Son 6 yılda gayrımenkul fiyat endeksi 12 kat arttı. Bu sadece Türk parası değer kaybetttiği için olmadı ama en çok da onun için oldu. Türkiye’de gayrımenkul dolar bazında akıl kanatan noktalara geldi. Dolar bazında fiyatlanan evler için bu gelinen noktalar tepe olarak kabul edilse, doların artmadığı TL’nin faiz getirisiyle alım gücü kazanması en azından mevcut durumda göreceli iyileşme anlamına gelecek.
Kaotik ekonominin kısa ve orta vadeli zararları üzerine
Son dönemin ekonomik gelişmeleri arasında üzerinde en çok konuşulan konu Türk Parasının değerlenmesi olarak öne çıkıyor. Carry Trade yoluyla ülkeye sıcak paranın girdiği bunun kısa vadeli mevduata dönüştüğü ve bu yolla ciddi bir kar penceresinin oluştuğu üzerinde duruluyor. Bu düşünceyi aşırı noktalara getiren ekonomistler oldu ve durumu şu şekilde tarif ettiler: Bugün Türk parasına verilen faizden değil dolara ya da euroya verilen faizden söz etmeliyiz. KKM aracılığıyla neredeyse %100 dolarize olmuş bir finansal sistemden çıktığımızı düşünürsek aslında yapılan bu yorumları biraz da öğrenilmiş çaresizlik ya da otomatiğe bağlanmış tepkiler olarak değerlendirmeliyiz. 2021 sonlarında hayata geçirilen kaos ekonomisinin Türk Parasını uğrattığı değer kaybının parayı TL’de tutmanın finansal intihar manasına gelmesinin etkilerini üzerimizden atmamız kolay değil. 2004’de 6 sıfır atarak itibar kazandırdığımız paramız yerlerde sürünüyor. Daha 20 yıl geçmeden paradan tekrar 2 sıfır atsak çok da yadırgatıcı olmaz. Benim önerim Sn. Şimşek’in son beyanında söylediklerine itibar edersek bu noktada sıfır atmak yerine doğrudan Euro’ya geçiş yapmak yönünde. Şaka da yapmıyorum. Yarım reformlardan çok sıkıldık. Mehmet Şimşek ve Ali Babacan Türkiye Ekonomisini sedyede bırakıp topuklayan yarım doktorlar olarak bize bu kaotik dönemi hediye ettiler. Babacan için geri dönüş zor olsa da Şimşek’in dönüşü muhteşem oldu. Niyeti yapısal reform yapmak sedyede bıraktığı hastayı bağırtarak da olsa iyileştirmek. Tek adamın gölgesinde imkansız olduğu aşikar olan bu çaba ilk seçimde (mümkünse erken olsun) emanetin çoğulculuğa devri ile beraber anlam kazanabilecek. Şimşek’in niyeti ne olursa olsun kaos ekonomisinin ülke parasına ve buna bağlı olarak ekonomisine ettiklerinin düzeltmeye ihtiyacı bulunuyor., Düzeltilecek şeylerin başında da ev fiyatları geliyor. Kadim dostum ve gayrımenkul piyasası deyince tereddütsüz ilk akla gelen Ahmet Büyükduman’ın son paylaşımında ev fiyatlarındaki görece gerilemenin pek çok nedeni arasında alternatif yatırım olarak mevduat faiz getirisinin de katkısının altı çiziliyor.
Duayen ekonomistlerin bazıları dövizin artmamasından endişe duyarak özellikle carry trade yoluyla ülkeye giren ve faizi alıp çıkmayı hedefleyen sermayenin altını çiziyor. Yapılan basit hesaba göre 100.000 doları TL’ye çevirip faize yatırıyor 1 ay sonra kur değişmediği için TL faiz getirinizi dolara çevirip sermaye kazancınızı alıp Miami’de ya da LA’de harcıyorsunuz.
