Düne damga vuran ve herkesi heyecanlandıran gelişme Mehmet Şimşek ile Yalçın Karatepe görüşmesi oldu.
AKP iktidarının yerel seçimlerde aldığı ağır yenilginin sonunda ilk defa karşı taraf ne diyor acaba diye dinlemeye başlaması Türkiye için bir yenilik olarak kayıtlara geçiyor.
CHP açısından halkın, geniş kitlelerin ekonomik sıkıntılarını birinci elden muhatabına iletmek ve bunu yapıyor olmanın özgüveni ile halkla olan bağları güçlendirmek anlamını taşıyor bu ziyaret.Bence hiç gecikmeden vize değil vize randevusu bile alamama konusunda Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan’ın kapısı da çalınmalı. Meşruiyet sınavında/seçimlerde düşük not almış bir iktidarın keyfi kararlarla halkın yaşamını güçleştirme hakkı bulunmuyor.
CHP’nin ülkenin en çok oy alan partisi konumuyla ekonomiden dış politikaya her konuda iktidara akıl verme selahiyeti bulunuyor. Ağır bir seçim yenilgisine dair ciddi bir muhatapla konuşmamış olmanın özgüveni Ömer Çelik’in bildik kibirli retoriğinde dış cephe kaplaması olarak dursa da halkın artık AKP’yi ülkeyi yönetme için çok da vekil olarak algılamadığı yalın bir gerçek.
Toplantının 4 saati aşkın sürmesi ve konuşulan başlıkların bu 4 konu olduğunun altının çizilmesi CHP’nin bu konuları halkın ana ajandası olarak değerlendirdiğini gösteriyor. İlk 3 başlık parasal talepleri içerirken 4. başlık çok daha geniş bir spektrumu işaret ediyor.
KONUŞULANLAR
Konuyu dağıtmadan ve lafı uzatmadan iktisat bilgisi konusunda hiçbir tereddüt duyulmayan Yalçın Karatepe’nin görüşmeye taşıdığı başlıkların üzerinde durabiliriz.
Bu başlıkların üçü özel ( asgari ücret, emekli maaşları ve tarımsal destekler) biri ise daha genel ( vergiden adalet) nitelik taşıyor.
Toplantının 4 saati aşkın sürmesi ve konuşulan başlıkların bu 4 konu olduğunun altının çizilmesi CHP’nin bu konuları halkın ana ajandası olarak değerlendirdiğini gösteriyor. İlk 3 başlık parasal talepleri içerirken 4. başlık çok daha geniş bir spektrumu işaret ediyor. CHP’nin konuları kompakt tutma konusundaki hassasiyetini anlamakla beraber en azından Mehmet Şimşek gibi AKP’nin iktidarını sağlamlaştırmasına bu denli katkı verip işlerin en bozulmaya yüz tuttuğu dönemde oyundan çıkan/çıkarılan ve sonrasında düzeltme için davet edilen bir muhataba bu sürece dair birkaç soru sorulabilirdi kanısındayım.
Toplantı bittikten sonra “biz söyledik ama bildiğini okuyacak” ifadesini duyduğumuza göre bu konuda çok da siyasi nezaket kaygısının güdülmediğini söyleyebilirim. Mehmet Şimşek’in Nebati’den görevi devralırken bizzat kullandığı “rasyonel ekonomiye dönüş” kavramının ne anlama geldiğini bu ilk görüşmenin ilk ve en elzem sorusu olarak kaydetmek gerekirdi.CHP’nin konuları basitleştirmek ve halkın genelinin anlayacağı ve önemseyeceği düzeyde tutma çabası ne kadar anlaşılır olsa da karşısında 22 yıldır ülkenin kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş bir iktidar var. Mehmet Şimşek bu 22 yılın 10 yılında (9+1) görev aldı. Olanları ondan iyi kim bilebilir?
Sayın Bakan’ın hayat hikayesi . Hikaye 2013’e kadar büyük bir başarı hikayesi olarak geliyor . Sayın Bakan yılın Maliye Bakanı olarak seçiliyor ama ondan sonra eski Türk filmlerinin aniden kesilen sekansı gibi birden hikaye SON oluyor.
YARIM KALAN HİKAYE
Mehmet Şimşek’in kendine ait bir websitesi olduğunu bu yazıyı yazarken fark ettim. Kısmen güncel olan sitenin güncel olmayan yeri Sayın Bakan’ın hayat hikayesi. Hikaye 2013’e kadar büyük bir başarı hikayesi olarak geliyor. Sayın Bakan yılın Maliye Bakanı olarak seçiliyor ama ondan sonra eski Türk filmlerinin aniden kesilen sekansı gibi birden hikaye SON oluyor.2013’ten sonra ne oldu? Bu kadar başarılı köy çocuğu yılın Maliye Bakanı bile olmuşken işler nasıl bu hale geldi ve 9 sene sonra kendi ifadesiyle “gecesine gündüzüne katan, heyecanlı ve heyecan verici ekip” ne olmuştu da irrasyonelin peşinden gitmişti?Mehmet Şimşek’e sorulacak çok soru var. Hakan Fidan’a ve diğerlerine olduğu gibi.
Bu soruların cevaplarının pek çoğu Mehmet Şimşek’in yarım bıraktığı hayat hikayesinde gizli. Türkiye kuvvetler ayrılığı gibi 200 senedir benimsaaenmiş bir ilkeye sırtını dönen bir anlayışla daha iyi noktada olamazdı. Bu sürecin kuraldışı tercihleri artık sürdürülebilir değil.
Mehmet Şimşek’in CHP’nin taleplerine sırtını dönmesinin çok da önemi yok. Biz onun hayatının anlatmadığı zamanında neler yaşandığını çok iyi biliyoruz.
Halk iradesini zaten gösterdi. Umutlu olmak için çok fazla sebebimiz var.
Yorum Yazın