Bütün bunların hepsine irrasyonel ekonomi çorbası diyebiliriz. Fiyatı da 1000 TL’den çok daha pahalıdır. Ödemesini ise milletçe yaparız.
Uludağ’da çorba içmenin temel ihtiyaç karşılama olmadığını savunmak işletme için pek de zor olmayacak. Öte yandan olağanüstü hal veya afet döneminde de değiliz. Mehmet Şimşek’in cayır cayır çalışan programını da dikkate alırsak ekonomik dalgalanmada hiç değiliz.
Uludağ’da 1000 liraya çorba satan işletmeye verilen 171.000 TL ceza pek çoklarını mutlu etti. Ticaret Bakan yardımcısı günlerdir sosyal medyada Robin Hood muamelesi görüyor. Kutlamaların bini bir para.
1000 liraya çorba olur mu? Piyasa ekonomisinde olmaması için pek bir neden yok. Uludağ gibi görece alternatifsiz bir bölgede olduğu için bu durumu kendi çıkarına kullanmış. İşletmeye kesilen cezanın haksız fiyatla pek alakası görülmüyor yapılan habere göre.
İşletmenin haksız fiyat artışı yönetmeliğine göre ceza yemesi de pek akılcı görülmüyor.
Yönetmelik fahiş fiyat artışınıysa;
Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artışı, olarak tarif etmiş.
Uludağ’da çorba içmenin temel ihtiyaç karşılama olmadığını savunmak işletme için pek de zor olmayacak. Öte yandan olağanüstü hal veya afet döneminde de değiliz. Mehmet Şimşek’in cayır cayır çalışan programını da dikkate alırsak ekonomik dalgalanmada hiç değiliz.
Sonuç olarak Uludağ’daki işletmenin canı istemezse kimse ona bu yönetmeliğe göre fahiş fiyat cezası kesemez. Hoş hukuka uyum endeksinde 117. Olduğumuzu göz önüne alırsak işletme yine de Ticaret Bakan yardımcısının popülaritesini çok da düşürmese iyi olur.
Ben bu işte bir orta yol bulunacağını tahmin ediyorum. Öteki türlü bu gidişin sonunda Etiler’den Bodrum’a kadar pek çok mekanın ifşa edilip Ticaret Bakanlığı elemanlarının fazla mesaiye kalmaları gibi bir sonuçla karşılaşabiliriz.
Mayıs 2020’de düzenlenen fahiş fiyat yönetmeliği başta Adam Smith olmak üzere kapitalizmin pek çok iktisatçısını huzursuz edecek şekilde kullanılabilir. Popülist bir iktidar için böyle fırsatlar kaçırılmaz. Piyasanın görünmez elini kırmak, arz talep grafiğinin kesişim noktasını, fay hattı misali kaydırmak gayet zevkli bir faaliyettir.
Türkiye ekonomisinin sözde NAS için özde ise ucuz ve uzun vadeli kamu kredileri ile belli kesimi kurtarmak için içine atıldığı yangını söndürmek için gelen/getirilen Mehmet Şimşek’in ilk sözü irrasyonaliteye son vermeliyiz olmuştu
NAS ekonomisi ile kurlar alıp başını gittiğinde iktidarın sadık yazarlarından Fuat Uğur kambiyo kontrolünün elzem olduğunu yazmış, kendisine cevap iktidarın en tepesinden saçmalama olarak gelmişti.
Hemen ertesi gün KKM/Kur Korumalı Mevduat lanse edilmişti. Hepimizin çok iyi bildiği bu tarihçeyi tekrara lüzum yok.
Türkiye ekonomisinin enflasyonla imtihanı irrasyonel dönemin en önemli sonucu olmuştu. Türkiye geçmişte de enflasyonlar görmüştü ama bu enflasyonların hiçbirinde emek aleyhine işler bu kadar zorlaşmamış, bölüşüm şartları bu kadar kötüleşmemişti.
BÖLÜŞÜM ŞARTLARI BU KADAR KÖTÜLEŞMEMİŞTİ
Fuat Uğur imkansız üçlemenin manasını biliyordu. KKM’nin manasını bilmiyordu. Ertesi gün öğrendi ve sustu.
Türkiye ekonomisinin sözde NAS için özde ise ucuz ve uzun vadeli kamu kredileri ile belli kesimi kurtarmak için içine atıldığı yangını söndürmek için gelen/getirilen Mehmet Şimşek’in ilk sözü irrasyonaliteye son vermeliyiz olmuştu.
Türkiye ekonomisinin enflasyonla imtihanı irrasyonel dönemin en önemli sonucu olmuştu. Türkiye geçmişte de enflasyonlar görmüştü ama bu enflasyonların hiçbirinde emek aleyhine işler bu kadar zorlaşmamış, bölüşüm şartları bu kadar kötüleşmemişti.
İrrasyoneliteler bununla da sınırlı değil tabii. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde tedavül eden en büyük para 200 TL ve bu paranın dolar karşılığı günümüz kurunda 5.8 ediyor.
2004’de yeni türk lirasına geçen Türkiye’nin bu tarihteki en yüksek banknotu yani 100 Yeni Türk Lirası tam 71 Dolar etmekteydi. 5.8 dolar eden Türk lirası banknotu yoktu 10 lira verip 2 lira üstünü almanız yada 5 lira verip ilave 3 lira daha vermeniz gerekiyordu.
Türkiye’de enflasyonu fırında, lokantada, pastanede, pazarda arayanları anlayışla karşılamakla beraber yukarıda bahsettiğim servet bölüşüm krizi çerçevesinde onları biraz da saf buluyorum.
Ticaret Bakanlığı fahiş fiyat denetimini sarı sitenin emlak ilanları arasında yapmayı denemek istemez mi? Özellikle projeler başlığı altında 20 milyon TL’den 40 milyon TL’den 60 Milyon TL’den başlayan fiyatlarla satılan evler 1000 liralık çorbadan teknik olarak ne açıdan farklı anlamıyorum.
Azami 200 m2 bir evin M2 fiyatı ne kadar olabilir? Mahfi hocayı dinlemek için gittiğim Acarkent’te 500 Milyona satılık evler olduğunu fark etmiştim. Bir evi 500 milyon fiyata çıkaran faktör nedir?
Bütün bunların hepsine irrasyonel ekonomi çorbası diyebiliriz. Fiyatı da 1000 TL’den çok daha pahalıdır. Ödemesini ise milletçe yaparız.
Yorum Yazın