Oikeisois kelimesi Türkçeye “kendini sevme” olarak çevrilebilir. Bu kavram yaşama içgüdüsünün farklı bir ifadesidir. İlk önce yapılması gereken kendi doğamıza uygun olanları yaşamımıza almak sonra muhafaza etmektir. Formül bu kadar basit ama modern insan için çözülmesi zor bir problem.Hepimiz varlığımızı sürdürmek ve korumak istiyoruz. Ölümün soğuk yüzünü değil yaşamın canlı ve hareketli tarafında yer almayı seçiyoruz. Bu yaşama şahit olacak ruh ve bedene sahip olduğumuzu anladığımız andan itibaren, kendilik bilincimiz yaşamamızı sürekli kılmaya yönelik iş başında. Bu duygu hiç eksilmedi. Yarattığımız mit ve efsanelerde yaşama içgüdüsünün ne denli önemli olduğunu anlatılır.Yunan yaratılış mitosunda kaos kendinden Eros’u yaratır. Biz Eros’u okunu kalplere saplayan tombul tanrı olarak bilsek de o evrendeki yaşamın ve yaratılışın oluşumundaki en temel kaynaktır. Eros, içimizdeki yaşama içgüdüsüdür. Aslında insanın birincil hedefi haz değildir, yaşamda kalabilmektir. Freud, yaşama içgüdüsü ya da Eros’u insanları yaşamda kalmaya, büyümeye ve üremeye neden olan temel enerji olarak ele aldı. Yumurtalarını canı pahasına koruyan hayvanları düşünün, türünün devamlılığı için gerekirse ölürler. Hepsi yaşamın sürekliliği içindir. Peki biz yaşam için çırpınırken bunu nasıl sağlıklı ve mutlu bir hala getirebiliriz? Stoacılar bunu Oikeiosis öğretisiyle açıklıyorlar.Oikeisois kelimesi Türkçeye “kendini sevme” olarak çevrilebilir. Bu kavram yaşama içgüdüsünün farklı bir ifadesidir. İlk önce yapılması gereken kendi doğamıza uygun olanları yaşamımıza almak sonra muhafaza etmektir. Formül bu kadar basit ama modern insan için çözülmesi zor bir problem. Kendimize zararlı her şeyi kapı içeri buyur ediyoruz, hatta onun evimizden gitmemesi konusunda ısrarcı davranıyoruz. Faydalı olanlardan uzağız. Her gün bizi daha da öldüren sevmediğimiz işe gidiyoruz. İçimizin almadığı arkadaşlarla sohbet edip tatmin olmuyormuş gibi yapıyoruz, kendi doğamızın ne arzuladığıyla bağlantıyı kesip kendimizle samimi bir şekilde ilgilenmiyoruz. Kendimizi gerçekten sevmiyoruz. Oysa tam da Spinoza’nın anlattığı gibi varlığımızı destekleyeni biz bu hayatta daha neşeli olanı seçebilmektedir marifet.
Oikeiosis kelime anlamı itibariyle, “eve/hâneye ya da kendine ait olan” manasına gelen “ (Yunanca: οἰκείωσις/oikeíōsis)” kelimesinden[1] türediğini ekleyelim. Evinde olan kişi iyi olmanın sadece kendi iyiliğiyle ilgili olmadığını bilir. İyilik diğerlerinin iyiliğini istemesi ve buna yönelik hareketiyle pekişir.
Yorum Yazın