Yapay zekâ; ekonomilerimizi, işgücü piyasalarını, toplumları ve siyaseti köklü bir şekilde değiştirme potansiyeline sahip. Fakat, yapay zekânın getireceği söylenen ekonomik patlama beklentilerine rağmen, tarih bize teknolojik ilerlemelerin genellikle yaşam standartlarını hemen yükseltmediğini ve çoğu zaman büyük bir karmaşa yarattığını gösteriyor.
(Yazar: Diane Coyle | Çeviri: Mert Söyler | Yazının orijinaline bu linkten ulaşabilirsiniz.)
Küresel ekonomik büyüme yavaşlarken, birçok kişi teknolojik yeniliklerin bu duruma çare olabileceğini düşünüyor. Örneğin, Uluslararası Para Fonu'nun son Dünya Ekonomik Görünüm Raporu, yapay zekânın verimliliği ve GSYİH'yi artırma potansiyeline vurgu yapıyor. Fakat rapor, yapay zekânın etkisinin ne kadar büyük olacağı konusunda belirsizlikler bulunduğundan, bu tahminlere dikkatle yaklaşılması gerektiği uyarısında da bulunuyor. Yapay zekâ gerçekten de bize daha refah dolu bir gelecek sunabilir, ancak bu büyük ölçüde bu teknolojilerin nasıl geliştiğine bağlı.
Dünya şu anda iki büyük teknolojik devrimin ortasında: net sıfır, yani sera gazı emisyonlarını nötrleyen ekonomiye geçiş ve yapay zekâ benzeri diğer dijital teknolojilerin hızla yükselmesi. Bu devrimler, ekonomilerimizi yeniden şekillendirmeye, çalışma biçimimizi, ürettiğimiz ve tükettiğimiz mal ve hizmetleri, finansal piyasaların yapısını ve dinamiklerini değiştirmeye hazırlanıyor.
YENİ KÜRESEL ATILIMIN ANAHTARI YAPAY ZEKÂ MI?
Teknolojiye dair mevcut iyimserlik dalgası ve yeni teknolojilerin işgücü piyasalarına etkisi konusundaki kaygılar, yapay zekânın ekonomistler tarafından "genel amaçlı teknoloji" olarak kabul edilmesinden kaynaklanıyor. Bu tür yenilikler, belirli bir sektörde sınırlı kalmak yerine, tüm ekonomiyi etkiler.
Genel amaçlı teknolojiler iki ana gruba ayrılabilir: buhar makinesi ve elektrik gibi enerji üretiminde devrim yaratanlar ile matbaa ve telefon gibi iletişimi dönüştürenler. Bu tür yeniliklerin tam potansiyelini ortaya çıkarması genellikle yıllar, hatta on yıllar alabilir, ancak verimliliği artırarak hızlı ekonomik büyümeye yol açabilirler.
Dünya şu anda iki büyük teknolojik devrimin ortasında: net sıfır, yani sera gazı emisyonlarını nötrleyen ekonomiye geçiş ve yapay zekâ benzeri diğer dijital teknolojilerin hızla yükselmesi. Bu devrimler, ekonomilerimizi yeniden şekillendirmeye, çalışma biçimimizi, ürettiğimiz ve tükettiğimiz mal ve hizmetleri, finansal piyasaların yapısını ve dinamiklerini değiştirmeye hazırlanıyor. Ancak esas soru şu: Bu köklü değişimler, daha hızlı ekonomik büyümeye yol açacak mı?
18. ve 19. yüzyıllarda buhar gücü ve demiryollarının GSYİH'ye katkısını tam olarak ölçmek ilginç bir şekilde zor olsa da, bu döneme Sanayi Devrimi denmesinin bir sebebi var. Charles Dickens ve Émile Zola gibi yazarların ölümsüzleştirdiği bu gelişmeler insanların hem iş hayatını hem de günlük yaşamlarını kökten değiştirdi.
SANAYİ DEVRİMİ'NDEN ÇIKARILABİLECEK DERSLER
Tarih, bu dönüşümlerin nasıl gerçekleşebileceğine dair önemli dersler sunar. Bunlardan biri, teknolojik ilerlemelerin başlangıçta yüzeysel ve küçük adımlarla ilerler gibi görünebileceği, ancak uzun vadede geniş kapsamlı ve derin etkiler yaratabileceğidir. Örneğin, 18. ve 19. yüzyıllarda buhar gücü ve demiryollarının GSYİH'ye katkısını tam olarak ölçmek ilginç bir şekilde zor olsa da, bu döneme Sanayi Devrimi denmesinin bir sebebi var. Charles Dickens ve Émile Zola gibi yazarların ölümsüzleştirdiği bu gelişmeler insanların hem iş hayatını hem de günlük yaşamlarını kökten değiştirdi.
