisi tarafından teğmenlerin törenin icra edildiği sahada toplanmaları anons edilmiş, ailelerin alandan dışarı çıkmaları istenmiş, basın mensupları tören alanına davet edilmiştir.
“Önceden organize edildi”
Kılıç çatma esnasında emirlerin hilafında kaldırılan metnin okunacağından sadece eylemi organize eden teğmenlerin bilgisinin olduğu, teğmenlerin büyük çoğunluğunun sadece kılıç çatılacağı düşüncesi ile toplandıkları, misafir askeri personelin de olay yerine gelmelerinin bu düşünceyi teyit ettiği, yapılan eylemin mezun olmanın sevinciyle anlık gelişen bir durum olmadığı, önceden planlanarak organize edildiği, bazı öğrencilerin ısrarlı taleplerine rağmen bahse konu disiplinsizliğe karşı amirlerin tören öncesinde gerekli tedbirleri almadıkları ve eylem esnasında müdahalede bulunmadıkları tespit edilmiştir. Eylemi organize eden teğmenler ile kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan diğer personelin 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu kapsamında YDK’ya sevklerine yönelik işlem başlatılmıştır.
“Soruşturmanın metnin içeriğiyle ilgisi yok”
İsnat edilen suç, kılıç çatmak veya ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Yemin metnini okuyan onlarca teğmenden sadece eylemi organize edenlerin YDK’ya sevklerine yönelik sürecin başlatılması bunun en büyük göstergesidir.
Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Söz konusu eylem, amirlerin izni olmadan, grup halinde organize edilmiş, basın davet edilerek eylemin bilinmesi istenmiş ve emir-komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır. Bu, askeri hiyerarşi için kabul edilemez bir durumdur. Bunun görmezden gelinmesi mümkün değildir.
“Disiplinsizliğin ‘ama’sı olmaz”
Disiplinsizliğin ‘ama’sı, ‘lakin’i, ‘fakat’ı olmaz, olamaz, olmamalıdır. Olaya karışanların genç olmaları, daha önce disiplin cezası almamış olmaları, başarılı olmaları, okunan metnin daha önce yürürlükte olması gibi gerekçeler disiplinsizlik gerçeğini değiştirmez. Aklıselim insanların bunun bir disiplinsizlik olayı olduğunu anlamalarından memnuniyet duyuyoruz. Bu veya benzeri disiplinsizlikler emsal teşkil edebilir ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birlik ve beraberliğine zarar vererek gruplaşmaları tetikleyebilir. Sıralı amirlerin emirlerine rağmen yapılan bu tür eylemler hiyerarşiye saygısızlığın yayılmasına ve astların üstlere karşı saygı ve güveninin azalmasına, itaatsizliğin normalleşmesine neden olur.
“Atatürk disiplinli bir orduya, hiyerarşik düzene ve kurallara saygıya önem veren bir liderdi”
Ebedi Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Disiplin olmazsa ordular sevk edilemez.’ TSK’nın milli, manevi ve mesleki değerleri bir bütündür. Ortak değerimiz olan Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı yaratacak tavır ve davranışlar kabul edilemez. Atatürk’ün adını anmak veya onun değerlerini savunuyoruz görüntüsü altında izinsiz hareketlere bir mazeret yaratılmamalıdır. Atatürk disiplinli bir orduya, hiyerarşik düzene ve kurallara saygıya önem veren bir liderdi. Onu savunmanın yolu bu değerlere saygı göstermekten geçer.
“TSK kamuoyunda yıpratılmaya çalışılmaktadır”
Yapılan bu disiplinsizlik ile TSK’ya mesnetsiz iftiralar atılmasına, kamuoyunda 3 aydır TSK’nın tartışılmasına ve yıpratılmasına zemin hazırlanmıştır. Sonuç olarak askerliğin temeli disiplindir. Disiplin de binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerlerimizden oluşan kurallardır. TSK mensubu tüm personel bu kuralları bilir ve uygulamakla yükümlüdür. TSK’da müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır.
Üstün disiplin anlayışı ile temayüz eden ordumuzun; tüm tehdit ve tehlikelere karşı ülkemizin ve asil milletimizin savunma ve güvenliğini sağlamak için aralıksız çalıştığı, İstiklal Harbimizden bu yana en yoğun, en kapsamlı ve en etkili faaliyetlerini icra ettiği, terörle mücadelede, hudut güvenliğinde, yurt içi ve dışında icra edilen faaliyetlerde kazanılan istikrarlı başarı ve kalıcı etkinliğin çıtasını gün geçtikte daha üst noktalara taşıdığı bir dönemde yıpratılmaması konusunda herkesin daha duyarlı ve dikkatli olması; olayı bağlamından koparma çabaları ve dezenformasyona itibar edilmemesi önem taşımaktadır.”
Teğmenlerin avukatlarından cevap açıklaması: “MSB, Yüksek Disiplin Kurulu toplantısı öncesi görüş açıklıyor”
MSB’den yapılan açıklamanın ardından ihracı istenen teğmenler Ebru Eroğlu, Serhat Gündar, Batuhan Gazi Kılıç, Talip İzzet Akarsu ve Deniz Demirtaş’ın avukatları da ortak cevap açıklaması yaptı.
