Öncelikle belirtmeliyim ki, birisinin iyi diğerinin kötü olduğu şeklinde bir ayrım yapmayacağım. İkisi de değerlidir ve her ikisi de insan için gereklidir. Tatil ile seyahat arasındaki fark, yaşadığımız deneyimlerde yatar. Seyahat etmek bir yaşam biçimidir, tatil ise yaşamda verdiğimiz kısa bir moladır.Geçen hafta, toplumu geliştiren araçlardan biri olarak seyahat kültürünü ele almış ve bu kültürün gençlerimize sunacağı faydalardan bahsetmiştim. Son cümlemde ise tatil kültürü ile seyahat kültürünün aynı kavramlar olmadığını belirtmiştim. Ülke olarak tatil kavramına yakınız ancak seyahat kültüründen hâlâ uzak sayılırız. Bu haftaki yazımı, bu iki benzer ancak farklı kavramı incelemeye ayırdım.Öncelikle belirtmeliyim ki, birisinin iyi diğerinin kötü olduğu şeklinde bir ayrım yapmayacağım. İkisi de değerlidir ve her ikisi de insan için gereklidir.Tatil ile seyahat arasındaki fark, yaşadığımız deneyimlerde yatar. Seyahat etmek bir yaşam biçimidir, tatil ise yaşamda verdiğimiz kısa bir moladır.
Tatili genellikle kısa bir süre işten veya günlük rutinimizden uzaklaşmak amacıyla yaparız. Plaj tatili, kayak tatili veya ünlü bir şehirde hafta sonu tatili gibi çeşitli tatil türleri vardır. Tatilin ana hedefleri dinlenmek ve eğlenmektir.
TATİLİN ANA HEDEFLERİ DİNLENMEK VE EĞLENMEKTİR
Tatili genellikle kısa bir süre işten veya günlük rutinimizden uzaklaşmak amacıyla yaparız.Plaj tatili, kayak tatili veya ünlü bir şehirde hafta sonu tatili gibi çeşitli tatil türleri vardır. Tatil kelimesini, rutin yaşantımızın dışına çıkarak kafa dinlediğimiz, dinlendiğimiz ve eğlendiğimiz günleri ifade etmek için kullanabiliriz. Tatilin ana hedefleri dinlenmek ve eğlenmektir. Her çalışan insan yorulur, her yorulan insan ise tatil yapma ihtiyacı hisseder. Bu insanoğlunun en doğal ve temel hakkıdır. Toplum mutluluğu için tatil yapmak önemli bir aktivitedir ancak önceki yazımda belirttiğim, toplumsal gelişime katkı sağlayacak faydaların ortaya çıkması için tatil kültürü tek başına yeterli ve etkili değildir. Tatilde insanlar genellikle turist rolündedirler. Bir otelde konaklayıp, en bilinen turistik yerleri gezip, alışveriş yapıp, hatıra fotoğrafları çekmekle yetinirler. Ancak seyahat kültürü bu çerçevenin dışına çıkar. Fark da burada başlar. Örneğin, bir otelin bahçesine gitmekle, Antalya’ya gitmek arasında dağlar kadar fark vardır.Seyahat etmek, dinlenmekten daha fazlasını ifade eder. Bu bağlamda seyahat etmek, bazen rutinimizin dışına çıkmak olabileceği gibi rutinimizin ta kendisi de olabilir. Seyahat etmek, yeni kültürleri keşfetmeyi, farklı lezzetler tatmayı, tarihi yerleri ziyaret etmeyi, yerel halkla etkileşimde bulunmayı, kısacası seyahat ettiğimiz toprakların hikayesini bilmeyi gerektirir.
SEYAHAT ETMEK, DİNLENMEKTEN FAZLASINI İFADE EDER
Seyahat etmek, dinlenmekten daha fazlasını ifade eder. Bu bağlamda seyahat etmek, bazen rutinimizin dışına çıkmak olabileceği gibi rutinimizin ta kendisi de olabilir. Seyahat etmek, yeni kültürleri keşfetmeyi, farklı lezzetler tatmayı, tarihi yerleri ziyaret etmeyi, yerel halkla etkileşimde bulunmayı, kısacası seyahat ettiğimiz toprakların hikayesini bilmeyi gerektirir.Seyahat etmek; tanımayı, sormayı, bilmeyi, öğrenmeyi ve etkileşime geçmeyi içerir. Seyahatin bir parçası kumsalda güneşlenmek olabilir, ama tamamı sadece kumsalda güneşlenerek geçen bir seyahat olmaz. Bu yüzden seyahat etme kültürüne sahip kişilere gezgin veya seyyah deriz. Gezginler, yerel yaşamı deneyimler, keşfederler, gezerken sorarlar, sorgularlar ve öğrenirler. Deyim yerindeyse, gezginler için seyahat etmek yolda olmaktır. Yolda olmak ise önemli bir hayat okuludur. Bu okulda elde edilecek yeni deneyimler ise hayat boyu istifade edilecek başucu kitapları ve öğretmenlerdir. Seyahatte amaç en iyi okulu ve öğretmeni aramaktır. Gezginler bu amaçla gezerken bazen kaybolurlar, bazen çok yorulurlar, hatta bazen aradıklarını hiç bulamadan geri dönerler ama aramaktan asla vazgeçmezler. Bu bağlamda, bulmak için aramak şarttır ancak aramak için bulma mecburiyeti yoktur. Çünkü gezgin için ulaşılacak ana hedef yolda olmaktır. Yalnızca yolculuk keyfi için bile yola çıkılabilir. Tam da bu yüzden bir gezginin seyahatlerinden mutsuz dönme olasılığı çok azdır. Farkındalığı yüksek, beklentisi düşüktür. Bu yüzden yolda onu bekleyen sürprizler, aksaklıklar, hatta minik kazalar bile gezgini seyahat tutkusundan vazgeçiremez.Gezginler için konfor alanı gibi kısıtlamalar yoktur. Bu yüzden rotalarını özgürce ve özgünce belirlerler. Herkesin gittiği yerlere göre kendilerini kısıtlamazlar. En ücra yerlere, en bilinmeyen ülkelere bile büyük bir merakla ve zevkle giderler. Bu noktada merak öğrenmeyi tetikleyen önemli bir güçtür. Bu yüzden seyahat kültürüne sahip gençler seyahat edilen yerdeki kültürü özümsemeye ve yerel yaşama daha derinlemesine katılmaya isteklidirler. Bu katılımla beraber gezen insanın gezdiği yerlere ve tanıştığı yerel insanlara karşı saygısı ve duyarlılığı artar.Seyahat etmek kişisel gelişim için bir fırsattır. Çünkü yol öğretir. Bu tür kişisel gelişimin en önemli özelliği; gezginin başka şeylerden önce kendisini bulma ve keşfetme şansına erişmesidir. Yunus’tan esinlenerek şöyle diyebiliriz: "Seyahat kendini bilmektir, sen kendini bilmezsen, bu nice gezmektir".
Yorum Yazın