Artan siyasi baskı altındaki Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol 50 yıldan uzun süredir ilk kez demokratik ülkede sıkıyönetim ilan etti. Birkaç saat sonra da, parlamentonun bu hamleyi bloke etmesinden sonra sıkıyönetimi kaldıracağını açıkladı.
Ulusal televizyondaki sıkıyönetim ilanında güvenlikten ve Kuzey Kore tehdidinden bahsedilse de, kısa süre sonra Yoon'un sıkıyönetimi bir dizi siyasi engellemeye karşılık olarak ilan ettiği netleşti.
Gözlemciler, cumhurbaşkanının kendisine karşı siyasi saldırıları savuşturmak için sıkıyönetim ilan etme noktasına geldiğini söylüyor. Ancak sıkıyönetim birden parlamento dışında gösterileri beraberinde getirdi ve milletvekilleri saatler içinde kararın yasadışı olduğunu söyleyerek karşı oylama yaptı.
Neler yaşandı?
Cumhurbaşkanı Yoon, konuşmasında muhalefetin saldırılarına atıfta bulunarak, "kaos yaratan devlet karşıtı güçleri ezmek için" sıkıyönetim ilan ettiğini söyledi. Kararla, Güney Kore Ordusu'na geçici yetki verildi ve parlamentoya polisler ve askerler yerleştirilliken, meclis binasının çatısına helikopterlerin indiği görüldü. Ordu ayrıca, parlamento önündeki tüm toplantıların ve siyasi kurumların yasaklandığını söyleyen bir açıklama yayımladı. Medya da ordunun kontrolü altına girecekti.
Ancak Güney Kore muhalefeti Yoon'un sıkıyönetim ilanını derhal yasadışı ve anayasaya aykırı ilan etti. Yoon'un kendi partisi muhafazakâr Halkın İktidarı Partisi'nin lideri de sıkıyönetimi "yanlış hamle" diye tanımladı. Bu arada, muhalif lider Lee Jae-myung partisi Demokratik Parti'nin milletvekillerine parlamentoda toplanıp, karara karşı oylama yapma çağrısında bulundu.
Sıkıyönetim kararının önemi neydi?
Güney Kore'de son olarak 1979'da, uzun süre ülkeyi yöneten askeri diktatör Park Chung-hee'nin bir darbe sırasında suikasta uğradığında sıkıyönetim ilan edilmişti. Ülkenin 1987'de parlamenter demokrasi olmasından sonra hiç sıkıyönetim kararı alınmamıştı. Ancak Salı günü Yoon tetiği çekti ve ulusa seslenişinde Güney Kore'yi "devlet karşıtı güçlerden" korumaya çalıştığını söyledi.
Seleflerine kıyasla Kuzey Kore'ye karşı gözle görülür derecede daha sert bir tutum takınan Yoon, siyasi muhalefeti Kuzey Kore sempatizanları diye tanımladı, ancak herhangi bir kanıt sunmadı. Sıkı yönetimlerde orduya daha geniş yetkiler tanınıyor ve sıklıkla vatandaşların medeni hakları, hukukun üstünlüğünün getirdiği standartlar ve korumalar askıya alınıyor.
Muhalefeti ne harekete geçirdi?
Yoon, Mayıs 2022'de göreve seçilmişti, ancak muhalefetin Nisan ayındaki genel seçimlerde ezici bir zafer kazanmasından sonra gücünü büyük ölçüde kaybeti. Hükümeti o zamandan bu yana istediği yasaları geçiremez oldu ve sadece muhalefetin geçirdiği yasa tasarılarını veto eder hale geldi.
Adı bazı yolsuzluk skandallarına karışan Yoon'un halk desteği de azaldı. Yolsuzluk skandallarından birinde First Lady'nin Dior marka bir çantayı hediye olarak kabul etmesi, bir diğerinde de borsa manipülasyonu söz konusuydu.
Şimdi ne olacak?
Güney Kore yasalarına göre parlamentonun çoğunluğu sıkıyönetimin kaldırılması yönünde oy kullanırsa, hükümet buna uymak zorunda. Aynı yasa sıkıyönetimin milletvekillerini tutuklamasını da yasaklıyor. Nitekim, Yoon parlamentodaki oylamadan birkaç saat sonra sıkıyönetim kararını geri çekti.
Şu anda ne olacağı net değil. Parlamentonun önünde toplanan eylemcilerin bazıları "Yoon Suk Yeol tutuklansın" sloganları da attı. Ancak Yoon'un aceleyle aldığı karar, kendisini dikta döneminden sonra modern bir demokrasiye dönüşmüş bir ülke olarak gören Güney Kore'yi şok etti.
Sıkıyönetim, on yıllardır demokratik topluma karşı en büyük meydan okuma olarak görülüyor. Parlamento Başkanı da "Demokrasiyi halkla birlikte koruyacağız" dedi.
Yorum Yazın