Özel, beni bir genç olarak derinden etkileyen bir noktaya parmak bastı: "(...) Gidecekler, denen gençler; bir seçim daha beklemeye karar vermişlerdir." Elbette, seçim sonuçlarını belirleyen tek aktör gençler değil. Özellikle emekliler ve ekonomi üzerinden yapılan okumalar son derece isabetli. Yine de, gençler nezdinde yaşanan bu irade yansımasına dikkat çekmek istiyorum. Gençler, en azından bir sonraki seçime kadar nasıl bir Türkiye istediklerini aşağı yukarı sandıkta ifade etti. Türkiye tarihi bir seçimi geride bıraktı. 2023 seçimlerinden bu yana oluşan atmosferi değerlendirdiğimde, geçtiğimiz 31 Mart Yerel Seçimleri’ne dair en az beklediğim senaryolardan biri gerçekleşti. Ancak Türkiye siyasetinde en şaşırtıcı olana, en beklenmeyene her zaman hazırlıklı olmamız gerekir. Bir sosyal medya kullanıcısının işaret ettiği gibi; geçtiğimiz seçimler en çok "Türkiye uzmanı" gibi bir kavramın isabetli olmadığını kanıtlamıştır. Hepimiz, ömür boyu ancak "Türkiye öğrencileriyiz". Bu nedenle, seçime dair analitik bazı çıkarımlar yapmak yerine, olabildiğince duygusal bir noktadan meseleyi ele almak istiyorum. Evet, geçtiğimiz yerel seçimlere dair bir genç olarak umutsuzdum. Seçimlerden yalnızca birkaç gün önce, Yeni Arayış’a, gençlerin siyasal katılımının düşüklüğüne dair yazmıştım. Ancak umutsuzluğum, Türkiye’ye dair değil, mevcut siyasî mekanizmaların, özellikle de muhalif siyasî aktörlerin gençlerin çıkarlarını ön plana koymalık eksikliğine yönelikti. Tekrar hatırlayalım, 2023 Genel Seçimleri’nin gençler nezdinde özellikle sosyal medyada yaygınlaşan sloganı "hayat bitti" olmuştu.
Ancak geçen haftaki yazıda, seçime saatler kala, aslında bu sloganın doğru olmadığını, hayatın da 2023 seçimlerinden sonra bitmediğini ifade etmeye çalıştım. Benim için, 31 Mart günü sandığa gitmemin en önemli motivasyonu da buydu. Gençliğin umudu, kendine her zaman bir çıkış yolu yaratır.
Yorum Yazın