Unutmayın, acı sizi değiştirebilir. Ama bu değişimin sizi yok etmesine gerek yok. Esneklik, acıya direnmek değil, onunla dans edebilmektir. Hayat dans pistiniz, siz de bu pistte ne kadar kıvrak olduğunuzu fark edin. Ve ne olursa olsun, hep hatırlayın: Her düşüş, yeni bir kalkışın habercisidir.
Hayat, bizi bazen beklemediğimiz yerlerden vurur. En sağlam sanılan yapılar çöker, en güçlü bağlar kopar, en büyük hayaller suya düşer. Ama ilginç bir şey olur: İnsan tekrar ayağa kalkar. Hem de nasıl kalkar! İşte buna esneklik, psikolojinin deyimiyle “rezilyans” diyoruz. Esneklik, bir yetenek değil; yaşadıklarımızla şekillenen bir direnç kası. Ve bu kas, sadece kırılmalarımızdan beslenir.
Harvard Tıp Fakültesi’nden Dr. George Vaillant, rezilyansı “acıya rağmen gelişme ve hayata bağlanma yeteneği” olarak tanımlıyor. Bu tanım, kırılgan olduğumuzu kabul etmekle başlar. Kırılganlık, utanılacak bir şey değildir. Aksine, esnekliğin temelidir. Çoğu zaman yıkılmanın verdiği o dipsiz çaresizlik, bizi en derin benliğimizle tanıştırır. Çünkü güçlü görünmeye çalışmaktan vazgeçtiğimizde, içimizde saklı olan gerçek gücü keşfetmeye başlarız.
Edebi bir bakışla, esneklik, yaşanan acının kutsallığını fark etmektir. Rainer Maria Rilke, “Acılarımız çekirdeğin içindeki meyve gibi olgunlaşır,” der. Ve gerçekten de öyledir; acılar, bizi şekillendirir, büyütür ve bazen hiç tahmin etmediğimiz bir hale getirir. Esneklik, o çekirdeğin çatlamasını ve sonunda meyveye dönüşmesini kabul etmektir.
Esneklik öğrenilebilir, geliştirilebilir. Yeter ki kendimize şunu sormayı alışkanlık haline getirelim: “Bu deneyimden ne öğrenebilirim?”
ESNEKLİK ÖĞRENİLEBİLİR
Peki, herkes esnek olabilir mi? Cevap, evet. Esneklik öğrenilebilir, geliştirilebilir. Yeter ki kendimize şunu sormayı alışkanlık haline getirelim: “Bu deneyimden ne öğrenebilirim?” Çünkü esneklik, başımıza gelenlerden kaçmak değil; başımıza gelenlerin içinden geçmektir. Zor anlarda bu soruyu soran biri, içinde bulunduğu karanlığın aslında yeni bir günün başlangıcı olduğunu fark eder.
Esneklik bir sonuç değil, bir süreçtir. Tıpkı şiir gibi, anlamı zamanla ortaya çıkar. Bir fırtına sonrası eğilen bir ağacın dalları, rüzgar dinince daha sağlam bir şekilde yükselir. Hayat da böyledir: Esnek olanlar, sadece düştükleri yerden kalkmaz; kalktıkları yerden daha ileriye gider.
Unutmayın, acı sizi değiştirebilir. Ama bu değişimin sizi yok etmesine gerek yok. Esneklik, acıya direnmek değil, onunla dans edebilmektir. Hayat dans pistiniz, siz de bu pistte ne kadar kıvrak olduğunuzu fark edin. Ve ne olursa olsun, hep hatırlayın: Her düşüş, yeni bir kalkışın habercisidir.
Yorum Yazın