Tarım sektöründe yaşanan problemlerin diğer sektörlerde de yaşandığının altı çizilmelidir; Türkiye’de neredeyse üretken reel sektörlerin tamamı stagflasyonun etkisindedir. İnşaat, Turizm, tekstil, mobilya…hangi sektörde maliyet enflasyonu yaşanmamakta, hangi sektörde talep daralması yaşanmamakta, hangi sektörde işsizlik artmamaktadır. Yaşanan problemlerin çözümü, topyekün bir iktisadi programın inşası ile mümkündür.
Tarım ürünlerinin tarlada ucuzken pazarda pahalı olmasının birçok nedeni vardır. Bu nedenler, üretimden tüketiciye kadar olan tedarik zincirindeki maliyetler, pazar yapıları ve makro ekonomik göstergelerindeki bozulmalar. Türkiye özelinde tarım sektörünün yaşadığı problemleri, 3 başlıkla sınırlı olmamak kaydıyla; şöyle açıklanabilir,
Tarlada üreticiye ödenen fiyat ile tüketicinin ödediği fiyat arasındaki fark oldukça büyüktür. Üretici, genellikle aracılar ve pazarlama maliyetleri nedeniyle düşük fiyatlarla satarken, tüketiciler bu maliyetlerin eklenmesiyle yüksek fiyatlar öder.
1. TEDARİK ZİNCİRİ VE ULAŞIM MALİYETLERİ:
Tarım ürünleri tarladan tüketiciye ulaşana kadar birçok aracıdan geçer. Bu süreçteki her bir aracı (toptancılar, nakliyeciler, perakendeciler) kendi karını ekler, bu da ürünün nihai fiyatını artırır. Tarım ürünlerinin taşınması ve depolanması maliyetlidir. Özellikle taze ürünlerde bu maliyetler daha da artar çünkü ürünlerin bozulmadan tüketiciye ulaşması gerekir.
Tarlada üreticiye ödenen fiyat ile tüketicinin ödediği fiyat arasındaki fark oldukça büyüktür. Üretici, genellikle aracılar ve pazarlama maliyetleri nedeniyle düşük fiyatlarla satarken, tüketiciler bu maliyetlerin eklenmesiyle yüksek fiyatlar öder.
Piyasa mekanizmasındaki çeşitli nedenlerle yaşanan başarısızlıklar, tedarik zincirinin uzamasına, depolama ve ulaştırma maliyetlerinin artmasına neden olur. Üretim alanları ile tüketim noktaları arasındaki mesafe arttıkça, ulaşım maliyetleri de artar. Özellikle büyük şehirlerde, uzak bölgelerden gelen ürünlerin taşınma maliyeti ürün fiyatlarına yansır.
Çözüm önerisi; toprak mahsulleri ofisi eliyle tarım ürünlerinin tedarik zinciri kısaltılmalı ve lojistik süreci planlanmalıdır. Çevre ve şehircilik bakanlığı eliyle, her kentin kendine has tarım hinterlandı korunmalıdır, imara açılması engellenmelidir. Böylece, her kent yanı başındaki tarım alanlarıyla beslenmelidir.
Ürünlerin mevsim dışı tedarik edilmesi pahalı olabilir, bu da fiyatların artmasına neden olur. Tarlada üretim fazlası olduğunda, ürünler tarlada ucuzlar. Ancak, bu ürünler pazara geldiğinde arz-talep dengesi nedeniyle fiyatlar artabilir.
2. ARZ VE TALEP DENGESİZLİĞİ:
Tarım ürünleri genellikle mevsimsel olarak üretilir. Ancak talep yıl boyunca sürebilir. Ürünlerin mevsim dışı tedarik edilmesi pahalı olabilir, bu da fiyatların artmasına neden olur. Tarlada üretim fazlası olduğunda, ürünler tarlada ucuzlar. Ancak, bu ürünler pazara geldiğinde arz-talep dengesi nedeniyle fiyatlar artabilir.
Çözüm önerisi; tarım bakanlığı tarafından ve her bölgenin ziraat odalarıyla yürütülecek iş birliği çerçevesinde; hangi üründen ne kadar üretileceği ve üretim için üreticinin ihtiyaç duyduğu her türlü girdi desteği, üreticiye sunulmalıdır. Tarım üreticileri, üretime küstürülmemelidir, aksi takdirde; araziler büyük şirketlere satılır, gıda ürünleri de ilaç sanayide olduğu gibi monopol güçlerin eline geçer ve tüm gıda ürünlerini ithal eder hale geliriz.
Enflasyon yükseldikçe, tüm maliyetler artar ve bu da nihai ürün fiyatlarına yansır. Özelikle ithal girdi kullanılması sonucu, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ithal edilen girdi maliyetlerini artırabilir, bu da üretim maliyetlerini yükselterek fiyatları artırır.
3. ÜRETİMDE DIŞA BAĞIMLILIK VE ÜRETİM MALİYETLERİNİN ARTIŞI:
Ülkedeki genel enflasyon oranı, tarım ürünlerinin fiyatlarını da etkiler. Enflasyon yükseldikçe, tüm maliyetler artar ve bu da nihai ürün fiyatlarına yansır. Özelikle ithal girdi kullanılması sonucu, döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ithal edilen girdi maliyetlerini artırabilir, bu da üretim maliyetlerini yükselterek fiyatları artırır. Bununla birlikte, Türkiye emek gücünü planlayamadığı için her sektörde ara eleman ve düşük kalifiyeli işleri tercih edecek emek gücünü bulmakta zorlanmaktadır. Tarım sektörü de bu nedenle, dijital sistemleri kullanmaktan yoksun olduğu gibi tarım sektöründe çalışacak emek gücü de bulamamaktadır.
Tarlada üretilen ürünlerin toplama ve nakliye masraflarını karşılamadığı için tarlada bırakılması ve çiftçinin zarar etmesi, üreticinin bir sonraki yıl üretim yapmaması anlamına gelmektedir.
Çözüm önerisi; Tarımda enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması için enerji bakanlığı eliyle tarım sektöründe gerekli çalışmalar yapılarak destekler sunulmalıdır. Tarım bakanlığının ilaç, tohum vb girdiler için araştırma ve geliştirme programları düzenlemesi ve üniversitelerin ilgili bölümleriyle iş birliği yapması elzemdir.
Türkiye’de her alanda olduğu gibi üretimin piyasa mekanizmasına bırakılması ve piyasa aktörlerinin tam bilgiye sahip olmaması veya sınırlı imkanlara sahip olmaları nedeniyle dijital tarım sistemlerini geliştirmeleri ve kullanmaları beklenemez. Bu konuda kamu otoritesinin planlama yapması zorunludur.
Sonuç olarak, tarım sektöründe yaşanan problemlerin diğer sektörlerde de yaşandığının altı çizilmelidir; Türkiye’de neredeyse üretken reel sektörlerin tamamı stagflasyonun etkisindedir. İnşaat, Turizm, tekstil, mobilya…hangi sektörde maliyet enflasyonu yaşanmamakta, hangi sektörde talep daralması yaşanmamakta, hangi sektörde işsizlik artmamaktadır. Yaşanan problemlerin çözümü, topyekün bir iktisadi programın inşası ile mümkündür. Bir kesim ekonomik birimden alınacak kaynağın, başka bir yerdeki ekonomik birimlere tahsis edilmesinden sağlayan finansal kararlardan oluşan bir eylem setiyle Türkiye’nin ekonomik problemleri çözülemez. Çünkü, Türkiye’nin en önemli ekonomik problemi kaynakların düşük verimli alanlara tahsis edilmesidir.
Yorum Yazın