Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’ten 27 Eylül tarihinden bu yana haber alınamıyor. Sahilde cep telefonu ve kulaklığı bulunan Kabaiş’i arama çalışmaları Van Gölü’nü de kapsayacak şekilde devam ediyor.
Kabaiş'in bulunması için ekipler, termal kameralı insansız hava aracı da kullanıyor.
BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici’ye konuşan Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz, savcılıkla yaptıkları görüşmeye dayanarak, olayla ilgili henüz somut bir sonuca ulaşılamadığını söylüyor.
Genç öğrencinin babası Nizamettin Kabaiş ise görgü tanığı ya da herhangi bir bilgisi olanlara bunları paylaşma çağrısı yapıyor.
Ne zaman ve nasıl kayboldu?
Üniversitenin çocuk gelişimi bölümü birinci sınıf öğrencisi olan 21 yaşındaki Kabaiş, eğitimi için yaşadığı Diyarbakır’dan Van'a gitmişti. Üniversitenin kampüsünde bulunan Seyyid Fehim Arvasi Kız Öğrenci Yurdu'na yerleşmişti. Yurt, Van Gölü sahiline çok yakın bir noktada yer alıyor. Yakınlarda ise yine sahile de açılan Bardakçı Köyü bulunuyor.
Kabaiş, 27 Eylül Cuma gününün akşamı göl kenarına gitti ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, kızlarının sahile gitmeden önce anneleriyle telefonda konuştuğunu söylüyor. Kızlarının yürürken kamera kayıtlarına girdiğini ancak bir noktadan sonra kamera açısının görmediği bir noktaya yürüdüğünü söylüyor baba Kabaiş.
Nizamettin Kabaiş, arkadaşlarının Rojin’den haber alamamaları üzerine sabah saatlerinde sahile gittiklerini, burada onun cep telefonu ile kulaklığını bulduklarını ve sonra da yetkililere haber verdiklerini aktarıyor. Olayın karakola, bir gün sonra yani 28 Eylül Cumartesi günü öğle saatlerine doğru aksettirildiğini söylüyor.
Baba Kabaiş, kızının gece yurda dönmediğini hatırlatıyor ve "Bunun fark edilip bildirilmesi gerekirdi" diye tepki gösteriyor.
Van Barosu Başkanı Özaraz ise yurdun kapanma saatinde öğrencinin orada olmaması üzerine yurt görevlilerinin bunu bildirmesi gerektiğini, ortada bir hata olduğunu, bu durumun aramaların da geç başlamasına neden olduğunu söylüyor.
Arama çalışmaları nasıl yürütülüyor?
Olayın yetkililere intikal etmesi üzerine 28 Eylül Cumartesi günü arama çalışmaları başladı. Çalışmalar kapsamında su altında da arama faaliyetleri yürütülüyor. Sahil Güvenlik Van Gölü Grup Komutanlığı ile Van Emniyet Müdürlüğü Gemi Adamları ve Seyir Hizmetleri Büro Amirliği ile Su Altı Grup Amirliği ekipleri, gölde arama yapıyor. Ekipler, su altı görüntüleme cihazları ve botlarla hem gölün derinliklerinde hem de kıyı bölgelerinde arama çalışmalarını sürdürüyor.
Çalışmalara Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ekipleri de katılıyor.
Polis helikopterleri de çalışmalarda yer alıyor. Baba Kabaiş, çalışmaların şu an çok yoğun olduğunu, herkesin elinden geleni yaptığını söylüyor.
Aileye göre şüpheli bir durum var mı?
Baba Nizamettin Kabaiş; olaydan önce kızlarını ilgilendiren herhangi bir düşmanlık veya benzeri bir durum olmadığını veya kızlarında olağan dışı bir durum gözlemlediklerini, kendilerine de bu yönde herhangi bir şey söylemediğini belirtiyor.
Telefonunun bulunduğu nokta içinse “Ama o kör nokta biraz tehlikeli bir nokta. O köşede kamera yok. Telefonu bırakmış ya, ne olmuşsa o noktada olmuş. Kötü insanlar oralara geliyormuş. Orası tenha. Işık da yok” diyor.
Baba Kabaiş şu çağrıda bulunuyor: "Herkesten rica ediyorum. Eğer bir görgü tanıdığı varsa veya birisi herhangi bir yerden haber aldıysa lütfen haber versin. Kızımdan da rica ediyorum, eğer sağ ise, hayattaysa, bizi izliyorsa lütfen haber versin."
Van Barosu olayla ilgili ne diyor?
Dosyayı başından beri takip ettiklerini belirten Van Barosu Başkanı Sinan Özaraz da öğrencinin kaybolduğu yere dikkat çekiyor: "Üniversite içinde kamera kayıtları var fakat sahil kısmına indiği nokta kör nokta. Bütün handikapı o nokta yaratıyor. O sahildeki kör nokta, herhangi bir kamera açısında da görünmüyor ve yan tarafı köylük olduğu için bir kamera kaydı yok. Yan taraftaki köy alanı biraz köhne, karanlık. Köye giriş çıkışlar da kontrollü değil."
Özaraz, aramaların ilk günlerde olay yeri ve göle yoğunlaştığını belirtip bunun yanlış olduğunu savunuyor: "Köy alanı tarafı ilerleyen günlerde aranmaya başladı. Savcılıkla sıklıkla yaptığımız görüşmelerde bunun bir alanla sınırlı tutulmaması gerektiğini söyledik."
"Bu tür soruşturmalarda aslında zamanla yarışıyorsunuz" diyen Özaraz, arama faaliyetlerinin gelinen aşamada daha etkili yürütülmeye başlandığını ekliyor: "Siz ne kadar erken delillere ulaşırsanız, başlangıcı ne kadar erken yaparsanız delillere ulaşma noktasında da o kadar etkili olursunuz. O noktada işte köyün giriş çıkışlarının, kampüsün giriş çıkışlarının kontrol altında tutulmaması ciddi bir eksiklik. Bana göre hali hazırda bu aşamalar artık biraz daha etkili yürütülmeye başlandı. Arama faaliyetleri her alanda yoğunlaştırılmaya başlandı."
4 Ekim Cuma günü başsavcılıkla konuyla ilgili bir görüşme yaptıklarını belirten Özaraz, güncel durumla ilgili şunları aktarıyor: "Bugün başsavcılıkla yaptığımız görüşmeye göre açıkçası somut bir sonuca götürecek somut bir tespite ulaşılamadığı bir aşamadayız. Tabii telefon incelemesi devam ediyor. Mail kayıtları, arama kayıtları üzerinde çalışmalar yapılıyor. Sonar cihazıyla göl taraması ve eğitimli köpeklerle alanda arama gibi çalışmalar da hali hazırda devam ediyor."
Yorum Yazın