Avukatların yaptığı açıklama şöyle: “21.11.2024 tarihinde bazı medya kanallarında Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarına atfen yapılan ve müvekkillerimizi disiplinsizlikle suçlayan haberler görülmüş, açıklamaların dayandırıldığı kaynağa nazaran bunlara cevap verme zorunluluğu doğmuştur.
Milli Savunma Bakanlığı’nın, Yüksek Disiplin Kurulu toplantısından önce görüşlerini üstü örtülü bir şekilde kamuoyuna açıklaması; askerlik hiyerarşisi dikkate alındığında Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin daha sonra vereceği kararlar hakkında bir şüphe oluşmasına yol açmaktadır. Bu bakımdan bahse konu açıklamalar yöntem ve zamanlama itibariyle kabul edilemez. Kaldı ki; açıklamalarda belirtilen hususlar içerikleri itibarıyla da yanıltıcıdır. Şöyle ki;
“Resmi törenden sonra ne yapacaklarına dair bir emir verilmedi”
Her şeyden önce, müvekkillerimizin resmi törende subaylık andını okumak yönündeki teklifleri komuta kademesine arz edilmiş, kabul görmemesi üzerine resmi törende mevzuatta yer alan askerlik yemini yapılmıştır. Müvekkillerimize verilen emir, resmi törende yapılacak yemine ilişkin olup tabiatıyla emrin gereği yerine getirilmiş, tören ilgili yönergeye uygun olarak icra edilmiştir.
İlgili yönerge, resmi törenden sonra mezun olan subayların kılıç çatma geleneklerini ve sevinçlerini ne surette göstereceklerine ilişkin bir düzenleme içermemektedir. Müvekkillerimize törenden sonra ne yapacaklarına dair ayrıca bir emir de verilmemiştir.
“16 Ağustos’ta MSB’nin huzurunda okunan metin”
Tören subayının ‘tören bitmiştir’ şeklindeki anonsuyla resmi törenin bitmesi ve protokolün tören alanından ayrılmasından sonra tören komutanı, mezun olan teğmenlere ‘alana girebilirsiniz’ demek suretiyle önceki yıllarda da olduğu gibi teğmenlere alanda toplanmaları için izin vermiştir. Bu suretle teğmenler, geleneksel olarak törenin yapıldığı sahanın ortasında toplanmışlar, kılıç çatmışlar ve subaylık andını okumuşlardır.
Esasen okunan subaylık andı, bir gece önce öğrencilerin kendi aralarında yaptıkları kutlama sırasında taburun subay ve komutanlarının huzurunda okunan metnin aynısıdır. Bu itibarla müvekkillerimizin herhangi bir emre uymaması söz konusu değildir. Kaldı ki; tartışmalara konu olan subaylık andı 2022 yılına kadar resmi törenlerde de okunan, hatta 16 Ağustos 2024 tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda gerçekleştirilen resmi törende Milli Savunma Bakanı’nın huzurunda okunan bir metindir.
“Basın mensuplarına davet olmadı”
İkinci olarak basın mensuplarının teğmenler tarafından tören alanına davet edildiği ileri sürülmektedir. Müvekkillerimizin basın mensuplarını davet etmesi asla söz konusu olmamıştır. Aksine müvekkillerimiz alanda mezun olan subaylar dışında kimsenin olmaması için gerekli çabayı göstermişlerdir. Okul birincisi subayın resmi tören bittikten sonra sahanın boşaltılması için yaptığı anons bunun açık delilidir. Nitekim, müvekkillerimizin idari soruşturma kapsamında savunmasının istendiği savunma isteme emrinde de ‘basının davet edilmesi’ suçlaması yer almamakta olup MSB’nin örtülü açıklaması resmi soruşturma kapsamıyla da uyumsuzdur.
“Basını müvekkillerimizin bulunduğu yere gönderenler kötü niyetli”
Esasen basını müvekkillerimizin bulunduğu yere gönderen kişilerin, yıllardır süregelen bir geleneği sanki ilk defa yapılıyormuş gibi göstermek suretiyle tartışmaya açmaya çalışan kötü niyetli kimseler olduklarında bir kuşku bulunmamaktadır.
On yıllardır devam eden bir geleneğin sürdürülmesi nedeniyle milletimizin göz bebeği teğmenlerimizin siyasi tartışmalara konu edilmemesi, onların mesleki geleceklerinin karartılmaması en büyük temennimizdir.”
Ne olmuştu?
Kara Harp Okulu’nun geçtiğimiz ağustos ayında yapılan mezuniyet töreninde bir grup teğmen kılıçlarını çatarak yemin etmiş ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek slogan atmıştı. Kara Harp Okulu’nda dönem birincisi olan Teğmen Ebru Eroğlu dahil 5 teğmen ihraç talebiyle disipline sevk edilmişti. Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, teğmenlerin ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk edilmesiyle ilgili "Mesele kılıç çatmak değil, sadece disiplinsizliktir" çerçevesinde bilgi vermişti.
Yorum Yazın