TÜİK’in “İstatistiklerle Kadın 2023” çalışmasının sonuçlarına göre, 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun istihdam oranının yüzde 47,5. Bu oran kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde ise yüzde 65,0.Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 13,9iken, yükseköğretim mezunu kadınların yüzde 68,8.
İSTATİSTİKLERDE KADIN
Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “İstatistiklerle Kadın 2023”çalışmasının sonuçlarını açıkladı.Bu araştırmanın en önemli iki bulgusu vardır.
İlki kadınların istihdam oranının erkeklerin yarısından daha az olmasıdır.
Araştırma sonuçlarına göre 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun istihdam oranının yüzde 47,5 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 30,4, erkeklerde ise yüzde 65,0 oldu.
İkincisi ise kadınlarda eğitim seviyesi arttıkça, iş gücüne katılımlarının arttığıdır.
Yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 68,8 oldu. Araştırması sonuçlarına göre 2022 yılında 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun işgücüne katılma oranının yüzde 53,1 olduğu görüldü. Bu oran kadınlarda yüzde 35,1, erkeklerde ise yüzde 71,4 oldu.İşgücüne katılma oranı eğitim durumuna göre incelendiğinde, kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe işgücüne daha fazla katıldıkları görüldü. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 13,9, lise altı eğitimli kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 27,1, lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 36,1, mesleki veya teknik lise mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 43,0 iken, yükseköğretim mezunu kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 68,8 oldu.Bu araştırma verilerinde de görüldüğü gibi kadının kamusal alanda görünürlüğünün ve varlığının artmasında en temel araçlardan birisi eğitim. Eğitim oranı yükseldikçe kadınların hayata katılımı artmaktadır. Unutmayalım ki, eğitim aynı zamanda herkes için bir sosyal mobilizasyon aracı.
Bununla birlikte ulusal eğitim İstatistiklerine göre, ortalama eğitim süresi 2022 yılında Türkiye genelinde 9,2 yıl iken, bu oran kadınlarda 8,5 yıl, erkeklerde 10,0 yıl oldu.Araştırmada cinsiyetler arası ücret veya kazanç farkı tüm eğitim düzeylerinde erkek lehine gerçekleştiği ortaya çıkıyor. Cinsiyetler arası ücret veya kazanç farkı, erkek ve kadın arasındaki ücret veya kazanç farkının erkek ücret veya kazancına yüzdesel oranı olarak tanımlanmaktadır. Kazanç Yapısı İstatistiklerine göre, yıllık ortalama brüt ücret-maaş ile hesaplanan gösterge için en yüksek fark yüzde 17,1 ile yükseköğretim mezunlarında, en düşük fark yüzde 12,4 ile yine ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti. Yıllık ortalama brüt kazanç ile hesaplanan gösterge için ise, en yüksek fark yüzde 19,6 ile lise mezunlarında, en düşük fark ise yüzde 14,5 ile ilkokul ve altı mezunlarda gerçekleşti.Araştırma sonuçlarına siyasi iktidarın inşa etmeye çalıştığı kamusal alanda kadına biçilen role göre değerlendirdiğimizde sonuçların iyimser olduğu bile söylenebilir. Çünkü iktidarın siyasi anlayışında kadının kamusal alanda varlığı ikincildir. Ve kadın/lar, kamusal alandan özel alana itmek için pek çok araç kullanılıyor. Yaşanan pratiklere baktığımızda kadının özel alana itilmesi iki türlü yaşanıyor. İlki kadın ve erkeğin kamusal alanda birlikte kullandığı, birlikte olduğu ortak alanlar ayrıştırılıyor. İkincisi ise, kadının işgücüne katılımı kamusal alandan özel alana yönlendiriliyor. Yani evde çalışma. Evişleri devlet araçlarıylateşvik edilerek kadın eve çekilmek isteniyor. Bu açıdan kadın işgücündeki göreli artışı nitelikli bir işgücü artışından çok hizmet sektörüyle sınırlı kalıyor.Özetle karşımızda iktidarın kadına yönelik kamusal alanda erkeklerle eşit haklara sahip, bunları eşit imkanlarla kullanan bireyden çok, kadının, annelik ve vatana iyi evlatlara yetiştirme misyonun kutsayan bir bakış var.
Yorum Yazın