Muhalefet, bireysel hırsları bir kenara bırakıp ortak bir stratejiyle ilerlerse, iktidarın en büyük silahı olan böl ve yönet stretejisini etkisiz hale getirir. Bu yüzden mesaj net: Ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Eğer bir kişi yalnız bırakılırsa, sırayla herkes kaybeder.
Siyaset dediğimiz şey, bir satranç oyununa benzer. Eğer hamleleri doğru okursanız zafer sizin olur; yanlış okursanız piyon bile olamazsınız. Türkiye siyasetinde son dönemde dengeler değişti ve yeni bir güç dengesi ortaya çıktı: Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın oluşturduğu sinerji. CHP’nin yerel seçimlerdeki başarısı, tam da bu formülün doğru uygulanmasıyla geldi. Ancak iktidar, bu denklemi çok iyi okudu ve şimdi hedefi, bu dengeyi bozmak.
Muhalefetin en büyük zaafı ise genellikle iç çekişmeler ve hizip savaşlarıyla zaman kaybetmesi oldu. İktidar da bu durumu ustaca kullanarak, rakiplerinin arasına sürekli nifak tohumları ekti. Bugün de aynı oyun sahneleniyor. İktidar, CHP’nin yeni stratejisini görüyor ve bu hattı parçalamak için elinden geleni yapıyor. Peki, muhalefet, iktidarın kendisini nasıl okuduğunu doğru okuyabiliyor mu?
Önce birini hedef alıp, zayıflatmak, ardından diğerine yönelmek ve en sonunda kalan tek kişiyi saf dışı bırakmak... Peki ya muhalefet bu oyuna gelmezse ne olur? Ya bu saldırılara karşı tek yürek olur, birbirinin arkasında dimdik durursa bizi ne bekler? İşte o zaman dengeler değişir elbette.
SIRAYLA “YEMEK” BİR STRATEJİDİR
İktidarın stratejisi gayet açık: Muhalefetin bu üç önemli figüründen birine yüklenip, diğerlerini pasifize etmek. Önce birini hedef alıp, zayıflatmak, ardından diğerine yönelmek ve en sonunda kalan tek kişiyi saf dışı bırakmak... Peki ya muhalefet bu oyuna gelmezse ne olur? Ya bu saldırılara karşı tek yürek olur, birbirinin arkasında dimdik durursa bizi ne bekler? İşte o zaman dengeler değişir elbette.
Tabii bu noktada muhalif seçmenin bilinci büyük önem taşıyor. Sosyal medya polemikleri, parti içi hesaplaşmalar ve “benim adayım daha iyi” tartışmaları yerine, büyük resme odaklanmak çok daha hayati bir konu. Çünkü unutulmamalı ki bu, sadece bir kişinin ya da grubun meselesi değil, bir sistem bir gelecek mücadelesi.
Türkiye siyasi tarihinde, güçlü muhalefet figürlerinin birbirine düştüğü her dönemde kazanan hep iktidarlar oldu. Hatırlayın, aynı senaryoları defalarca yaşadık. Şimdi ise farklı bir hikâye yazma şansımız var. Muhalefet, bireysel hırsları bir kenara bırakıp ortak bir stratejiyle ilerlerse, iktidarın en büyük silahı olan böl ve yönet stretejisini etkisiz hale getirir.
Bu yüzden mesaj net: Ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Eğer bir kişi yalnız bırakılırsa, sırayla herkes kaybeder. Ancak bu üçlü ve etrafındaki muhalif kitle omuz omuza durursa, iktidarın oyun planı çöker. Mesele, saldırıya uğrayanı değil, saldırının amacını görmekte yatıyor.
Muhalefet için karar zamanıdır.
Muhalefet, iktidarın satranç tahtasında bir piyon olmaya devam mı edecek, yoksa kendi oyununun kurallarını mı yazacak? Bu sorunun cevabı, geleceğimizi belirleyecek. Çünkü gerçek zafer, ancak birlikte mücadele edildiğinde kazanılır.

Yorum Yazın