Merkez Bankası’nın hedeflediği enflasyon oranına göre belirlenen asgari ücret, çalışan kesimin satın alma gücünü kesen bir bıçak gibi. 2025 yılı için enflasyon tahmini önce %21 sonra %24 olarak belirlenmiş olsa da, geçmiş yıllarda tahminlerin gerçekleşen enflasyonla örtüşmediğini biliyoruz. Gerçek enflasyon karşısında eriyen maaşlar, insanların yaşam standartlarını ciddi şekilde düşürüyor.
Ekonomi sahnesinde enflasyonla mücadele için ustalık ve bilgelik isteyen bir stratejiye sahip olmalısınız. Doğru adımlar atılmazsa, piyasa ritmini kaybeder, güven sarsılır, insanlar geçim sıkıntısına mahkûm olur. Ancak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) attığı adımlara baktığımızda, bu dansın pek de uyumlu gitmediğini görüyoruz. 2025 yılı için açıklanan enflasyon raporu, tahminlerdeki dalgalanmalar, faiz politikalarındaki çelişkiler ve asgari ücret belirleme sürecindeki hatalar nedeniyle eleştirilerin hedefi oldu. Peki, bu tablo bize ne anlatıyor?
Dalgalanan Tahminler, Sarsılan Güven
Merkez Bankası’nın 2025 yılı için enflasyon tahmini %24 olarak güncellendi. Ancak geçmiş verilere baktığımızda, tahminlerin sürekli değiştiğini ve revizelerin neredeyse her çeyrekte yapıldığını görüyoruz. İş dünyası için bu, yönünü tayin edemeyen bir gemide yolculuk yapmak gibi. Yatırımcılar ve tüketiciler içinse, harcamalarını planlamaya çalışırken sürekli değişen bir pusula ile karşı karşıya kalmak demek.
Enflasyon tahminlerindeki bu gelgitler, TCMB’nin karar mekanizmasının net ve şeffaf olmadığı yönünde bir algı yaratıyor. Ekonomi, öngörülebilirlik ister. Güven kaybolursa, yatırımcılar geri çekilir, tüketiciler yarın kullandıkları mal ve hizmetlerin daha pahalı olacağı inancıyla harcamalarını öne çeker ve talebi kontrol edemezsiniz... Merkez Bankası, tahminlerini değiştirirken sadece rakamları değil, bu değişimlerin gerekçelerini ve kullanılan veri setlerini de daha açık bir şekilde kamuoyuyla paylaşmalı.
Faiz Politikası: Çelişkili Kararlar ve Kısa Vadeli Çözümler
2024’ün Kasım’ında politika faizi %50 seviyesinde tutulmuşken, daha sonra toplamda 500 baz puanlık bir indirimle %45 seviyesine çekildi. Bu karaların üzerinden çok geçmeden Merkez Bankası yılsonu enflasyon tahminini değiştirdi. Bu açıklama, enflasyonla mücadelede tutarsızlık olarak algılandı. Faiz indirimi, ekonomik aktiviteyi canlandırabilir, ancak enflasyonist baskıları artırarak fiyat istikrarına zarar verebilir.
Kısacası, bir yandan yangını söndürmek için su dökülürken, diğer yandan ateşe odun atılıyor. Enflasyonla mücadelede başarı, sadece sıkı para politikalarıyla değil, bu politikaların uzun vadeli ve kararlı bir şekilde uygulanmasıyla mümkündür. TCMB’nin kısa vadeli çözümler yerine daha istikrarlı bir yol haritası belirlemesi gerekiyor.
Gerçek enflasyon karşısında eriyen maaşlar, insanların yaşam standartlarını ciddi şekilde düşürüyor. Asgari ücret, sadece enflasyon hedefleriyle değil, hanehalkının gerçek maliyetleri dikkate alınarak belirlenmeli. Sadece asgari ücretliler değil, işçi, emekli, esnaf ve köylü de yaşamını sürdürmekte zorlanıyor.
Asgari Ücret ve Gerçekleşmeyen Enflasyon Masalı
Merkez Bankası’nın hedeflediği enflasyon oranına göre belirlenen asgari ücret, çalışan kesimin satın alma gücünü kesen bir bıçak gibi. 2025 yılı için enflasyon tahmini önce %21 sonra % 24 olarak belirlenmiş olsa da, geçmiş yıllarda tahminlerin gerçekleşen enflasyonla örtüşmediğini biliyoruz. Muhtemelen yılsonunda tüketici fiyatlarındaki artış %30’lar civarında gerçekleşecek. 2024 yılı enflasyonu %36 tahmin edilirken %44,38 olarak kaydedildi. Yani asgari ücret belirlenirken hedeflenen enflasyon, çalışanların gerçek enflasyon karşısında kaybını görmezden gelen bir hayal olarak kalıyor.
Özellikle gıda enflasyonu, kira artışları ve temel tüketim harcamaları göz önüne alındığında, ücretlerin hedeflenen enflasyona göre belirlenmesi, emekçileri ekonomik sıkıntıya sürüklüyor. Gerçek enflasyon karşısında eriyen maaşlar, insanların yaşam standartlarını ciddi şekilde düşürüyor. Asgari ücret, sadece enflasyon hedefleriyle değil, hanehalkının gerçek maliyetleri dikkate alınarak belirlenmeli. Sadece asgari ücretliler değil, işçi, emekli, esnaf ve köylü de yaşamını sürdürmekte zorlanıyor.
Ne Yapılmalı?
Enflasyonla mücadelede daha etkili bir yol izlenmesi için şu adımlar atılmalı:
1. Tahminlerde tutarlılık ve şeffaflık sağlanmalı: Merkez Bankası, enflasyon tahminlerini sürekli değiştirmek yerine, veri setlerini açık şekilde paylaşmalı.
2. Faiz politikası daha öngörülebilir hale getirilmeli: Ani değişiklikler yerine, uzun vadeli bir strateji benimsenmeli.
3. Asgari ücret ve ücret artışları gerçekleşen enflasyondan aşağı olmamalı: Çalışanların satın alma gücü korunmalı.
4. Kredi büyümesi enflasyon hedefleriyle uyumlu hale getirilmeli: Erken kredi büyümesi içilen acı ilacın etkilerin yok etmemeli.
5. Döviz kuru ile enflasyonda meydana gelen artış arasında makas çok açılmamalı: Aksi halde cari açık artar, ithalat patlar ve ihracat yavaşlar. Tekrar bir ödemeler dengesi problemi yaşanmamalı.
5. Para ve maliye politikaları uyumlu hale getirilmeli: Para politikası sıkılaşırken maliye politikası para arzını artırmamalı. Kamu harcamalarında israfın önüne geçilmeli ve verimlilik esas alınmalı. Mutlaka ama mutlaka gelir dağılımı ve adil bir vergileme için vergi reformu yapılmalı.
Ekonomi, güven ister. Güven ise öngörülebilirlikle sağlanır. Eğer enflasyonla mücadelede gerçekten başarılı olunmak isteniyorsa, karar mekanizmalarının kısa vadeli dalgalanmalar yerine uzun vadeli bir perspektifle çalışması gerekiyor. Aksi takdirde, enflasyonla dans etmeye çalışırken piyasanın ayağını kaydırmaya devam ederiz.

Yorum Yazın