Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar’ın (ÖÇAV) Ankara Barosu Başkan Adayı Tonguç Cankurt, “Bizim öncelikle yargı meselesi ile ilgili savunduğumuz temel şey, bir hukuk devletindeki temel kriterlerin yerine getirilmesine yönelik Ankara Barosu’nun güçlü bir mücadelenin parçası olması gerektiği. Barolar, insan haklarını ve hukuk devletini savunan en güçlü kurumlardan biri olmalı” değerlendirmesinde bulundu.
Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar, Ankara Barosu’nun 5-6 Ekim günlerinde yapılacak 68’inci Olağan Genel Kurulu öncesinde TMMOB Makina Mühendisleri Odası’nda kokteyl-müzik dinletisi düzenledi. Burada konuşan ÖÇAV’ın Ankara Barosu Başkan Adayı Doğukan Tonguç Cankurt, değerlendirmelerde bulundu. “Uzun zamandır AKP iktidarının yargıda yarattığı ciddi bir tahribat var. Bu tahribat savcıların, yargıçların niteliklerinden karar mekanizmasına kadar çok geniş bir yelpazede” diyen Cankurt, şunları söyledi:
“Yargı bağımsızlığı, demokrasi ve insan hakları mücadelesinin bir parçası. Ankara Barosu’nu uzun zamandır yönetenler ise bu konularda söz söylemeye çekinen, bu konuda söz söylediği zaman başına bir şey geleceğini düşünen ya da bu konuları çetrefilli olarak gören bir geleneğin temsilcileri. Bizim öncelikle yargı meselesi ile ilgili savunduğumuz temel şey bir hukuk devletindeki temel kriterlerin yerine getirilmesine yönelik Ankara Barosu’nun güçlü bir mücadelenin parçası olması gerektiği. Baroların insan haklarını ve hukuk devletini savunan en güçlü kurumlardan birisi olması gerekir. Ancak bugün pek çok baronun ve aslında Türkiye Barolar Birliği’nin de bir nebze bunu yerine getirmediğini düşünüyoruz.
"Düşünce ve ifade özgürlüğü üzerinde yargı caydırıcı güç olarak kullanılıyor"
2017’de Avrupa Birliği kapsamında hazırlanan bir raporda Türkiye’ye yönelik ‘İfade özgürlüğüne yönelik yargı tacizi yapılıyor’ değerlendirmesini yapmıştı. Gerçekten de durum böyle. Bugün Türkiye’de yargı, düşünce ve ifade özgürlüğü üzerinde bir caydırıcı güç olarak kullanılıyor. Yargının sistematik şekilde soruşturmadan kovuşturmaya, kovuşturmadan istinaf ve Yargıtay aşamalarına kadar bir bütün halinde yargı sürecinin aslında muhalif düşünceleri engellemeye yönelik bir araç olarak şekillendiğini görüyoruz. O yüzden adalet mekanizması şu anda ifade özgürlüğüne karşı yargı tacizinin bir parçası."
"Hukuk devletinin içini boşalttığınızda geriye güzel binalar kalıyor"
Ankara’da temeli atılan yeni adliye binası hakkında da konuşan Cankurt, “Hukuk devletinin içini boşalttığınızda geriye güzel binalar kalıyor. AKP’nin bugün ‘en büyük adalet saraylarını yaptığı’ ile övünmesi bunun bir sonucu. İstanbul’daki Çağlayan Adliyesi ile de aynı şekilde övünüldü. Ama Çağlayan bugün neye bir çözüm oldu? Bu düzende yeni bir adalet sarayı ülkeye adalet getirmeyecek” dedi.
Yeni yönetim belirlenecek
5-6 Ekim günlerinde Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde yapılacak Olağan Genel Kurul’da çoğunluğun sağlanamaması durumunda, yeni yönetim için 12-13 Ekim günlerinde Atatürk Kapalı Spor ve Sergi Sarayı’nda seçimler yapılacak.
Yaşam düşünceyi belirler, bir şatoda yaşıyorsanız, bir şato sahibi gibi düşünürsünüz. Bizler şatoda yaşamıyoruz. Şato’da yaşayan avukatlar, milyarlarca liralık gelirleri olan şirketlerin borçları silinirken üç beş bin liralık vergi borcu için hesabına haciz konulan avukatları… pic.twitter.com/f5qiSRh3c4
— Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar (@ocav_) September 30, 2024
Yorum Yazın