Türkiye politik iktisat tarihine dair söylenecek pek çok sözün arasında Üzeyir Avunduk’un gözünü iktidar hırsı bürümüş Menderes’e söylediği sözleri her daim hatırlamak gerek. İş Bankasıyla uğraşma şerefi ilk olarak Menderes'in Vatan Cephesine sonra da 12 Eylül faşizmine nasip olmuştu. Meraklısına hatırlatalım.
Adnan Menderes'in İstanbul İl Başkanı Üzeyir Avunduk’u İş Bankası Genel Müdürü yaptığını yeni kuşaklar bilmez.
Türkiye'de tarih, aslında lineer değil spiraldir. Din, diyanet ve milliyet kavramları ile kurulan hegemonik siyasetin ilk örneği tabii ki Ak Parti değildi. Umarız ki son örneği olur.
Adnan Menderes kurduğu Vatan Cephesi ile soğuk savaşın da sağladığı avantajı kullanarak Türkiye'de rakibine siyasi hayatı dar etmişti. İş Bankası o zaman da CHP mirası olarak tartışmanın orta yerinde kalmıştı. CHP’nin İş Bankası hisselerine devlet adına el koyuldu ve bugünden farklı sermaye yapısı ile bu durum İş Bankası Genel Müdürü’nü de atama imkanı sağladı. Bugün sözde solcu milliyetçi Atatürkçü görülen özde ise iktidara hizmet eden kesimin yolunu yapıp dillendirdiği gibi iktidar CHP hisselerine çökse bile bu hisseler azınlık.
Dolayısıyla CHP’nin azınlık hisselerini almak bankayı yönetmeye yetmiyor.
O günlerde durum farklıdır. Esasen 12 Eylül’de de benzer bir süreç olmuş ve CHP kapatılınca hisseler Hazineye geçmiştir. Lakin o tarihte artık CHP payı bankada çoğunluğu temsil etmediği için yönetime atama Hazine kanalı ile yapılamamıştır.
Özetle İş Bankası’yla uğraşma şerefi ilk olarak Menderes'in Vatan Cephesi’ne sonra da 12 Eylül faşizmine nasip olmuştu. Meraklısına hatırlatalım.
Tekrar Vatan Cephesi günlerine dönersek İş Bankası’na el koyan Menderes, bankaya genel müdür olarak Demokrat Parti’nin İstanbul İl Başkanını atar. İl Başkanı artık bankaya o zamanki deyimle umum müdür olmuştur.
İş Bankası’na kayyum olarak atanan Üzeyir Bey’den beklenen tabii ki Demokrat Partililerin işlerinin kolaylaşmasıdır. Ama evdeki hesap çarşıya uymaz. İş Bankası Genel Müdürlüğü görevine atanan Demokrat Parti kökenli müdür hiç de beklendiği gibi çıkmaz.
Demokrat Parti ile bağlantılı iş adamları işlerinde bekledikleri kolaylığı bulmaz. Homurtular alır yürür. Adnan Menderes'e ulaşır. İş Bankası Genel Müdürü’ne gerekli talimatın verilmesi gerekir.
Bankada çalıştığım sürede dinlediğim hikaye şu şekilde devam eder;
Menderes: Üzeyir bey nasılsınız, işleriniz nasıl gitmektedir?
Üzeyir Avunduk: Gayet iyi. İşlerimiz gayet iyi gitmektedir.
Menderes: Arkadaşlarımız aynı kanaatte değil. Onlar istediklerini almakta güçlük çekiyorlar
Üzeyir Avunduk: Sayın Başvekilim. Ben artık sizin il başkanınız değilim. İş Bankası Umum Müdürüyüm. Bu nedenle işlerin iyi gitmesi benim için bu manaya gelir.
İş Bankası kendi çalışanlarının liyakatı üzerinde varlığını Demokrat Parti’nin İl Başkanlığı’ndan gelen Üzeyir Avunduk’un bile verdiği katkı ve ilhamla sürdürmekte olan bir gelenektir.
Üzeyir Avunduk, bugün partizanlaşan iktidarın ve gücün arkasında dizilen pek çok siyaset tellalına verdiği bu etik dersi ile İş Bankası umum müdürünün ve İş Bankası çalışma anlayışının anlamını Menderes’e aktarır.
Ekonominin merkezi bir anlayışa tabi olması ve özellikle Kamu Bankaları ile yaratılan bu düzen iktidarın hayatını kolaylaştırdı. Bugünlerin yılmaz muhalifi Babacan, Bankacılık alanındaki kamu gücünü pekiştirerek bugünlere uzanan sistemin temelini attı, betonunu döktü, demirini bağladı.
Sahte Makro İhtiyati tedbirler para ve maliye politikası alanında yapılması gerekenleri bloke etti. Faize gerek yok biz kredileri sınırlarız diyen Erdem Başçı vb Merkez Bankacıları ülke ekonomisini İrrasyonel Nas sistemine hazırladılar.
Türkiye ekonomisinin 2002’den itibaren gösterdiği dönüşüm ve gelişmenin AKP gibi asli ajandası ideolojik sağcılık olan bir partiye tesadüf etmesi Türkiye’nin yaşadığı en büyük talihsizliktir.
İş Bankası dünyanın sayılı kurumsal şirketlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. İş Bankasının CHP ile olan ilişkisi siyasetle ekonomi arasındaki sınırların ne olması konusunda bir ders niteliğini taşır.
Ak Parti sağlanan makro ekonomik kazanımları tıpkı oğlunu kurban eden İbrahim peygamber misali iktidarda kalmak için tüketti. Babacan ve Şimşekli ilk dönemde elde edilen rezervler aynı dönemde kasaya konmak yerine şarjöre takıldı ve Babacan ve Şimşeksiz dönemde rakipleri sindirmek için tüketildi. Şimşekli dönemde hızlı çekimde yaşanan toparlanmanın meyveleri ise daha dalında olgunlaşmadan pazara sürüldü ve tarumar edildi.
Türkiye politik iktisat tarihine dair söylenecek pek çok sözün arasında Üzeyir Avunduk’un gözünü iktidar hırsı bürümüş Menderes’e söylediği sözleri her daim hatırlamak gerek.
Çalışma hayatımın tamamını yani 31 yılı geçirdiğim İş Bankası dünyada türünün tek örneği olan yani sahibi ne bir patron, ne bir aile, ne birçok uluslu şirket ne de devlet olan tek kurumdur.
İş Bankası kendi çalışanlarının liyakatı üzerinde varlığını Demokrat Parti’nin il başkanlığından gelen Üzeyir Avunduk’un bile verdiği katkı ve ilhamla sürdürmekte olan bir gelenektir.
CHP Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasının mümessili olarak Banka yönetim kurulunda ücretleri mahdut 3 üyesinin sembolik varlığından ibaret olarak yer alır.
İş Bankası dünyanın sayılı kurumsal şirketlerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir. İş Bankası’nın CHP ile olan ilişkisi siyasetle ekonomi arasındaki sınırların ne olması konusunda bir ders niteliğini taşır.
101 yılda Türkiye’nin en büyük bankası olmuş bir kurum hakkında ağzını açan herkesin önce bu dersi öğrenmiş olması gerekir. Dersini çalışmamış obezlere hatırlatmakta fayda var.

Yorum Yazın