02 Temmuz, 2024, Salı 18:06
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bayrağımıza uzanan mülevvez elleri kırmasını bildiğimiz gibi ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz" dedi.Kabine, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplandı. 2 saat 40 dakika süren toplantının ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:"Aldığımız bütün tedbirlere rağmen çiftçimizin, üretimimizin memnuniyetsizliği veya şikayeti olabilir. Bunları cumhurbaşkanı olarak şahsen takip ediyorum. Çiftçi kardeşlerimizin sıkıntılarının giderilmesi için bakanlarımıza gerekli talimatı veriyorum. Çiftçimizin mağdur edilmesine müsaade etmeyiz. Kimse kusura bakmasın, sicili bozuk olanların eli öpülesi çiftçilerimizi istismar ederek buradan siyasi rant devşirmesine izin vermeyiz."
Suriye ve Gazze'deki gelişmeler
Soğuk savaş döneminde bloklar arası rekabetin yoğunlaştığı bölgelerden biri Türkiye'nin merkezinde olduğu coğrafyaydı. 13. yılını tamamlayan Suriye krizi en fazla bizim bölgemizi etkiledi. Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz yansımalarına maruz kalan bölgelerin başında yine biz yer alıyoruz. 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma varan katliamlar yine bizlerin yüreğini yakıyor.Batılı güçlerin askeri, diplomatik, siyasi desteğini arkasına alan İsrail'in gözünü komşularına diktiğini görüyoruz. Lübnan'a yönelik saldırıların ve tehdit dilinin artması bölgemizin geleceği adına bizi ciddi manada endişelendirmektedir. Batı dünyası destek verdikçe, İslam dünyası da sessiz kaldıkça Netanyahu denilen caninin tüm bölgemizi ateşe sürükleme pahasına işgal politikasına devam edeceği anlaşılıyor. Türkiye olarak ilk günden beri Gazze krizinin sadece Gazze ile sınırlı kalmayacağını, İsrail zulmünün çok vahim sonuçları olabileceğini sık sık dile getirdik.
Karşımızda gözü dönmüş bir katil var
"Şu uyarıyı yapmak durumundayım; karşımızda devlet adamı vasfının asgari şartlarını dahi karşılamayan, gözü dönmüş, aklını, vicdanını kaybetmiş bir katil vardır. Bu zalim siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşlarının güvenliğini dahi hiçe saymaktadır. Netanyahu yönetimi altındaki İsrail saldırganlığı durdurulmadıkça Türkiye dahil bölgemizdeki hiçbir devlet kendini emniyette hissedemez.Komşumuz Suriye'de 13 yıldan fazla süredir devam eden ve 1 milyon insanın hayatına mal olan ihtilafa siyasi çözüm bulmak için çok uğraştık. Asana süreciyle rejim ve muhalefetin aynı zeminde buluşmasını sağladık. bunun dışında farklı kanallarla daha fazla kan dökülmesinin, çatışma yaşanmasının önüne geçmeye çalıştık. Sahada bazı konularda müspet neticeler de aldık. Bizim kimsenin toprağında ve egemenliğinde gözümüz yoktur. Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve milli birliğinin korunması Türkiye'nin de önceliğidir."
Ortak paydayı büyütme derdindeyiz
Erdoğan açıklamalarını şöyle sürdürdü:"DEAŞ ile birlikte güney sınırlarımız boyunca PKK'ya kurdurulmak istenen terör devletine en ağır darbeyi sınır ötesi harekatlarla Türkiye indirmiştir. Biz demokratik, güçlü bir Suriye görmek istiyoruz. Suriye'nin evlerini terk etmek zorunda kalmış milyonlar için güvenli bir yer haline gelmesini herkesten çok biz arzu ediyoruz. Böyle bir iklime ne kadar kısa sürede kavuşulursa o kadar iyi olacaktır. Biz ortak paydayı büyütme derdindeyiz. İç siyaset gibi dış politikada da sıkılı yumrukların açılmasında büyük fayda olduğuna inanıyoruz. Bunun için kiminle görüşülmesi gerekiyorsa geçmişte olduğu gibi yine görüşmekten imtina etmeyiz. Türkiye dostlarını yarı yolda bırakan bir devlet değildir ve olmayacaktır.Biz sokaklar üzerinden kotarılan kaos planlarına bağışıklık kazanmış bir ülkeyiz. Geçmişte etki ajanları ve provokatörler eliyle ülkemize hangi bedeller ödendiğini gayet ne hatırlıyoruz. Kayseri'de son derece iğrenç, rezil bir taciz vakası üzerinden aynı kaos planı tezgahlandı. Bu oyunun ikinci perdesi ise Suriye'nin kuzeyinde bulunan Türk çıkarlarına ve varlığına yönelik sahnelendi. Bölücü terör örgütü artıkları ve işbirlikçileri eliyle kotarılan bu oyunu kimin yazdığını, bunlara kimin figüranlık yaptığını çok çok iyi biliyoruz. Ne biz ne milletimiz ne Suriyeli kardeşlerimiz bu sinsi tuzağa düşmeyeceğiz."