Ayrıca, teknolojik ilerlemeler her zaman yaşam standartlarında anında iyileşme sağlamaz ve büyük çaplı bir kargaşa yaratabilir. Johannes Gutenberg'in 15. yüzyılda hareketli matbaa makinesini icat etmesi buna iyi bir örnek teşkil eder. Bu icat, İncil'in yerel dillere çevrilmesini sağlayarak ve sıradan insanların erişimine sunarak, büyük sosyal ve kültürel değişimlerin önünü açtı.
Bu değişiklikler, dini metinler üzerindeki manastır kontrolünün zayıflamasına ve Protestanlığın yükselişine neden oldu, bu da şiddetli din savaşlarına yol açtı. Max Weber, Protestan iş ahlakının kapitalizmin temelinde yattığını savunmuştu. Bu teori zaman içerisinde tartışmalı bir hale gelse de matbaanın ve ucuz kitapların yaygınlaşmasının okuryazarlık oranlarını artırdığı ve Aydınlanma'nın temelini attığı su götürmez bir gerçektir.
Yapay zekâ devriminin yol açacağı toplumsal ve siyasal çalkantılar, yapay zekânın getirdiği doğrudan ekonomik etkileri gölgede bırakabilir. Ekonomistler yapay zekânın işgücü piyasasına olası etkilerini incelerken, siyaset bilimciler büyük dil modellerinin ürettiği dezenformasyon ve deepfake'lerin yarattığı istikrarsızlıkları ele alıyor.
EKONOMİK BÜYÜME, TOPLUMSAL VE SİYASAL ÇALKANTILARLA BİRLİKTE GELECEK
Matbaa ayrıca Sanayi Devrimi'ni tetikleyen kilit unsurlardan biri oldu, benzersiz bir deneycilik dalgası başlattı ve bilimsel merak duygusunu güçlendirdi. Akademi kökenli ekonomistlerin, matbaa ile ekonomik büyüme arasında doğrudan bir bağlantı kurması zor olabilir, ancak bu icat olmasaydı bildiğimiz dünya var olmayacaktı. Bu da yapay zekânın ekonomik etkilerine dair beklentilerimizi, en azından kısa vadede, sınırlı tutmamız gerektiğini gösteriyor. Yapay zekâ sektörü hızla büyüse de kısa ve orta vadede GSYİH'yi önemli ölçüde artırmasını beklemek için pek fazla sebep yok.
Ayrıca, yapay zekâ devriminin yol açacağı toplumsal ve siyasal çalkantılar, yapay zekânın getirdiği doğrudan ekonomik etkileri gölgede bırakabilir. Ekonomistler yapay zekânın işgücü piyasasına olası etkilerini incelerken, siyaset bilimciler büyük dil modellerinin ürettiği dezenformasyon ve deepfake'lerin yarattığı istikrarsızlıkları ele alıyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri, normları ve kurumları ilk bakışta belli olmayan ama önemli şekillerde etkileyebilir.
Örneğin, demiryolu ağının gelişimi, insanların ve malların taşınmasını kolaylaştırarak ekonomik olarak güçlü ve yoğun nüfuslu şehirlerin hızla büyümesini sağladı. Benzer şekilde, televizyonun ortaya çıkışı, tüketici beklentilerini yeniden şekillendirdi ve kadınların iş gücündeki rolüne dair yerleşik normları sarstı.
Bu tür değişimlerin öngörülemez olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ancak bu, yaratmak istediğimiz toplumu dikkatlice düşünmemiz ve teknolojiyi bu amaca uygun şekilde nasıl kullanabileceğimizi sorgulamamız gerektiği anlamına geliyor. Elektrik ve kanalizasyon sistemleri gibi genel amaçlı teknolojiler, siyasi ve toplumsal tartışmalarla şekillenir. Yapay zekânın gelişimini durdurmak veya yavaşlatmak mümkün olmasa da liderler ve politika yapıcılar bu güçlü teknolojilerin ekonomik büyümeye katkı sağlasın ya da sağlamasın, insanlığın yararına kullanılmasını sağlamalılar.
Yorum Yazın