Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu, sağlık harcamaları ve 2025 yılı bütçesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Ankara Tabip Odası (ATO) sağlığa ayrılan bütçeye ilişkin yaptığı açıklamada, “Dünya Sağlık Örgütü tarafından da belirtildiği üzere sağlığa ayrılan kaynak, merkezi idari bütçe içerisinde en az yüzde 10’a çıkarılmalıdır. Sağlıkta finansman modeli genel vergilerle oluşan genel bütçe sistemi olmalıdır. Holdingleşmiş özel sağlık sektörüne tanınan her türlü kolaylaştırıcılık ve imtiyaz sistemi sona erdirilmelidir. 'Sağlıkta Dönüşüm Programına' son verilmeli, kamu yararı ilkesi doğrultusunda hizmet sunumu ile finansman tek elde toplanmalıdır" ifadesini kullandı.
Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu, sağlık harcamaları ve 2025 yılı bütçesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.
"Türkiye sağlığa ayırdığı pay bakımından OECD’ye üye ülkeler arasında son sırada"
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2023 yılına ilişkin sağlık harcamaları istatistikleri, sağlıktaki eşitsiz ve 'hormonlu büyümeyi' gözler önüne seriyor. 2023 yılında cari sağlık harcaması yüzde 104 artarak 1 trilyon 134 milyar 894 milyon liraya yükseldi. Genel devlet sağlık harcaması yüzde 108,1 artarak 964 milyar 355 milyon lira, özel sektör sağlık harcaması ise yüzde 95,3’lük artış ile 279 milyar 883 milyon lira oldu."
Türkiye’nin sağlığa ayırdığı pay bakımından OECD’ye üye ülkeler arasında son sırada yer aldığına dikkat çekilen açıklamada, "OECD'nin 'Bir Bakışta Sağlık 2023' raporuna göre üye ülkelerin toplam sağlık harcamasının GSYH’ya oranı 9.2 iken, Türkiye sondan üçüncü sırada" denildi.
"Cepten sağlık harcaması, 2023 yılında yüzde 97.2 artarak 220 milyar 914 milyon liraya ulaşmıştır"
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı 'bütçe görüşlerinde' paylaştığımız üzere, halk sağlığını gözeten akılcı ve bilimsel bir sistem için önceliğin birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine verilmesi gerekirken, yıllardır en fazla kaynak 2. ve 3. basamağa ayrılıyor.
2023 yılında yurttaşların 'sağlık hizmetlerini satın almak için başvurduğu' kurumlar içinde ilk sırada (yüzde 52.5 ile) hastaneler yer aldı. 2025 yılı bütçesinde de benzer anlayışın izleri görülebilir. Tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrılan kaynak yüzde 72’yi bulurken, bunun sadece yüzde 28’i birinci basamak korucu sağlık hizmetlerine ayrıldı. Özel sağlık sektörünü hormonlu şekilde büyütmeyi hedefleyen sağlık modeli daha çok hastalanmaya, daha çok kurumlara başvurmaya, hizmetlerden yararlanmak için daha fazla cepten ödeme yapmaya odaklıdır.
Hane halkları tarafından tedavi, ilaç gibi çeşitli amaçlarla yapılan cepten sağlık harcaması, 2022 yılında 112 milyar 18 milyon lira iken, 2023 yılında yüzde 97.2 artarak 220 milyar 914 milyon liraya ulaşmıştır. Kişi başına sağlık harcaması 2022 yılında 7 bin 141 lira iken, 2023 yılında yüzde 104,2 artarak 14 bin 582 liraya yükseldi.
"Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 66 bin 976 lira"
Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 66 bin 976 lira, bekâr bir çalışanın yaşama maliyetinin aylık 26 bin 712,30 liraya yükseldiği, buna karşılık asgari ücretin sefalet indekslerinin çok altında kaldığı ülkemizde bir çalışan neredeyse bir yılda bir maaşını sağlık hizmetlerine ayırmaktadır."
"Sağlığa ayrılan kaynak, merkezi idari bütçe içerisinde en az yüzde 10’a çıkarılmalıdır"
Açıklamada, Ankara Tabip Odası’nın çözüm önerileri ise şöyle sıralandı: "Dünya Sağlık Örgütü tarafından da belirtildiği üzere sağlığa ayrılan kaynak, merkezi idari bütçe içerisinde en az yüzde 10’a çıkarılmalıdır. Sağlıkta finansman modeli genel vergilerle oluşan genel bütçe sistemi olmalıdır. Holdingleşmiş özel sağlık sektörüne tanınan her türlü kolaylaştırıcılık ve imtiyaz sistemi sona erdirilmelidir. 'Sağlıkta Dönüşüm Programına' son verilmeli, kamu yararı ilkesi doğrultusunda hizmet sunumu ile finansman tek elde toplanmalıdır. Herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli, ücretsiz sağlık hizmeti temel ilke alınarak, toplumsal eşitsizliği giderecek sosyal güvenlik ve sağlık politikaları oluşturulmalıdır."
Yorum Yazın