Bayrağımıza ve mazlumlara uzanan elleri kırmasını biliriz
Erdoğan, Suriye'de yaşananlar ve sığınmacılarla ilgili de şöyle konuştu:"Bayrağımıza uzanan mülevvez elleri kırmasını bildiğimiz gibi ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz. Kimse kendini polisin, hakimin, devletin, yerine koyamaz. Kayseri'deki olaylar sonrasında ortalığı yakıp yıkan, polisimize saldıran, iş yerlerine ve evlere zarar veren 474 provokatör gözaltına alındı. Dün de Suriye milli ordusu güçleri ve güvenlik kuvvetlerimiz Suriye'nin kuzeyindeki kışkırtmalara gerekli müdahalelerde bulundu. Suriye geçici hükümeti ise şanlı bayrağımıza yönelik saldırıları lanetlediğini en sert biçimde kamuoyuna ilan etmiştir. Fitne teşebbüsleri bir kez daha boşa çıkmıştır. İstihbarat birimlerimiz sınırın öte tarafındaki ortaklarıyla birlikte titiz bir çalışma yürütmektedir. Hangi kirli ellerin bu işlerin arkasında olduğunu mutlaka ortaya çıkaracağız. Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyeti teröristan kurma planlarının önündeki en büyük bariyerdir. Çok iyi biliyoruz ki böl, parçala, yönet anlayışıyla coğrafyamızı lime lime eden emperyalistler bunlar rahatsızdır. Onları rahatsız etmeyi sürdüreceğiz.Tekrar söylüyorum, bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Biz yalnızca bölücü niyetlere karşı vatanımızı koruyoruz ve koruyacağız. Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşlerini bugüne kadar hep teşvik ettik. Suriye'nin kuzeyinde bölücü terörden arındırdığımız yerleşim yerlerine 670 bin kişi geri döndü. Projeler tamamlandığında buna 1 milyon kişi daha eklenecek. Suriye'de huzur ortamı yükseldikçe geri dönüşler de artacak."
Erken seçim diye bir kavram yok
Son dönemde seçmen iradesini yok sayma aymazlığının tekrar nuksettiğini görmekteyiz. Geçen hafta gündeme taşınmak istenen erken seçim tartışmalarına bu zaviyeden bakılması gerektiği kanaatindeyiz. Bizce bu tartışmalar muhalefet bünyesinde giderek kızışan iç savaşın dışa yansımasından ibarettir. Yeni hükümet sisteminde erken seçim diye bir kavram da yoktur. Bunun yerine cumhurbaşkanı ve Meclis'in seçimlerin yenilenmesi kararı vardır. Muhalefetin diğer birçok alan gibi burada da Türkiye'yi geriden takip ettiği anlaşılıyor. Hiçbir temeli olmayan, sahte gündemlerle muhalefet kendi içindeki 'bilek güreşini' perdelemeye çalışmaktadır. Hükümet olarak bu tartışmaların ne tarafı ne de muhatabıyız. Biz sadece işimize odaklanıyoruz.Önümüzde, parlamento ve cumhurbaşkanlığında 4 yıllık, yerel yönetimlerde 5 yıllık seçimsiz dönem var. Herkes planını, programını buna göre yapmalı.
Yorum Yazın