Muhalefetin özellikle CHP’nin ülkedeki olumsuzlukları; hangi yöntemlerle düzelteceğine ilişkin geniş kitleleri heyecanlandıracak projelerini, kamuoyu ile paylaşmaya öncelik vereceğine ilişkin belirtiler henüz ortada yok.
İzlenen yöntemlerle düzelme olasılığı azalan ekonomideki dar boğaz, iktidarı Kürt politikasına ilişkin yıllarca savunduğu çizginin, tam tersini izlemeye zorladı. Bölgesel gelişmeler ve dış politikada izlenen rotanın çıkmaza girişi, Cumhur İttifakını her gün yeni bir gündem yaratmaya itiyor.
Muhalefet ise yerel seçim sonuçlarının sağladığı üstünlüğün, yanlış taktiklerle kısa sürede iktidara kaptırıldığı izlenimini veriyor. İyi niyetle başlatılan yumuşama ve uzlaşma girişimleri, kayyumlar ve basit eleştiri yapanların dahi tutuklanmalarına varan, iktidarın sert tutumu karşısında etkisini yitiriyor.
Öte yandan Ortadoğu’da BOP kapsamında yürütülen, siyasal sınırların yeniden belirlenmesi çalışmaları yeni bir aşamaya ulaştı. İsrail’in; Gazze’de yaşayan Filistinlileri, Hamas’ın sivillere saldırması nedeniyle, soykırımı anımsatan yöntemlerle Bölgeden çıkarması, Kamuoyunda bu yönüyle değerlendirilmiyor.
Önümüzdeki günlerde yapılacak bir referandumun ardından, Kerkük’ün Kuzey Irak’taki Kürt Özerk Bölgesine bağlanma olasılığının artması, en azından muhalefetin gündeminde üst sıralarda yer bulamıyor.
Suriye’de Esad yönetiminin beklenenin çok ötesinde direnç göstermesi, süreç içinde Rusya’nın yeniden Bölgeye dönüşünü sağladı. Gelişmeler Sovyet yönetimi döneminde izlenen dış politika çizgisini anımsatıyor. Rusya’nın Ortadoğu’da yeniden oyuna katılması, 1990 yılında Irak’ın Kuveyt’e yönlendirilmiş saldırısı ile başlatılan, Anglo-Sakson projesinde bazı değişikliklere yol açma potansiyeli taşıyor.
Son günlerde iktidarın gündeme getirdiği Öcalan tartışmaları, yaşadığımız sürecin Suriye’de uzun süredir ABD-İngiltere tarafından desteklenen; YPG’nin özerklik ilanı ile sonlanma olasılığını artırıyor.
Güneyimizdeki en uzun sınıra sahip olduğumuz Suriye’de; doğusundaki Irak’ın ardından ikinci Kürt özerk yönetiminin ortaya çıkışının, bölgenin mevcut siyasal sınırlarını hedef alması sürpriz sayılamamalı. Kaldı ki, bu gelişmede Bölge dışında değişen dengelerin de etkili olacağı unutulmamalı. Örneğin ABD seçimlerini yitiren Demokratların, son dakika hamlesiyle tırmandırmak istedikleri, Rusya-Ukrayna savaşının da dikkate alınması gerekiyor. Trump iktidarının Rusya ile ilişkilerinin boyutları, Türkiye’nin Suriye’deki tutumunu -büyük olasılıkla -etkileyecektir.
Ortadoğu’nun siyasal sınırlarında köklü değişikliklere gidileceğini gösteren gelişmeler yaşanırken, iktidar elden geldiğince yukarıda değinilen konuların, gündeme getirilmemesine özen gösteriyor.
CHP yönetimi son gelişmeleri göz önüne alarak, iktidarın arkasından koşarak salt eleştirmek yerine, değişen Bölge ve Dünya koşullarında hızla yeni politikalar üretmek zorunda olduklarını unutmamalı.
CHP YÖNETİMİ YENİ POLİTİKALAR ÜRETMEK ZORUNDA
Muhalefetin özellikle CHP’nin ülkedeki olumsuzlukları; hangi yöntemlerle düzelteceğine ilişkin geniş kitleleri heyecanlandıracak projelerini, kamuoyu ile paylaşmaya öncelik vereceğine ilişkin belirtiler henüz ortada yok.
İktidarın kolaylıkla baskın geleceği, bir takım engelleme yöntemlerinin, siyasal karşılığının olmadığı ortada.
Muhalefet yeni bir siyasal yol haritasını belirleyemezse, Zonguldak’ta madencilerin başlattıklarına benzer eylemlerin yinelenme olasılığı doğabilir.
Kürt Sorununun iktidar ortaklığının son günlerde aldığı inisiyatif ile nitelik değiştirmesi, kentlerde CHP’ye oy veren Kürt seçmenlerin tercihlerinde değişikliklere yol açabilir.
CHP yönetimi son gelişmeleri göz önüne alarak, iktidarın arkasından koşarak salt eleştirmek yerine, değişen Bölge ve Dünya koşullarında hızla yeni politikalar üretmek zorunda olduklarını unutmamalı.
Muhalefetin önceliği; partinin içindeki potansiyel Cumhurbaşkanı adaylarının belirlenmesinden ibaret olmamalı.
Yorum Yazın