17 Nisan, 2024, Çarşamba 12:17
17 Nisan 2023’te mahkeme kararıyla Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki görevine geri dönen Doç. Dr. Nilgün Erdem’e, aradan geçen bir yıla rağmen hala oda tahsis edilmedi.Öğrencileriyle görüşmelerini Dekanlığın karşısında bulunan dinleme alanında gerçekleştiren Erdem, bu uygulamanın üniversitelerin muhalif hocalara yönelik uyguladığı yıldırma ve baskı politikasının farklı bir tezahürü olduğunu belirtti.BirGün Gazetesi'nin haberine göre, göreve dönmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen oda meselesi bir türlü çözüme kavuşturulmayan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Nilgün Erdem, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı’nın tam karşısında bulunan dinlenme alanını öğrencileriyle görüşme noktası olarak kullanıyor.Anayasa Mahkemesi 2019 yılındaki kararıyla, ‘Barış İçin Akademisyenler’ bildirisini ifade özgürlüğü ve akademik özgürlük çerçevesinde değerlendirmişti. Doç. Dr. Nilgün Erdem, bu karara rağmen işine iade edilmemiş ve pek çok meslektaşı gibi OHAL Komisyonu kararına karşı açtığı davayı 2023 yılının Mart ayında kazanmıştı.Mahkeme kararına göre Erdem’in derhal göreve başlatılması ve tüm kayıplarının telafisi sağlanması gerekirken, Ankara Üniversitesi, yaklaşık yedi yıl önce işten çıkardığı Doç. Dr. Nilgün Erdem’in mahkeme kararını uygulamayı geciktirmek için bir aylık yasal sürenin geçmesini beklemiş, diğer iade kararları için de sergilenen bu tavır, "sıradan bir uygulama" halini almıştı. 17 Nisan 2023 tarihinde göreve başlayabilen Erdem, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı’ndan aynı gün kendisine oda ve çalışma materyallerinin sağlanmasını yazılı olarak talep etmişti.
Haksızlığa uğrayan arkadaşının odasını kabul etmedi
Erdem bir süre sonra, geçtiğimiz yıl fakülte ile ilişiği kesilen Eğitim Sen Ankara 5 Nolu Üniversiteler Şubesi eski başkanlarından Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın odasının kendisine verileceğini öğrenmiş ve arkadaşı, meslektaşı Doç. Dr. Meltem Kayıran’ın yaşadığı hukuksuzluklara vurgu yaparak, hukuk süreci devam ederken ve o güne dek henüz odası boşaltılmamışken, odanın kendisine verilmek üzere boşaltılmasının kabul edilemez olduğunu ve başka bir odanın verilmesi gerektiğini bölüm başkanlığı aracılığıyla fakülte dekanlığına iletmişti.Erdem’in hukuksuz bir şekilde işine son verilen arkadaşının odasının kendisine tahsis edilmesini kabul etmeyeceğini ilan etmesi ve sonrasında dilekçe ile kadrosu, kıdemi ve sağlık koşullarına uygun başka bir oda talep etmesi üzerine dekanlıktan tuhaf bir yanıt geldi. "Tüm öğretim üyelerinin daha iyi çalışma koşullarına sahip olması için çalışmalarımız sürmektedir" ifadesinin kullanıldığı yanıtta, Nilgün Erdem’e yine aynı odanın tahsis edildiği bildirildi.
Mücadele süreci bitmedi
Doç. Dr. Nilgün Erdem, bunun üzerine fakülte dekanlığının tam karşısında bulunan dinlenme alanını öğrencileriyle görüşme noktası olarak kullanmaya başladı. Bir süredir öğrencileriyle görüşmelerini burada yapan Erdem, aynı barış bildirisini imzalamış ve işlerinden çıkarılmış meslektaşlarının büyük bir kısmının henüz üniversitelerine iade edilmediğini, üniversitelerin genellikle yürütmeyi durdurma talepleri ile birlikte yaptıkları itirazlar ile bu hukuksuzluğa hala katkı yaptıklarını ifade etti. Kimi mahkemelerin hala olumsuz kararlar vermeyi sürdürdüğünü kaydeden Erdem, bu nedenle tüm barış bildirisi imzacısı meslektaşları iade edilinceye dek kendi iadelerinin de eksik kaldığını ve sürecin bitmediğini vurguladı.Akademisyen Erdem, başta kendi bölümünde, fakültesinde, üniversitesindeki arkadaşları olmak üzere tüm barış akademisyenleri iade olmadıkça kendi iadesine de sevinemediğini ve tüm arkadaşları dönünceye dek mücadele edeceklerini belirtti. Meslektaşlarının maruz kaldığı bu ağır, hukuksuz sürecin yanında kendi sorunundan bahsetmekten şimdiye dek imtina ettiğini ifade eden Erdem, iade sonrası yaşadığı süreci, üniversitelerdeki hukuksuz, keyfi uygulamaların giderek ağırlaştığını bir kez daha kamuoyuna hatırlatmak için bir vesile olarak gördüğünü belirtti.Bu süreçte Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı’nın, asgari akademik nezaket kurallarını dahi hiçe saydığını, bu uygulamanın üniversitelerin muhalif hocalara yönelik uyguladığı yıldırma ve baskının farklı bir tezahürü olduğunu vurgulayan Erdem, oda meselesi çözülünceye dek öğrencileri ile görüşmelerini dekanlığın karşısında bulunan dinlenme alanında sürdürmeye kararlı olduğunu ifade etti.
Yorum Yazın