FAİZİ ALIP ÇIKMAK
Türkiye’de emlak fiyatları tabii ki sadece mevduat faizi artırılarak düzeltilmez. Neticede faiz (düşük faiz) ev fiyatlarının artması için sebepti ama tek sebep değildi. Büyükduman da paylaşımında emlak piyasasına yapılması planlanan müdahalelerden söz ediyor ve bunların zaman zaman birbiriyle çelişen hedefleri işaret ettiğini belirliyor. Bu konuların detaylarını uzmanına bırakıp faiz/kur ilişkisine dair tespitlere geri dönelim. Duayen ekonomistlerin bazıları dövizin artmamasından endişe duyarak özellikle carry trade yoluyla ülkeye giren ve faizi alıp çıkmayı hedefleyen sermayenin altını çiziyor. Yapılan basit hesaba göre 100.000 doları TL’ye çevirip faize yatırıyor 1 ay sonra kur değişmediği için TL faiz getirinizi dolara çevirip sermaye kazancınızı alıp Miami’de ya da LA’de harcıyorsunuz. Alış satış ve transfer maliyetini göz ardı ettiğiniz bir hesaplamada bu yaklaşık %3’lük bir getiriye tekabül ediyor. Senelik bazda %36 gibi bir orana karşılık geliyor. Burada göz ardı ettiğimiz şeyler çok da göz ardı edilebilmesi uygun şeyler değil aslına bakılırsa. Alış satış kur farkı Bankalar nezdinde 1 lira düzeyinde. Bu aslında 1 aylık %3 kazancı sıfırlar. Ben Bankadan daha rekabetçi kur alırım diyen için de sınırlar. Ve asıl göz önünde tutulması gereken ise kur riski. Türkiye’de kurlar son dönemde ağır ağır artsa da geleneksel olarak hızlı artışlar da görülüyor. Kurun 1 günde %3 artması senelik %36’ya yani kazancın buharlaşmasına neden olabilir. Carry trade el de yakar cep de. Deneyimli ekonomist İris Cibre de bu konular hakkındaki tereddütlere değinmişti.
Burada, ana fikir harici bir çok bilgi hatalı:)
1) Yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelip, mevduat hesabı açmaz 2) 6 ay sonunda diyelim Fatih Beyin dediği gibi 37.74 kur bekleniyor 6 aylık 2.75% Dolar maliyeti Haftalık Offshore faiz bileşik 25,2% 1000 USD ile gelen, 6 ay sonunda… https://t.co/7Rrpb5b9iu — İris Cibre (@iriscibre) June 16, 2024
Sonuçta insanlar hep yakını hatırlar. Türkler ise en yakını hatırlar. Ama büyük resmi kaçırmamak lazım.
Carry Trade’i basit bir mekanizma olarak ülkenin sömürülmesi olarak görenler aslında AKP’ye olan haklı kızgınlığı ifade ediyorlar. Ancak AKP’ye çok kızsak da bu yangın yerinden çıkış yolunun paramıza değer katmak olduğunu bilmeliyiz.AKP’nin tükürdüğünü yalaması bu gerçeğin bir sonucuydu.
YANGINDAN ÇIKIŞ YOLU PARAMIZA DEĞER KATMAK
Son 6 yılda gayrımenkul fiyat endeksi 12 kat arttı. Bu sadece Türk parası değer kaybettiği için olmadı ama en çok da onun için oldu. Türkiye’de gayrımenkul dolar bazında akıl kanatan noktalara geldi. Dolar bazında fiyatlanan evler için bu gelinen noktalar tepe olarak kabul edilse, doların artmadığı TL’nin faiz getirisiyle alım gücü kazanması en azından mevcut durumda göreceli iyileşme anlamına gelecek. Cebinde 5 lirası olan bunu mevduatla 1 sene sonra 7 ye 8’e çıkarır ev fiyatları dolara paralel seyrederse mevcut TL birikimlerin biraz olsun yarasındaki kanama azalır. Carry Trade’i basit bir mekanizma olarak ülkenin sömürülmesi olarak görenler aslında AKP’ye olan haklı kızgınlığı ifade ediyorlar. Ancak AKP’ye çok kızsak da bu yangın yerinden çıkış yolunun paramıza değer katmak olduğunu bilmeliyiz. AKP’nin tükürdüğünü yalaması bu gerçeğin bir sonucuydu. Bizler için AKP’siz bir Türkiye umudunu çok da ertelemeden gerçeklerin altını çizmek en önemli görev olmalı.
Yorum Yazın